Multi: Demir (şahsen bi beş dakika hülyalı gözlerle baktım)
----
Kanıma karışan alkol ile beynim uyuşurken duygularım için aynısını söyleyemezdim. Şuan Demir'le öpüşmemiz o kadar hayal gibi geliyordu ki, bir anda uyanıp gerçek olmamasından korkuyordum. Yaşadığım duygu patlaması yüzünden gözlerim kararırken etrafı göremez olmuştum. Sanki sadece biz kalmıştık. Sesleri duyamıyor, etrafı algılayamıyordum.
Çok mu heyecan yapmıştım?
Kalabalıktan itiraz dolu sesler yükselirken ben hala öpücüğün etkisiyle kör bir haldeydim. Ne olmuştu bilmiyordum ama umrumda değildi.
Demir alt dudağımı nazikçe öpüp öpüşmeyi sonlandırdığında hayal kırıklığı bedenimi sarmıştı. Ne bekliyordum ben de bilmiyordum.
"Elektriklerin kesilmesini sağladım."dedi Demir nefes nefese. Bana doğru eğildiğini hissetmiştim. Nefesi dudaklarıma çarpmıştı.
Ne yani heyecandan değil de elektrik kesintisi yüzünden mi göremiyordum? Dediği şeyi anlamaya çalıştım ama beynim çalışmıyor gibiydi.
"Ne?"dedim şaşkınlıkla.
"Birisi bizi ihbar etmiş. Şuanda polisler mekana girdi, arka kapıdan çıkmalıyız. Yürüyebilecek misin?"dedi bir kolunu belime sarıp bana yön verirken. Şaşkınlıkla ona bakarken beni görmediğini hatırlayıp yüz ifademi toparladım.
"Nasıl çıkacağız? Her yer karanlık."dedim endişeyle. Beynim yavaşça çalışmaya başlamıştı. Çok sarhoş değildim ama ayık olduğum da söylenemezdi.
Önce belimde bir el hissettim. Ardından bir el de bacaklarımın altına dolandı ve bir anda Demir'in kucağında buldum kendimi. Kokusunu aldığım an endişeyi bir kenara bırakmıştım. Kendinden emin adımlarla sanki karanlık değilmiş gibi ilerlerken bir anda ışıklar tekrar mekanı aydınlattı.
"Siktir."diye tısladı Demir ve kucağında ben varken koşmaya başladı. Dar bir koridoru geçtikten sonra siyah demir bir kapı göründü. Hızla oraya ilerlerken sanki olaylara dışarıdan bakıyormuşum gibi bir duyusuzluğa sahiptim. Demir bacağı ile beni dengeleyip kapıyı açtığında ben de arkama dönüp birinin gelip gelmediğini kontrol ediyordum.
Gözlerim çevreyi tararken içimde endişe tohumları yeşermişti ama onları sulayıp büyütmeye niyetli değildim. Hızlı adımlarla Demir arka kapıya getirttiği arabaya ilerlerken hala kucağındaydım ama kesinlikle bundan şikayetçi değildim. Keyfim yerinde sayılırdı.
Ön kapıyı açıp beni yere indirdiğinde bir an başım dönse de çabuk toparladım ve hızla bindim. Demir de emniyet kemerimi pratik bir şekilde taktıktan sonra kendi tarafına geçip arabayı çalıştırdığında gaza abandı. Bir an tekerlekler çığlık attı ve öne atıldık.
"Bizi kim şikayet etmiş? Nasıl olur da kaçtığımızı bilebilir?"diye bir soru ortaya attım. Dişlerini sıkarak derin bir nefes aldı. Hız limitini zorlayarak dar sokaklarda ilerliyorduk.
"Bilmiyorum."
"Peki, sen nasıl fark ettin polis olduğunu?"
"Bariz belliydi ama sarhoş insanlar fark etmedi tabii. Seni diğer insanların arasına karışmışken fark etmeleri zordu, o sırada elektriklerin kesilmesini sağladım ve sonra da gelip seni aldım işte." Bana yandan bir bakış attı. "Yoksa nah dans etmene izin verirdim."
Gözlerimi devirdim.
"Bana bakıcılık yapmak zorunda değilsin."dedim ağzımdan kaçırarak. Gayet memnundum onun yanında olmaktan. Sitem eder gibi söylemem saçmaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deliler Mekanı (Düzenleniyor)
Novela Juvenil"Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyordum. Ama onun yanı özlediğim tek yerdi, ilk ve tek."