Zincirlerden kurtulduğumda bileklerimi ovalayıp Sean'a doğru baktım.
"Şimdi ne olacak?" Diye sordum.
Chris'e doğru baktım.
"Onu ne zaman bırakacaksınız?"
Alay edercesine bana bakmıştı.
"Grey'ler den nefret etmen gerekiyor."
"Chris'den değil. O, onlar gibi değil. Belki Bill, Tessa ve Stella hakkında söyledikleriniz doğru olabilir ama Chris onlardan değil." Dedim kafamı iki yana sallayarak.Derin bir nefes aldım ve kısa süredir sormak istediğim soruyu sordum.
"Stefan nasıl bana o şeyleri gösterdi. Yani demek istediğim...pençelerini enseme geçirdiğinde nasıl onları gördüm?"
"Bu bir çeşit iletişimdir Bella. Bunu her türlü yapabilirsin. Yalnızca karşındakiyle herhangi bir bağ kurmalısın. Birbirinize değmelisiniz."
Yere doğru baktım. Bu arada neredeyse sabah olmak üzereydi ve ben hiç ama hiç uyumamıştım. Chris'e doğru baktım. Kafası önüne doğru eğikti. Ona doğru yaklaştım."Bence burada rahat değil. Üstümüzde bir ev yok mu?"
"Evet var."
"Öyleyse izin ver de onu odalardan birine götüreyim. Stefan nerede?"
"Kısa bir işinin olduğunu söyledi ve gitti."
"Bu kadar uzun sürmesi sence normal mi?"
"Bilmiyorum." Dedi ve sandalyeyi kenara doğru koydu. Chris'e doğru yaklaştı ve ellerini çözüp kolunu omzuna doğru attı. Diğer koluna da ben girmiştim. Birlikte yukarıya doğru çıkmıştık. Bodrumdan kurtulduğuma gerçekten çok seviniyordum.Sean bizi bir odaya soktuğunda Chris'i ortada duran yatağa doğru yatırmıştı. Önce bana sonra Chris'e doğru baktı.
"Ben bir etrafa bakınayım." Dedi ve ağır adımlarla yanımdan ayrıldı.
O gittiğinde yatağa doğru oturdum ve Chris'e baktım. Hareket etmeye başlamıştı. Hemen üzerindeki bez parçalarını çıkardım.
Gözlerini açmıştı.
"Bella?"
Saçlarını okşamaya başlamıştım.
"Merhaba Chris." Dedim gülümseyerek.
Yattığı yerden doğruldu ve etrafına bakınmaya başladı.
"Neredeyiz biz?....en son hatırladığım şey.."
"Birinin kafana sarı kurtboğana batırılmış bir çuval geçirmesi mi?" Diye sorduğumda kafasını tutup bana doğru baktı."Neler oluyor?"
"Her şeyi biliyorum Chris...ama her şeyi. 3 büyükler daha hiçbir şeyi bilmediği söylediklerinde onlara inanmam gerekirdi."
"B-ben anlayamıyorum." Dedi.O sırada aklıma bir şey gelmişti. Yavaş bir şekilde ellerini tuttum ve kafamı ona doğru yaklaştırıp dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım. Stefan'ın bana gösterdiklerini ona göstermeye çalışıyordum. Başarılı olup olmadığımı bilmiyordum. Yalnızca yapıyordum.
Birbirimizden ayrıldığımızda Chris gözlerini büyütmüş bir şekilde bana bakıyordu.
"Görebildin mi?" Diye sorduğumda sessiz kalmayı tercih etmişti.
Gözünden birkaç damla yaşı akıtıp kafasının öne doğru eğdi ve ani bir hareketle ayağa kalktı. Ellerini saçlarından geçirerek bana doğru baktı.
"B-bu gerçek olamaz! Öyle değil mi Bella!" Diye bağırdı.
"Evet. İlk başta ben de böyle düşünmüştüm. Ama....gerçek."Elini yumruk yapıp dişleriyle ısırdı ve bana doğru yaklaştı.
Beni kendine doğru çekti ve sert bir şekilde sarıldı. Saçlarımı okşarken omzumda oluşan ıslaklıklardan ağladığını hissedebiliyordum.
Ona doğru baktım.
"Ben iyiyim. Sadece sana ihtiyacım var. Stefan....o benim amcam. O bir delta. Bana her şeyi o gösterdi. Aynı zamanda virüsten haberleri yokmuş."
Böyle dememle birlikte kaşlarını çatmıştı.
"Öyleyse bunu kim yaptı?"
"Aslında benim bir tahminim var ama buna emin olamıyorum." Dedim gözlerimi ondan ayırmadan.Gözlerini kıstı.
"Kim o?"
"Anna"
![](https://img.wattpad.com/cover/81735301-288-k30318.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında (4. Kitap)
WerewolfBella ve arkadaşları, Chris geri döndüğünde eski mutluluklarına yeniden dönmüştü ama her mutluluk uzun sürmüyordu. İnsanlığın hatta kurtadamların, belki de dönüm noktaları olan bir virüs tümüyle çevreyi sarmıştı. Bundan kurtulmak içinse özel bir...