7.bölüm
Bu aptal kıyafetleri giydiğime inanamıyordum. En azından iç çamaşırlarımı yıkayıp, onları giymiştim. Ama bu korse beni o kadar çok sıkıyordu ki. Saçlarımı tepemde bukleler halinde topuz yapan Martha'ya aynadan baktım. En azından yıkanmıştım. Ama tam bir haftadır süren oturup, kalkma diksiyon derslerinin ya da adap kurallarının pek işe yarayacağını söyleyemem. Sıkıntıyla aynadan Martha'nın aksine baktım.
"Sence bu kadar süse ne gerek var Martha." Genç kadın hafifçe gülümsedi.
"Lütfen yorumunu yap bunu kaldırabildim. Bir kanişe benzedim değil mi. Hani şu tüyleri şekilli kesilenlerden." Genç kadın gülmemek için kendini zor tutuyordu.
"Leydim, şimdi tam anlamıyla çekici bir kadına benzediniz."Aynadaki aksime tekrar baktım.
"Ne kadarda iyimsersin Martha." Kapının çalınması ile sustum. "Giriniz."
Kapı yavaşça açıldı ve 1 haftadır bana ders veren Sammy'nin halası içeri girdi.
"Kathy, tatlım. Ayağa kalk ta sana bir bakayım." Bu kadını nedense büyükanneme benzetiyordum. Aynı onun gibi aristokratlığı ile gurur duyan, tam bir İngiliz. Yalnızca daha kısa ve daha tombul. Sammy'nin dediğine göre Clara hala dedikoduları önlemek için bu evde kalıyordu. "Tanrım, daha önce senin kadar güzel bir kadın gördüğümü hatırlamıyorum. Baloyu kasıp kavuracaksın. Kaç yaşındayım demiştin tatlım." Aslında teorik olarak daha doğmamıştım bile. Ama bu bilgiyi kendime saklamayı uygun gördüm.
"29 Clara hala." Elini düşünceli bir şekilde çenesine koydu. "Anlayamıyorum, bu kadar güzelken nasıl oldu da bu yaşa kadar evlenmedin?" Ona gerçeği söylemek isterdim ama Sammy'e bir söz vermiştim. Eğer onun oyununu oynarsam, bana eve dönmenin yolunu bulacağına söz vermişti. "Clara hala biliyorsun ki ben tam bir romantiğim ve hayatımın aşkını bekledim.Ta ki.." Beni susturmak istercesine tombik elini savurdu. "Evet, evet. biliyorum. Samuel'e umutsuzca aşıksın. Oda sana.. Bunu bakınca görebiliyorum çocuğum." Neyse en azından bir köstebek kadar kör olmalıydı. Çünkü şu dünyada gerçekleşmesi imkansız olan bir şey varsa oda sayın dükün aşık olabileceği idi, özelliklede bana. Ellerini savurarak ve tombul bedenini odada gezdirerek konuşmaya devam etti.
"Her şey güzellik değildir tatlım, sen geleceğin düşesi olacaksın. Bu yüzden, bu Amerikalı aksanın ve garip tavırların burada bir düşes olabilmen için hoş karşılanmaz. Senin eğitimin tamamlanana kadar mümkün olduğunca az konuş, bırak ta soruları ben cevaplayayım."
Tamam anlamında başımı salladım. Bir an önce bu maskaralığın sona ermesini istiyordum. Kadın yine cıvıldayarak ve İngiliz aksanını vurarak konuşmaya başladı. "Yelpazeni alda gidelim hayatım." Hızlı adımlarla odadan çıktı. Ben bir süre arkasından baktım, sonrada Martha'ya döndüm.
"Sence de beni deli etmek için mi uğraşıyor?"Genç kadın önümde hafifçe reverans yapıp odadan çıkmadan önce sorumu cevapladı.
"Sanırım sizden hoşlanıyor leydim."
***
Nerde kalmıştı bu lanet olası kız. Geç kalacaktık. Neden bu kadar panik olduğumu bilmiyorum ama belki de bu oynadığım oyun çok ta iyi bir fikir değildi. Babama gidip bu nişan olayını anlattığımda gözlerindeki parıldamayı unutamayacağım. Tek oğlu benim ve elbette neslinin devam etmesini istemesini anlıyorum ama beni neredeyse metresimle bile evlendirmeye kalkması... Yeleğimin cebinden saatimi çıkartıp tekrar baktım. Kesinlikle geç kalacaktık.
Neyse en azından Kathy'i ikna edebilmiştim. Hala buradan gitmek için çok hevesliydi. Bense ona her bakışımda öpüşmemizi hatırlıyordum. Gerçektende bu kadar iyi rol yapıyor olabilir miydi? Merdivenden gelen sese döndüm ve Clara halanın cüssesinden beklenmeyecek kadar zarif ve çevik hareketlerle merdivenlerden inişini gördüm. Adeta koşar adımlarla yanıma geldi.
"Samuel tatlım, çok güzel bir kız bulmuşsun ama nasıl desem, biraz..." Hala odadan çıkmamıştı.
"Amerikalı mı?" Clara hala gülümsedi ve yine o sevimli haline büründü.
"Bu oldukça kibar bir anlatım." Ardından Clara hala'nın bakışlarını takip ettim ve merdivenlerin başında onu gördüm. Yüce tanrım acı bana....,
