11.Tombul Göt

1K 303 84
                                    

Merhaba arkadaşlar umarım iyisinizdir. Geç bölüm attığım için özür dilerim. Sınav haftasına dek gelince sınavlarım biter bitmez hemen devamını getirdim. Bu bölümde Alper, Uğur yok. Daha çok Berkay, İrem ve Su'yun eğlenceleri.. Şimdiden hepinize iyi okumalar. Bol bol satır arası yorumlarınızı bekliyorum poncikler.

Buraya okuduğunuz saati ve tarihi yazın hipotenüscülerim.

Bende elini sıkarken "Bende," dediğimde yanımıza sinirden soluyan bir Yiğit gelmesiyle sıçmış bulunuyorduk.

Elimi yavaşça elinden çekmiştim. Şuan basılmış bulunuyorduk. Kaşlarını havaya kaldırmış bize bakıyordu. Ah o gözleri yok mu? Çok güzel. Kaşları havadayken ne kadar da güzel görünüyordu. Allah özene bözene yaratmış. Ne var yani şuan o çocukla yani Arel ile yanlışlıkla tanıştık. Evet kesinlikle yanlışlıkla.

"Ne oluyor güzelim?" diye soru sorduğunda gülümseyerek, "At seçiyorum ve bu benim çok hoşuma gitti," dedim.

Benim elimden tutup İrem ve Berkay'ın yanına doğru götürüyordu.

"Karpuz seçer gibi mi at seçiyorsun?" dediğinde ona baktım.

Şuan espri mi yapmıştı çözemedim. Berkay'a baktığımda sanki kurbanlık seçer gibi ata vurmuştu. At ise kişnemişti bu hareketine. Yazık lan! Hayvancağıza vurulur mu?

"Bu atı çok sevdim bana kişnedi de," dediğinde söylediği cümleyle laf sokmaya hazırlanıyordum. Hazır cevaplığımı severdim. Ya da çok bilmişliğimi.

"İşte ikiniz de at gibi olunca, tabii bu hayvancağıza at demeyi istemem çünkü o çok tatlı ama sen değilsin," dedim.

İrem ile Yiğit gülmeye başladığında bende gülmüştüm. Berkay ise bu sefer alınmayıp oda güldü. Salonda gülse olmaz mı?..

Arkasını bize dönüp at ile ilgileniyordu. Koşarak arkasına atladım. Bu hareketi benden bekliyormuş gibi koşmaya başladı. Bu çocuğu seviyordu. Çocukluktan beri tanışıyorduk. Çünkü Berkay'ın annesi Selma teyze ve benim annem çocukluk arkadaşı. Daha da hızlanınca çığlık attım. Arkama baktığımda ise İrem bizi izlerken Yiğit ise İrem'den biraz uzaklaşmış telefonla konuşuyordu.

Hayırdır kiminle konuşuyor acaba? Tabii ki merak etmiyordum.

Çok merak ediyordum.

Çünkü ben kıskanç biriyim. Hadi ama kim kıskanç değildi ki. Berkay'ın ilerde ki taşa ayağı takılınca kendimizi yerde bulduk. Kafamı tutarken ne zaman geldiğini anlamadığım Yiğit yere oturmuş beni kendine çekmişti.

"İyi misin?" dediğinde kafamı salladım.

"Bende iyiyim. Bu yakışıklı hep iyi olmalı benim gibi yakışıklılara bu dünyanın ihtiyacı çok." deyip toz olan üzerini çırptı ayağa kalkarak.

İrem ise bize bakıyordu. Öküz insan der 'İyi misiniz?' falan diye. Bokun kurusun Emi! Tuvalette beklersin on saat umarım diye saymaya başladım içimden.

**

Gergin dakikalardan sonra nihayet rahat bir nefes alabilmiştim. Seçtiğim ata bakıp gülümsedim. Su güzeli.. Çiftlik sahibinin gösterdiği şekilde daha adını henüz bilmediğim atın üzerinde ki demir şeye attım bir ayağımı vücudumdan da destek alıp sonunda atın üstüne binmiştim. İlk defa ata bindiğimden dolayı heyecan ve korku karışımı duyguları içimde barındırıyordum. Yere bakmamaya çalıştım at ani bir hareket yapınca refleks olarak sarılmıştım ata. Sakinleştirmek için yavaşça okşadım tüylerini. Sakinleştiğini anladığım zaman ise çoktan tutmuştum iplerini. Berkay ve İrem'in ne halde olduğunu görmek için etrafıma bakındım.

Aşk Eşittir HipotenüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin