"Nehir, Selen ve Kıvanç derhal müdürün odasına bekleniyorsunuz." Hadi ama gene ne bok yedik. Yeter ama.
Kafamı Nehir'e doğru çevirdiğimde o da bana bakıyordu aynı anda omuz silkip müdürün odasına doğru yürümeye başladık.
Müdürün odasına varınca kapıda Kıvanç'ı gördüm. Bize baktı sonra odaya girdi, bizde arkasından.
Müdür sandalyesine oturmuş bize tedirgin bir şekilde bakıyordu. Aslında bir suç işlesek tedirgin değil mutlu olurdu adam ceza vermeye bayılıyor.
Geçen çocuğun suratına, kesinlikle bilerek, top attım adam bana koskoca bahçeyi temizletti tabi ben ne yaptım, temizlemek yerine iyice boka çevirip okuldan çıktım. Hah yaşa ben.
"Çocuklar size hem iyi hem kötü haberim var." Üçümüz merakla müdüre baktık.
"Kızlar kötü haber size... Yaptığınız bütün haylazlıklar yüzünden okuldan atıldınız ama sizi kabul eden tek bir lise var o da..."
"Hocam çatlatmayın söyleyin hangi lise bizi kabul ediyor?" dedi Nehir.Müdür sıkıntı ile nefes verip,
"Sizi kabul eden lise erkek lisesi." Müdür susup tepkimizi ölçmeye çalıştı ama çalıştı çünkü hiç tepki vermiyoruz.
"Ve Kıvanç senle ne ilgisi varsa yaptığın olaylar yüzünden kızlarla sen de gideceksin." Müdür bize lise ile ilgili kuralları falan anlattıktan sonra bizi odadan attı. İyi haberi söylemedi, doğru iyi haberin bizim ondan kurtulmamızdı, cidden iyi bir haberdi ama adamla da uğraşmak eğlenceliydi be.
Odanın kapısında bir iki saniye Nehir'e baktım ilk olarak sırıttık sonra gülerek çığlık atmaya başladık. Düşünsenize yüzlerce taş varlığın buluştuğu bir yer düşüncesi bile ayrı bir insanı mutlu veriyor. Kıvanç bize bakıp,
"Kızlar mal mısınız ?" Bildiğin şeyi neden sorarsın ki. Evet malız anlaması bu kadar mı zor be uşağım?
"Kıvanç gay olsaydın bizden anlardın canım. Nehir Kıvanç'ı gay olarak düşünsene." Nehir birden anırarak gülmeye başlayınca Kıvanç bize iğrenircesine bakıp yürümeye başladı.
"Nereye gidiyoruz?" Nehir haklı lan biz nereye gidiyoruz?
Kıvanç gözlerini devirip "Salaklar sınıfa." dedi. Doğru lan eşyaları toplayacaktık.
Sınıfa daldığımızda ingilizceci bize bön bön bakmaya başladı Kıvanç hocayı umursamayarak sırasına geçip toplamaya başladı,Nehir ve bende sıramıza geçip toplamaya başladık.
Toplama işi bitince sınıfın ortasına geçtim.
"Evet herkes salak gibi bakmaya devam ediyorsa ben olayı özet geçeyim. Kısa ve öz olarak hepinizden kurtuluyoruz Allah belanızı versin. İnşallah geberirsiniz."
"Amin" Bunu söyleyen Nehir'di heyt be kimin kankası!
Okulun çıkışına geldiğimizde motoruma doğru gitmeye başladım. Evet bir motorum var kıskanın köpekler.
Motora binip kaskımı taktım bakışlarımı Kıvanç ve Nehir'e çevirdiğimde ikisi de kasklarını takıyordu, onları beklemeyip motoru sürmeye başladım bir kaç dakika sonra yanımda Nehir'in motoru belirdi sonra Kıvanç'ın ki. Bir kaç dakika sonra iki yolun ayrıldığı şerite geldiğimizde motoru kenara çektim Kıvanç ve Nehir de bana uyarak motoru kenara çektiler motordan inip çantamı Nehire verdim.
"Ben bu sefer uzun yolu kullanacağım siz eve kestirmeden gidin." Kıvanç ve Nehir kafalarını sallayıp eve doğru gittiler insan bir el sallar ama.
Motora binip sürmeye başladım bir kaç dakika sonra önümden hızla bir motor geçti ve aynama çarptı. Evet ben de kavga istiyordum. Peşini bırakır mıyım? Bırakmam. Gerekirse ağzına bile sıçarım. Tamam fazla tepki gösteriyor olabilirim ama çarpıp kaçması ayıp.
Motorun hızlandırıp çocuğa yetiştim. Çocuk bana ters ters bakıp kenara çekti bende onun yanına.
"Ulan hıyar ne diye kaçıyorsun? Yakalayamıyacağımı mı zannettin!"
"Hassiktir kızlar böyle motor kullanıyorlar mıydı?" Hayda bu çocuk mal çıktı lan.
"Konuyu değiştirme o motorun parasını ödemene gerek yok ama bir özür bekliyorum."
"Bok dilerim. Bak dedim senden bok diliyorum!" İyi sen istedin. Çocuğun yakasını bırakıp bir adım geriledim, elimi yumruk yapıp suratının tam ortasına geçirdim. Elim acıdı lan.
Çocuk biraz sendeledi elini burnundan çekince bir iki damla kan döküldü. Bir kaç saniye baktım ve elimi sallayıp,
"Tekrar görüşmemek üzere baybay." Motoruma binip eve doğru sürmeye başladım, Kıvanç elimin bu halini görünce kızacaktı ama olsun buna değdi.
