Araba ana yolda hızla ilerlerken ibrenin yüz yirmiyi geçtiğini gördüğümde bakışlarımı çektim. Şuan bir rüyada olmaktan deli gibi korkuyordum, hala idrak edememiştim oradan kurtulduğumuzu. Her şey geride kalmıştı.
Titrek bir nefes aldım ve Demir'e döndüm. Direksiyonu tutan elleri sıkıydı ve çenesini sıkmış, yola odaklanmıştı. Ona baktığımı hissedince yandan bir bakış attı, ama yola geri dönmesi uzun sürmemişti.
"Sana söylemiştim,"dedi sakin bir ses tonuyla. Nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu? "Kurtulduk."
Başımla onu onaylarken onun aksine ben gergindim. Peşimize polislerin düşmesi uzun sürmeyecekti. Demir bir planı olduğunu ve ona güvenmemi söylemişti. Güveniyordum ama polisleri atlattığımıza emin olduktan sonra beni bırakacağını kendime hatırlatmak zorunda kalıyordum. Beklentiye girersem hayal kırıklığına uğrayacaktım, her zamanki gibi.
"Hala polisler peşimize düşmedi."diye mırıldandım.Yola çıkalı on dakikayı geçmişti. Polise kaçtığımızı bildirmeleri, onların yola çıkıp bizi bulmaya çalışması kaç dakika sürerdi ki? Ayrıca kaçtığımız aracın plakası da belliydi, bizi bulmaları çok zor olmayacaktı.
Demir dar bir sokağa saptığında ani dönüş yüzünden savrularak başımı son anda çarpmaktan kurtardım. Kaşlarını çattı.
"Düşmediklerini nereden biliyorsun?"dediğinde dehşetle ona döndüm. Dediğini algıladıktan sonra kemerimi aceleyle çözüp arkama döndüm ve ellerimi koltuğun baş kısmına koyarak panikle arka camdan bakmaya başladım. Arkamızda araç falan yoktu.
"Geri otur ve kemerini tak,"dedi Demir sabırsız bir ifadeyle. "Mobeseden izimizi sürüyorlar, peşimizde olsalar yol boyunca siren sesi duyardın, değil mi?" Benimle dalga geçtiği için gözlerimi devirdim ve önüme dönüp kemerimi geri taktım.
Tam ağzımı açmışken siren sesi arabanın içini doldurdu. Gözlerim irileşirken bu sefer gerçekten dehşete düşmüştüm.
"Şom ağızlı!"diye inledim ve ellerimle yüzümü kapattım. "Yarım saat bile geçmeden geri oraya tıkılacağız!"dedim karalar bağlayarak. Dışarıya adımımı bile atamamıştım ya!
Demir'in tepkisine bakmak için ona döndüm. O kadar sakin duruyordu ki bir an acaba sadece ben mi siren sesini duydum diye sorguladım. Ama o kadar yakından gelmişti ki, duyulmaması imkansızdı.
Ela gözleri alayla parladı.
"Korktun mu?"dedi benimle dalga geçerek. Şaşkınlıktan ağzım aralandı ve Demir'e bakakaldım.
"Demir manyak mısın?"diye soludum. "Korktun mu diyor bir de, siren sesi duydum siren! Kesin bizi buldular. Yakalamaları saniyelerini alır, hala dalga geçiyor! Allah'ım öleceğim! Üvey sürtüğü bile dövemedim daha."diye cırladım.
Demir cırlamama yüzünü buruşturdu. Ardından arabayı durdurup el frenini çekti. Beni arabadan falan mı atacaktı?
"Hadi!"diyerek arabadan indiğinde gerçekten ne yaşadığımı sorguluyordum. Demir inip kapısını kapatırken çıkmam için el kol işareti yaptı. Trans halinde arabadan indiğimde bedenim hareket etse de şoktan konuşamıyordum.
"Sana sürekli bir şeyleri açıklamak zorunda kalıyorum."dedi Demir gözlerini devirerek. Ardından uzanıp elimi tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Burası ıssız ve izbe bir sokaktı, daha önce şehrin bu taraflarına hiç gelmemiştim. Belalı bir mahalle olduğunu duyduğumu anımsıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deliler Mekanı (Düzenleniyor)
Dla nastolatków"Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyordum. Ama onun yanı özlediğim tek yerdi, ilk ve tek."