Media= Nehir
Eve girip odama çıktım akşam olmuştu ve ben akşama kadar Kerem'le o kaputun üstünde yatmıştık, benim üzüldüğüm şey gitti güzelim kaput. Kaput demişken benim acilen Deniz'i aramam lazım.
Telefonumu çıkarıp Deniz'i aramaya başladım, çalıyor çalıyor ama açmıyor. Ah hadi ama!
Dördüncü aramada Deniz'in uykulu sesini duydum."Efendim Selen?" Oh bir şey olmamış.
"Deniz bak şu an ne dersem sorgusuz sualsiz yapacaksın tamam mı?"
"Ne demeye çalışıyorsun Selen?"
"Deniz şu an evde kim varsa onunla hemen dışarı çık ve o evden uzaklaş!"
"Selen sakin olur musun." Ah çıldıracağım ama! Dediğimi yapsana be çocuk!
"Deniz beni konuşturtma çık o evden hemen!"
"Tamam Selen yeter ki sakin ol."
"5 dakika içinde bizim eve geleceksin süren başladı çabuk ol." Deniz'in bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım ve Kıvanç'ı aradım. Tabi zeki çocuk hemen açtı.
"Efendim Selen?"
"Neredesin?"
"Eve geliyorum, sokağın başındayım."
"O zaman orada Deniz'i bekle, lütfen korkuyorum."
"Niye? Bir şey mi oldu?" Kıvanç sen neden unutursun ya.
"Ya salak Arda Deniz'in evini yakmayacak mı!" Kıvanç bir kaç saniye sustu, aklına yeni geldiği belliydi.
"Siktir! O vardı, Deniz'i aradın mı?"
"Evet aradım sen onu sokağın orada bekle." Kıvanç bir şey söylemeden telefonu kapattı, bu yaptığına biraz sinirlensemde üstünde durmadım. Hızla odamdan çıkıp Nehir'in odasına girdim, Nehir uyuyordu. Oha ama lan bu kızın ömrü: ye, iç, sıç, oyun oyna, kıçını devirip yat oh ne rahat be.
Nehir'in odasından çıkıp salona gittim, televizyonla ilgilendikten sonra kapı çaldı, koşarak açtı. Deniz ve Kıvanç gelmişti, hızla Deniz'in boynuna sarıldım.
"Beni bu kadar sevdiğini bilsem daha sık gelirdim." Deniz'in dediğine gülüp salona geçtim, Deniz bana baktı, kesin soru soracak.
"Selen telefonla arayınca telaşlıydın ne oldu?" Ben demedim mi soru soracak diye.
"Ya şey... Arda bu akşam gelip senin evini yakacaktı sonra video kaydına falan alacaktı, falan filan."
"Sen bunu nereden öğrendin?" Gururla gülümsedim,
"Bir polisin yapamadığı şeyi yapan benim, ben mükemmelim öğrenmem normal." Deniz hafif tebessüm edip, düşünmeye başladı.
"Tunç'u yakaladık." Deniz Kıvanç'a baktı,
"Siz ciddi misiniz?" biraz espri mi yapsam. yapayım dimi. yapayım yapayım ne olacak ki?
"Hayır Deniz ben Selen'im." evet bu espriden sonra Kıvanç'tan bir yastık yeme keyfi.
"Offffff. Offfff." Ciddi anlamda sıkılmıştım, Deniz ve Kıvanç aralarında konuşuyorlardı bende ikili koltukta yatıyordum, kimse beni umursamıyor. Yattığım yerden kalkıp mutfağa gittim. Buzdolabını açıp içine baktım. İçi dolu ama yiyeceğim bir şey yok, ama canım bir şey yemek istiyor. Buzdolabını kapatıp salona geri döndüm, Kıvanç telefonda birini arıyordu. Umursamayıp merdivenlerden yukarı çıkarken,
"Alo Barış ağabey, ev ne oldu?"
"..."
"Hmm yani yalan söyleme ihtimali var."
"..."
"Tamam evden çıkıyoruz biz." Kıvanç hızla bana baktı,
"Selen git Nehir'i getir çıkıyoruz." Başımı sallayıp koşarak üst kata çıktım, Nehir hala uyuyordu, o anin verdiği gereksiz heyecan korku ve stres ile Nehir'i ölesiye sarsmaya başladım.Nehir hızla yattığı yerden kalkıp bana baktı,
"Selen iyi misin ne oldu?"
"Nehir kalk acil üstünü giyin dışarı çıkıyoruz ölüm kalım meselesi!" Tam odadan çıkacakken Nehir kolumu tuttu,
"Selen bana ne olduğunu anlatmazsan şuradan şuraya gitmem." Ah hadi ama bunun sırası değil.
"Nehir bak bu evden bir çıkalım sana her şeyi anlatacağım." Nehir başını salladı bende hemen odadan çıkıp aşağı indim.
İki dakika sonra Nehir koşarak aşağı indi, vakit kaybetmeden evden çıktık, biraz yürüdükten sonra bir sokağa girip durduk, Nehir hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Biri bana burada neler döndüğünü söyleyebilir mi!" Derin bir nefes alıp Nehir'e baktım,
"Nehir bak sana önceden söylememiz gerekirdi ama... Tunç'u yakaladılar." Nehir'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü,
"Siz ciddi misiniz, ve bunu bana yeni mi söylüyorsunuz! Size inanamıyorum ben gidiyorum!" Evet Nehir fena kızmıştı, zaten ne bekliyordum ki mutluluktan ağlamasını falan mı?
"Nereye gidiyorsun.?!" Kıvanç fazla sinirlenmişti, Nehir arkasını dönüp bize baktı,
"Sana ne !" Nehir yürümeyi bırakıp koşmaya başladı, Kıvanç'ta arkasından koşmaya çalışacaktı ki Deniz kolundan tuttu.
"Kıvanç bırak yalnız kalmaya ihtiyacı var, bu kadar şeyi kaldırması bile büyük bir şey." Kıvanç derin bir nefes alıp, yavaş yavaş yürümeye başladı.
"Nereye gideceğiz?" Deniz bana bakıp,
"Ateş veya Kerem'in yanına gidebiliriz, olmazsa otele falan bilmiyorum." Başımı sallayıp ceplerime baktım. Ah ne kadar güzel telefonumu evde unuttum.
"telefonu yanında olan var mı?" İkisi de başını olumsuz anlamda salladı.
"Kime gidelim?" Kıvanç başını kaşıdı,
"Sanırım Nehir Ateş'in yanına gitti, onun için Kerem'in yanına gideceğiz." Yaşasın.
+50 vote ile yani bölüm geliyor. Pamuk eller vote tuşuna. :D