Ağır adımlarla eve doğru girdim. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Anahtarımı koltuğa doğru fırlattım.
"James?" Diye bağırdım evin içinde. Ses yoktu. O sırada mutfak tezgahının üzerindeki bir kağıt dikkatimi çekmişti. Hemen oraya doğru ilerledim ve kağıdı elime aldım.
"Babam birkaç günlüğüne şehir dışına çıkacak. Ben de akşam geç geleceğim.
James"
Kağıdı yerine doğru koydum ve merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama girer girmez üzerimdekileri çıkartıp pijamalarımı giydim ve yavaş bir şekilde yatağa doğru uzandım. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Yine soğuk soğuk terlemeye başlamıştım. Karnımdaki dikişli çizik canımı yakıyordu. Onu sıkıca tuttum ve bağırmaya başladım.
"Ah!!"
Hızlı bir şekilde yataktan kalktım ve yere düştüm. Kafamı kaldırdım. Gördüğüm görüntüler sürekli kayıyordu. Sanırım başım dönüyordu. Sanki yer yerinden oynuyormuş gibi hissediyordum. Telefonuma ulaşıp yardım istemeliydim. Komidine kadar sürünmüştüm. Kendimi yukarıya doğru çekmeye çalıştım ve elimi komidinin üzerinde gezdirmeye başladım. Üzerindeki gece lambasını ve bibloları hep yere düşürmüştüm. Telefonu bir türlü seçemiyordum. Pes ettim ve yere doğru kendimi bıraktım.......
-David
"Chris, Bella'nın nerede olduğunu biliyor musun? Onu kaç kere aradım ama telefonlarıma cevap vermiyor."
"Hastaneden çıkmadan önce eve gideceğini söylemişti." Dedi dayandığı yerden çekilerek.
"Tamam ben gidiyorum." Dedim ve arkamı döndüm.
"Nereye?"
"Bella'ya."
"Ben de geliyorum." Dedi bana doğru yaklaşarak.
"Hayır olmaz. Sen burada kal! Ed her an uyanabilir ve eğer uyanırsa da kontrol edemez. Kimliğini herkese açık etmek istemezsin herhalde değil mi?"
"Haklısın. Sen git, ben burada kalayım." Dedi.Kafamı salladım ve arkamı dönerek hastaneden çıktım.
Bella'nın evinin önüne geldiğimde hızlı bir şekilde arabadan indim ve kapıya doğru ilerledim. Kapıyı birkaç kez ardı ardına çalmıştım. Ama açan kimse yoktu. Bu sefer daha sert çalmaya başlamıştım.
Kaşlarımı çatarak arka bahçeye doğru ilerledim. Pencerelere doğru bakmaya başladım. Bir pencere açıktı ama onun hangi oda olduğunu bilmiyordum. Bella'nın olmadığı kesindi. Hızlı bir şekilde oraya doğru koştum.
Pencerenin önüne geldiğimde kafamı yukarıya doğru kaldırdım ve tırmanmaya başladım. Pencereye ulaştığımda orada bulunan tümseğe oturdum ve pencereden içeriye girdim. Etrafıma bakındığımda buranın James'in odası olduğunu anlamıştım.
Kapıya kadar yürüdüm. Yavaş bir şekilde kapıyı açtığımda ise karşımda Bella'yı bulmuştum.
"Tanrım!" Dedim ve derin bir nefes aldım.
Elinde bir silah vardı ve şu anda bana doğrultuyordu.
"Bella sen ne yapıyorsun?"
Doğrultmaya devam ediyordu."Söyle bana! Burada ne arıyorsun!" Diye sordu dişlerini göstererek.
Geriye doğru bir iki adım attım.
"Seni merak ettim."
"Git buradan!"
"Bella neyin var?"
"Kontrol edemiyorum. Bu şeyi kontrol edemiyorum!" Dedi ve kafasını kaldırdı. O sırada elindeki silahı bıraktı ve üzerime doğru atladı.İkimizde sert bir şekilde yere düşmüştük. Kafasını kaldırdığında sert bir şekilde hırlamaya başlamıştı. Suratını parçalamak için çaba gösteriyordu. Ben ise yalnızca bağırıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında (4. Kitap)
Manusia SerigalaBella ve arkadaşları, Chris geri döndüğünde eski mutluluklarına yeniden dönmüştü ama her mutluluk uzun sürmüyordu. İnsanlığın hatta kurtadamların, belki de dönüm noktaları olan bir virüs tümüyle çevreyi sarmıştı. Bundan kurtulmak içinse özel bir...