8.Kıvırtık Sude

1.3K 429 141
                                    

Multi için - Wattpad Üçüzlerin Kapak Sayfası'na teşekkür ediyorum.  

Murat'ın sinir dolu bakışları ikimiz üzeride geziniyordu. Gözleri içinde ne yapacağımızı merak eden bir bakış saklıyordu. Göz ucuyla Uğur'a baktığımda bedeninin biraz daha dikleştirip kesin tavrını ortaya sergilemişti. Uğur'un kendine güvenen tavırları Murat'ı daha çok germişti. Murat kesik bakışlarını yanındaki arkadaşına çevirdiğinde cebime sokuşturduğum ellerimle olduğum yerde izlemekten sıkılmıştım. İkisininde bu duruma hazırlıksız yakalandıkları bal gibi belliydi. Yinede Murat yanındaki arkadaşına göre daha emindi, kendine güveni vardı.

"Sabaha kadar vaktimiz yok beyler, korktuysanız söyleyin direkt." Sessizlik beni daha fazla germeye başlamıştı. Kendilerine erkek diyorlar bir de korkak tavuklar.

"Sizden korkmamız için bir sebep yok." Alay eden bakışları üzerimizdeki yerini koruyordu.

"Güzel o zaman başlayalım." Murat'ın sinirlediğini hissetmemek hata olurdu. Dokunsam alevlerini salacak gibiydi. Ağzından çıkan kelimeler gözlerindeki sertliği açığa çıkarmıştı. Çantalarımızı koltuklara bırakıp yerlerimize geçtik, oyun başlasın o zaman...

İrem'in ağzından

Sabahtan beri okulun bahçesinde dört dönüyordum. Bir sağa bir sola giderken okulun bu kadar büyük olduğunu yeni fark etmiştim. Sinirlerim bozulmuştu, 'biz bu avanaklara güvendik ama oyunu kaybedip kendileri karı kılığında dolaşmasınlar' kafamın içindeki düşünceler gün yüzü bulmuyordu. Olduğum yerde durup eğer kaybederlerse ne olacağını düşündüm. Tekrar yürümeye başladığımda 'büyük rezillik olur' diye söyleniyordum. Benim mükemmel planımı bozarlarsa pamuk yediririm onlara pamuk!

"Yeter artık İrem sakin olsana biraz, başımı döndürdün." Şu kızın umursamaz tavırları gerçekten beni boğuyordu.

"Nasıl bu kadar umursamaz oluyorsun Sucuk, anlatsana biraz?" Omuzlarını silkip tırnaklarını törpülemeye devam etti.

"Sakin ol eğer olan tutmazsa gidip kafa atarız olur biter. Hem bence daha güzel olur bayadır erkek dövmüyoruz."

Sinirimi bir yana bırakıp gülmeye başlamıştım. Haklıydı, bayadır erkek dövmüyoruk. Küçükken yaptığımız 'domuzluklar' geldi aklıma. Okulun kabadayıları bizdik erkekleri dövüp kızları korurduk. Diğer kızlar etek giyerken biz hep pantolon giyerdik. Pantolon gibi rahat bir şey varken etekte neymiş arkadaş? Gülmeme karşılık Berkay da yanımıza gelip gülmeye başladı.

"Neye gülüyorsunuz kankiler?" Bu çocuk gerçekten salak olmalı. Çocuğa salak diye diye salak yaptık. Ters bakışlarımız ardında ellerini cebinden çıkarıp konuşmaya başladı.

"Aman be böyle yakışıklı çocuk sizinle konuşuyor ve siz cevap vermiyorsunuz vallaha taş olursunuz taş." Arkasını dönüp basket oynayan dokuzuncu sınıfların arasına karıştı. Çocukların topunu çaldığında Su ile aynı anda söylenmiştik. "Salak," Her zaman ki olan şeylerdi. Gülmeden geçmemiştik.

"Bakın kızlar nasılda peşimden koşuyor, gel kuçu kuçu," Bir yandan bağırırken bir yandan arkasındaki kızlarla sahada tur atıyorlardı. Kızlardan birisi sağdan birisi soldan Berkay'ı sıkıştırınca daha deminki vurma isteğimi karşılamışlardı. Bu salak hep böyle dayak yediğinden alışkanlık olmuş olmalıydı. Gülüşlerimiz bahçeyi doldururken Su'yun konuşması yankı yapmıştı.

"Tamam kızlar tamam daha fazla vurmayın olmayan hücreleri ölür." Kızlar Berkay'ın üzerini yolmaktan vaz geçip gülmeyi tercih etmişlerdi.

"Aşk olsun Sucuk." Bağıran Berkay'ın sesi ne kadar da kulak tırmalayıcıydı.

"Aşk olmasın aşka ne gerek var bizim için aşk matematiktir. Aşk eşittir hipotenüs." dedim.

Aşk Eşittir HipotenüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin