43. Bölüm

4.9K 257 31
                                    


Nehir'in peşinden gitmek için önümdeki Kıvanç'ı itekledim. Nehir merdivenin trabzanlarından kayarak aşağı indi. Ben bunu yapınca merdiven tarafına düşmüştüm. Beş gün bel ağrısı çekmiştim. Onun için yemiyo.

Hızlı bir şekilde merdivenden inip Nehir'in peşinden gittim.  Lan bu dışarı çıkıyor, neyse yapıcak bir şey yok takip edem.

Ayakabılarımı giyip Nehir'in peşinden dışarı çıktım. Haydoooaaa.

"Lan nereye gidiyorsun?" Nehir arkasını dönüp

"Ebene kanka, ebene gidiyorum. Gidip neden böyle mal bir insan doğurtmuş diye sorucam. Gelicek misin?"  Gözlerimi devirip Nehir'in yanından yürümeye başladım.

"Oda da ne oldu?"

"Boşver."

"Yaa söyle."

"Öfff. Benden hoşlandığını söyledi."

"Bu mu yani? O kadar bağırış bunun için miydi?"

"Sayılır."

"Açık konuş."

"Hay... mal mısın kapıyı dinlemedin mi?"

"Gerizekalı kapıyı dinlesem sana sorar mıydım?" Nehir biraz düşünüp gülmeye başladı.

"İyi misin lan? Al bunu da kaybettik işte." Nehir gülmeye devam ederken ben de etrafa bakıyordum. Yalnız fark ettim de biz hiç eve gitmiyorum. Sokakta kalmış gibi milletin evinde yaşıyoruz.

Nehir'e dönüp "Motorcuğumu özledim."

"Beter ol kanka." Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim.

"Yalnız okullar tatil oldu, biz sınıfta kaldık ve üstüne üstlük karneleri almadık." Gülmeye başlayınca Nehir'de gülmeye başladı.

"O salak kağıt parçalarını almaya gerek yok."

20 dakikalık yürümenin ardından eve varmdık. Camın önündeki mermeri kaldırıp anatarı aldım ve kapıyı açtım.

İçerisi havasızdı. Nehir'e dönüp "Tüm odaların camlarını aç, ama sinekliklerin takılı olduğundan emin ol. Gece yenmek istemiyorum." Nehir tamam anlamında başını sallayıp merdivenlerden üst kata çıktı bende alt katın tüm pencerelerini açtım.

Mutfağa gidip buzdolabını açtım. İçerisindeki tüm yiyecekleri çöpe döktüm ve Kıvanç'cığımın mükemmel kredi kartını aldım. Ah bu kredi kartını çok seviyorum.

Biraz uğraştan sonra motorların anahtarlarını bulup evden çıktık.

Arka bahçeye gidip motrların üstündeki muşambaları kaldırdık.

Karşımda pırıl pırıl bir 2006 Yamaha YZF-R1 SP. (Fazla abarttım tmm gülmeyin)

Motorcuğuma binip motoru çalıştırdım. Nehir de hazır olunca en yakın markete sürmeye başladık.

Ana caddeye çıkınca biraz yavaşlamak zorunda kalmıştık çünkü ileride kaza vardı. Biliyorum fazla zekiyim.

Ben arabaların arasından geçmeye çalışırken Nehir Hanım yaya yolundan gidiyordu. Vay kalleş, inşallah durudurup döverler seni.

Kazanın olduğu yere bakınca... Ah hadi ama! Bu Kaan.

Motordan hızla inip Kaan'ın yanına koştum.

"Bir şeyin yok di mi? İyisin?" Kaan gülüp arabaya baktı. Araba çizilmiş. Bu mu yani? Peki.

"Neyse iyiysen sana kolay gelsin."

"He Selen he, hadi git." Gülümseyip motora tekrar bindim. Nehir yoktu niye çünkü aç arkadaşımız markete gitmiş.

Markete varınca Nehir'in motorunun yanına park edip markete girdim. Şu kapıdan girdiğiniz anda ki serinliğin mutluluğunu kimse veremez be.

Nehir'i makarnalara bakarken buldum. Evet tüm abur cuburları almıştı. Bir kaç makarna alıp sepete koydum.  Nehir gözlerini devirip süt almaya gitti.

Biraz daha markette gezindikten sonra kasaya ilerledik. Hepsini poşetlere koyup kartı uzattım, şifreyi fln girince poşetleri alıp eblek gibi bir sağ bir sol yürümeye başladım. 

Hömm, asıl sıkıntı biz bu kadar poşeti nasıl eve götüreceğiz. Kaan'ı mı arasam? Bence olabilir.

Telefonumu çıkarıp Kaan'ı aradım. Çaldı çaldı ve... tabiki de açtı.

"Efendim Selen?"

"Şey Kaan bizi marketin ordan alsana, hazır araban da yanında." 

"Tamam geliyorum."  Tam teşekkür edecektim ki telefonu yüzüme kapadı. Neyse.

"Selen ben içicekleri almayı unuttum, kartı versene."

"Biliyorsun di mi? 300 liralık alışveriş yaptık ve Kıvanç bunu öğrenirse bizi köle gibi çalıştırır." Nehir omuz silkip kartı aldı ve tekrar markete girdi.

Yapıcak bir şey olmadığı için mal mal etrafı izlemeye başladım. Tâki onu görene kadar.

Merak etmeyin mazilerden değil Kaan geliyor ona şey ettim. Kaan arabayı durdurup indi.

"Ee Nehir nerde?" Elimle marketi gösterip "Eblek kardeşim içicek almaya gitti." Kaan tamam anlamında başını sallayıp önümde ki poşetleri alıp arabanın bagajına koydu.

Nehir de gelince Kaan'a bizim evin yolunu tarif edip motoruma bindim.  Seviyorum bunu.

Niye? Çünkü kıçımı yırtıp aldığım motordu.  Neyse.

Eve gelince motoru kenara çekip Nehir ile Kaan'ı beklemeye başladık. O da gelince bagajda ki poşetleri alıp mutfağa taşıdık.

İşimi bitince Kaan'ı yollayıp poşetlerde ki yiyecekleri gerekli yerlerine dizmeye başladık.

Nehir eline bir poşeti alıp içinden süt kutularını çıkardı.  Ama onları koyarken sütün kutusu ıslak olduğu için elinden kayıp  yere düştü, kutu patlayınca Nehir küfür edip viledayı almaya gitti.Al işte amk ev leş gibi süt kokucak.

Selaaaaam insancıklar neyse uzun zamandır sizinle konuşamadım. Ee hayat nasıl? Okulun son günü olay çıkardınız mı bari? Ben ona bile katılamadın ya neyse.

Demin yorumlarınızı okurken biri gözüme takıldı kız yorumda bişi yazmış, he aq bi zeki sensin kimse düşünemedi onu 😒

Saat gecenin 04.50 benim uykum yok.

Neyse sonra ki bölümde görüşmek üzere.

Erkek Lisesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin