25.Bölüm
"Ah Kathy, kalabalığı görmelisin?"
Mia odanın içinde sürekli dolanarak konuşuyordu. Saçlarımı yapan Martha'ya aynada bakıp gülümsedim. "Mia, sakin ol lütfen, beni daha çok heyecanlandırıyorsun." Aniden durdu.
"Çok üzgünüm. Burası o kadar inanılmazki. Nikâha Prensinde geleceğini duymuş muydun? Tanrım bir rüyadayım sanki." Derin bir nefes aldım.
" Tanrı aşkına Mia, sen mi yoksa ben mi evleniyorum." Ellerini koyacak yer bulamıyordu adeta.
"Tamam, sakinim." dedi sanki kendini teskin etmeye çalışıyordu. Martha'nın işi bitince korsemi daha çok sıktı. "Tanrı aşkına Martha, bu yapacağına beni bıçakla lütfen." dedim yarım nefes. Kalbim yerinden çıkmak için çıldırıyordu. O kadar heyecanlıydım ve bunu belli etmemek için uğraşıyordum.
Yourk dükü arması taşıyan arabalar ve Edmount'un kont armasını taşıyan arabalar misafirleri götürmek için aşağıda bekliyorlardı. Tüm İngiltere en büyük nikâha ve arkasından gelecek olan düğüne hazırdı. Tüm sosyete bu günü konuşuyordu ve ben hiç olmadığım kadar güzel olmak istiyordum. Gelinliğimi giydikten sonra duvağımla yüzümü örttük. Gelinliğin tasarımını kendim yapmıştım. Her ne kadar burayı sevsem de hala 21.yüzyılın kızıydım.
Straptez gelen göğüs kısmı biraz açıktı ve belimi tamamen sarıyordu. Eteği o kadar kabarıktı ki. Nasıl zapt edeceğimi düşünmeye başlamıştım. En güzel yeri 2 metrelik kuyruğumdu ve Martha'nın da içinde olacağı 6 nedime tarafından taşınacaktı. En son boy aynasına baktım ve Martha ile Mia'ya döndüm.
"Lütfen gerçeği söyleyin. Nasıl oldum." İkisinin de şaşkın bakışlarından bir şey çıkarmaya çalışıyordum.
"Tanrı aşkına Kathy muhteşem gözüküyorsun." Son bir ayı evin dekoru ve gelinliğimle uğraşarak geçirmiştim. Clara hala, büyükannem, Mia ve sayın düşes'te bunun için çok uğraşmıştı. Babası Samuel'e verdiği sözü tuttu ve evlendiği gün düklük haklarını ona devretti.
Bu gün ki nikâhtan sonra düşes ilan edilecektim. Umursuyor muydum peki. Hayır. Tek heyecanım, tam bir aydır ayrı yattığım Sammy'le karı koca olacak olmamdı. Arkamı döndüm ve oda kapısını açan Mia'nın yanından dışarı çıktım. Merdivenlerin başından beni dük karşıladı ve onun koluna girdim. Eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Sevgili yavrum, ailemize katıldığın için çok mutluyum." Gözümden yaşları akıtmamak için çaba sarf ettim.
"Bende efendim."
Arabada kliseye giderken artık kalbimin atışlarını engelleyemiyordum. Sammy, Edmount'la beraber bizi kilisede bekliyordu. Karşımda oturan Clara hala ve Büyükanneme baktım. "Sanırım, heyecandan düğünümü göremeden öleceğim." dedim. Clara hala panikledi.
"Aman Tanrım, Kathy hayatım. Lütfen sakin ol." Elindeki yelpazesini deli gibi sallıyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Halacım, beni sakinleştirmen gerekiyor. Panikletmen değil." Yaşlı kadının daha çok eli ayağına dolandı ve büyükannem olaya el koydu. "Kathy, sakin ol! Yoksa vaz mı geçiyorsun." Bu Clara halayı daha da panikletti. Bir kahkaha attım.
"Tanrı korusun ki hayır büyükanne." dedim nefes nefese.
"Ah Tanrım, bu korseden nefret ediyorum."
*********
"Samuel, turlamayı kes! Başımı döndürüyorsun." Aniden durdum.
"O zaman nerde kaldı bu kadın." diye söylendim. Edmount ayaklandı.
" Tanrı aşkına Tüm Londra'nın sokakları kilitlendi bu düğün yüzünden. Yoldadırlar." Tekrar odayı turlamaya başladım.
"Ya vazgeçtiyse? Edmount ben ne yaparım." En yakın dostum omuzlarımı tuttu.
"Saçmalamayı kes! O kız senin için hayatından vazgeçti." Ardından anons duyuldu. Derin soluk verdim. Bu Kathy'nin geldiğini gösteriyordu. Edmount'la beraber son kez aynaya baktık ve rahibin karşısında yerimizi almak için dışarı çıktık. Klise tıka basa dolmuştu. Birçok misafir ayakta ve kapıda gerçekleşecek olan nikâhı merakla bekliyorlardı.
