Bölüm 18

10.1K 695 5
                                    

18.Bölüm

Atları serbest bırakıp, sepeti aldım. Arkamdan bana bakışını hissediyordum ama gelene kadar konuşmamız ve ortamın gerginliği devam ediyordu. Sepetten örtüyü çıkarıp yere yaydım ve ayağımdaki ayakkabılarımı adeta fırlatırcasına çıkardım ve yumuşak çimenlere basıp gözlerimi yumdum.
"Ne düşünüyorsun?" Diye sordu. Gözlerimi açmadan cevapladım. "Burayı özleyeceği mi? Hava ne kadar temiz, yiyeceklerin lezzeti mükemmel." Uzandım ve ellerimi başımın arkasına koydum.
"Hepsi bu mu?" dedi. Hâlâ gözlerim kapalıydı ve gözlerimin önünde çıplak göğsü vardı.
"Elbette değil, herkesi hepinizi çok özleyeceğim." dedim ve kalp atışlarım hızlandı. Şimdi o egzotik ve baştan çıkarıcı kokusunu duyabiliyordum ve gözlerimi açmaktan korktum.
"Eğer ailen olmasaydı, seni bekleyenler, burada kalmayı düşünür müydün?" Gözlerimi açtım ve o an yanımda uzandığını fark ettim. Benim gibi gökyüzüne odaklamıştı bakışlarını.
"Bu cazip gelirdi ama burada ne iş yapabilirim ki?" Yavaşça başını bana çevirdi.
"Benim nişanlımsın? Neden çalışmaya ihtiyacın olsun ki?" Ona baktım ve güldüm.
"Tanrı aşkına Sammy, bu nişanlılık hikâyesini hiç evlenmemek için uydurdun. Neden buna devam etmek isteyesin ki?" Bana bakıyordu garip bir şekilde, ardından güldü.
"Haklısın, nedenini bilmiyorum ama sonuçta benimde soyumu devam ettirmem gerek. Nasılsa bir gün bir şekilde evleneceğim."  Elimi başımın altına koyup ona döndüm ve doğruldum.
"Sence ben damızlığa benziyor muyum?" Ciddiyetle bana baktı ve aynı pozisyona geldi.
"Bence oldukça güzel bir görüntü sergiliyorsun ve senden olacak çocuklar oldukça güzel olacaktır." Derin bir nefes aldım ve tekrar uzandım.
"Bir adamın koynuna tek bir nedenle girerim." Sesi çıkmadı bende devam ettim.
"Oda üremek değil aşkla olur ve sen tam bir zamparasın Samuel Edward Black. Yani varsayımlarla konuşuyorsak burada kalsaydım. Asla bir zamparayla yalnızca üremek için evlenmezdim." Hızla ayaklandı.  

"Tanrı aşkına bana bak! Kathy. Sen burada olduğundan beri metresimi gönderdim ve tek bir kadınla birlikte olduğumu gördün mü?" Konu nasıl olmuştu da buraya gelmişti. Ayaklandım.
"Sammy, son haftamı berbat etmek için uğraşıyorsan eğer, hemen ata binip gidebilirim." dedim ve hızla bana yaklaşmasını gördüm. Ardından güçlü kolları ile beni sardı.
"Çok üzgünüm Kathy! Benim hatam saçmalıyorum." Bende ona daha çok sokuldum.
"Önemli değil. Bende gerginim." Benden biraz uzaklaştı ve ellerimi tuttu.
"Umarım o sepete şarap koymuşsundur." dedi. Gülümsedim. "Senin için evet!"

