Bella ve arkadaşları, Chris geri döndüğünde eski mutluluklarına yeniden dönmüştü ama her mutluluk uzun sürmüyordu.
İnsanlığın hatta kurtadamların, belki de dönüm noktaları olan bir virüs tümüyle çevreyi sarmıştı. Bundan kurtulmak içinse özel bir...
Hızlı bir şekilde arkama dönerek Kate'in yanına doğru koşmuştum. David de arkamdan koşuyordu. Bizimkiler hep onun etrafında toplanmışlardı. Eric onun kafasını dizine doğru koymuş, elini tutuyordu. Sopa hâlâ göğsünde saplıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bana doğru baktı. Ağlıyordu. Onu öyle görünce ben de ağlamaya başlamıştım. Yanına doğru dizlerimin üzerinde çömeldim ve diğer elini tuttum. Ardından Jessica'ya doğru baktım. O da ağlıyordu. Elleri hep kan olmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kate tuttuğum elimi sıkınca ona doğru bakmıştım. Gözlerimdeki yaşı akıttım ve konuşmaya çalıştım.
"Kate ben..." "Şiştt"
Beni susturmuştu.
"Sorun değil! En azından ailemden uzakta ölmeyeceğim." Dedi ve Eric'e doğru baktı. Eric onun saçlarını okşuyordu.
Kate sert bir şekilde yutkundu ve yine gözlerinden yaşlarını akıtarak konuştu.
"Hatırlıyor musun? Sana sürekli bir soru soruyordum ve sende cevaplamaktan kaçınıyordun...."
Eric ağlayarak kafasını salladı.
"Artık kaçamazsın." Dedi Kate hafif bir şekilde tebessüm ederek. Ağzından kan akıyordu. "Cevabını şimdi söylemeni istiyorum Eric. Ölmeden önce son bir kere........beni seviyor musun?"
Eric, içinde tuttuğu bütün nefesini verdi ve gözlerini kapatıp kafasını salladı.
"Evet....evet seni seviyorum...seni çok seviyorum." Diyerek alnına doğru bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde Kate'in gözlerinin çoktan kapanmış olduğunu fark etmiştim. Elimi sıkan eli bir anda gevşemiş, zorla da olsa aldığı nefesler kesilmişti.
Herkes ağlıyordu. Hemde hıçkıra hıçkıra. Özellikle David, Chris ve Eric. Ed gözlerinde yaşlarını biriktirmiş öylece yere bakıyor, yaşlarını akıtmamak için uğraşıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eric ani bir hareketle ayağa kalktı ve bağırarak konuşmaya başladı.
"Ağlamayı kesin!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Daha sonra Eric'e doğru baktı.
"Göğsündeki sopayı çıkartın ve o lanet olası sopayı parçalara ayırın!!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kate'in elini öptüm ve arkamdaki Stella'nın cesedine doğru baktım. Yanında Tessa vardı. O sırada merdivenlerden ayak sesleri geliyordu. İki kişinin gölgesi belirmişti. Gölgelerin yerini bedene bıraktıklarında onların Bayan Will ile Sean olduklarını fark etmiştim.
Sean ve Bayan Will, Stella'nın bedenini kucağına aldılar.
Bayan Will ile göz göze gelmiştik. Daha önce basketbol maçında yaptığı şeyi yaparak bnimle konuşmuştu.
"Tüplerin hazır ve teslim edildiler Bella. Artık dostuna ve kardeşine kavuşabilirsin."
Tessa öylece onların arkasından bakıyordu. Stella'nın tarafında olanların birçoğu ölmüş, birçoğu kaçmıştı. Onlardan geriye kimse kalmamıştı....