  Aynanın karşısında otururken, Martha'ya baktım. Ne o nede bir başkası bugün son günüm olduğunu bilmiyordu. Tüm haftamı Sammy'le geçirmiştim. Ama o üreme konusundan sonra geceleri onunla geçirme isteğime karşı koydum. Evet, bütün hafta onunlaydım ama Sammy'nin aramıza koyduğu duvar ve benim onu yıkma girişimlerim faydasız kalmıştı. Martha saçlarımı yaparken düşünceliydi, büyük ihtimalle nedensiz yere süslenişime bir anlam veremiyordu ama ben giderken bu görüntümle Sammy'nin aklında kalmak istiyordum.
"Martha sence ben asla bir hanımefendi olamam değil mi?" Kız aniden dondu kaldı ve şaşkın gözlerle aynadaki aksime baktı.
"Leydim..."
Elimle onu susturdum ve yavaşça ona yüzümü döndüm.
"Kibarlık ya da nezaket değil, yalnızca gerçekleri duymak istiyorum." dedim. Önce kızardı genç kız.
"Şey Leydim, bu benim çalıştığım üçüncü ev ve evet siz biraz farklısınız ama sizi temin ederim ki diğer sahibelerimden daha çok daha iyisiniz. Size hizmet ettiğim için onur duyuyorum." dedi. Gözlerindeki samimiyeti gördüm ve kalkarak ona sıkıca sarıldım.
"Martha seni, hiç birinizi asla unutmayacağım. Dilerim, mutlu bir hayat sürersin." Şaşkınca bana baktı. "Neden böyle konuşuyorsunuz." Birden güldüm.
"Bu ara fazla duygusalım, sen bana bakma saçmalıyorum. "dedim ve saçımı tamamlaması için döndüm. Ardından en güzel giysimi giymeme yardım etti. Akşam yemeğini yemek için yavaşça merdivenlerden indim ve bana şaşkınlıkla bakan Uşak Nick'i gördüm. Ona gülümsedim.
"Nick, ağzını açmak çok kaba." dedim gülerek ve genç adam kendini toparlayıp hemen eğildi.
"Leydim, Lordum ve leydi Clara yemek odasında sizi bekliyorlar." Tekrar gülümsedim.
"Teşekkür ederim Nick, her şey için." Adam ne demek istediğimi anlamadan şaşkınca bana baktı ve ben kendimden emin adımlarla yemek odasına girdim. Sammy beni görünce bir an şaşkınca kaldı. Sonra hızla ayaklandı ve yanıma gelip elimi öptü. "Çok güzelsin." kulağıma fısıldadığında onu öpmemek için zor tuttum kendimi. Yalnızca gülümsedim, çünkü konuşamayacak kadar heyecanlıydım. Yemeğimizi yerken Clara hala ile tatlı bir sohbete girdik. Aslında Clara hala yemekte konuşmaktan nefret ederdi ama nedense son zamanlarda bu alışkanlığından vazgeçmişti. Sofradan kalkarken tamamen nezaket kurallarına uymaya çalıştım ve Clara hala'nın onaylayan bakışları ile mutlu oldum. O saatten sonra nedense zaman benim için daha hızlı geçti. İstemiyordum, gitmek onları bırakmak istemiyordum ama Mia 'yı düşündüm. Bana ihtiyacı vardı. Anne ve babamdan sonra beni kaybetmek onu yıkardı. Bir aydır buradaydım, nasıl olmuştu da bu insanlara bu eve bu kadar çabuk alışmıştım. Bu nasıl olmuştu. Yıllar sonra karşılaştığım büyükanneme bile sanıldığı kadar yakın değilken. Geçmişte yaşayan bu insanlara nasıl bu kadar çabuk bağlanmıştım. Clara hala bize iyi akşamlar dilerken arkasından gittim ve onu durdurdum.
"Clara hala, seni çok seviyorum. Bunu biliyorsun değil mi?" Yaşlı kadın şaşıran gözlerle bana baktı.
"Elbette kızım, bende seni seviyorum." Dolan gözlerimden akan yaşları tutmak isterken ona sıkıca sarıldım.
"Sen benim hayatımın en önemli insanlarından birisin." dedim. Sevgiyle saçlarımı okşadı. Benden uzaklaştı dolan gözleri ile bana bakarken gülümsedi.
"Duygusal halin fevri halinden daha İyi. " dedi ve uzanıp yanaklarımdan öperken bana tatlı rüyalar diledi. Sanki uyuyabilecekmişim gibi.

DARTMOUND SERİSİ 1 AŞK YÜZYILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin