Ed, Chris ve ben aşağıda bir koltuğa oturmuş bekliyorduk. O sırada cam kapı açılmıştı.
Hepimiz birlikte hızlı bir şekilde ayağa kalkmıştık. Bu Tessa idi. Onunda ağzından ve burnundan kan geliyordu...
Chris koşarak onun yanına gitti. Ed ile ben de arkasından geliyorduk.
"Hala!! sanada mı bulaştı?" Diye sordu Chris onun elini tutarak. Tessa güvenlik görevlilerinden uzaklaştıktan sonra cebinden bir peçete çıkardı ve burnu ile ağzını peçeteyle sildi. Ardından bana doğru baktı."Neler oluyor? Beni neden çağırdın?"Diye sordu.
Chris tuhaf bir şekilde bana baktı.
"Onu sen mi çağırdın?"
"Yardımına ihtiyacımız var Tessa. Buradan çıkmalıyız."
Tessa etrafına doğru baktı.
"Burada neler oluyor böyle? Ücretsiz yemek falan mı veriliyor?"
"Kasabada bir virüs var ve anlaşılan önüne gelene yapışıyor." Dedi Ed ellerini önünde bağlayarak.O sırada yakınımızdaki bir kadın bayılarak sert bir şekilde yere düştü. Titriyor ve burnundan kan geliyordu. Doktorlar hemen oraya toplandılar.
Tessa gözlerini kadından çekip bize doğru baktı.
"Buradan çıkmak mı istiyorsunuz öyleyse kendinizi öldürün!"
......
"Beni de buraya tıktığınıza inanamıyorum."
"Bizi çıkabilirsin sanmıştım." Dedim ve ayağa kalktım.
"Eğer daha fazla burada kalırsam yoktan yere ben de hasta olacağım!" Dedim sert bir şekilde."Yavaş ol biraz! Neden bu kadar agresifsin?" Diye sordu Chris yanıma gelerek.
"Çünkü şu anda öyle olmam gerekiyor. Şu hale bir bak! Boktan bir virüs için insanların haline bak!" Diye bağırdığımda etrafımdaki insanlar tuhaf bir şekilde bana bakmışlardı.
Yakınımdan geçen Doktor Wilson'ın yanına gittim."Bana bir ağrı kesici vermenizi istiyorum. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Başım her an beni terk edecekmiş gibi."
"Pekala biraz bekle. Sana bir oda ayarlayacağım. Tabii bulabilirsem." Dedi ve hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı.Çocukların yanına geri döndüğümde Tessa tuhaf bir şekilde bana bakıyordu.
"Ne var?"
"Konuştuğun doktor kim?"
"Annemin kuzeni." Dedi Ed arka taraftan.
"Aynı zamanda babamın arkadaşıymış."
Bunu söylediğimde Ed kaşlarını kaldırdı.
"Öyle mi?"
"Evet babamı tanıdığını söyledi.""Yaşını biliyor musun?"
"Neden yoksa hoşlandın mı?" Diye sordu Chris alaylı bir şekilde.
Tessa Chris'e doğru baktı.
"Bilmiyorum belki.." Dedi Tessa omuzlarını silkerek.Gözlerimi devirdim ve maskemin altından çenemi kaşıdım.
"Bella ne oldu?" Diye sordu Chris yüzüne ciddiyetini takınarak.
"Hiçbir şey, neden?"
"Çenene ne oldu?"
"Hiçbir şey sadece kaşıdım."
"Ama dakikada bir çeneni kaşıyorsun."Bunu o söyleyene kadar fark etmemiştim.
Chris bana doğru yaklaştı ve maskemi indirdi. Yüzünü buruşturdu.
"Ne var?" Diye sordum.
"Resmen oyulmuş Bella!"
Tessa ve Ed de çeneme doğru bakmışlardı. Tessa gözlerini devirdi."Tatlım bence şu pençeleri hemen içine sokmalısın!"
"İyi ama pençelerim.."
Sözümü tamamlayamamıştım. Tessa kolumu tutup kaldırdı ve ellerimi bana doğru gösterdi.
Kaşlarımı çatıp, elimi indirdim ve kazağımı elimi kapatması için iyice çekiştirdim.Tessa gözlerini büyüttü.
"Hemen sakla şunları!"
"Ama...ama ben bunu yapamıyorum. K-kontrol edemiyorum." Dedim. Elimi ceketimin içine doğru soktum."Bella Winston 3. Kat Doktor Wilson'un odasına bekleniyorsunuz."
Bunu duyar duymaz Chris'e doğru baktım.
"Sorun değil. Üstesinden gelebilirim." Dedim ve arkamı döndüm.
Chris kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi.
"Gelemeyeceğini ikimiz de biliyoruz."
"Sorun yok Chris. Yalnızca ağrı kesici verecek."
"Engel olmaya çalış Bella."
"Tamam bir şey olursa ararım." Dedim ve hızlı bir şekilde kalabalığın arasından sıyrılıp merdivenlerden çıkmaya başladım.3. Kata geldiğimde Doktor Wilson'un odasına girdim ve beklemeye başladım. İçeride değildi.
Orada duran koltuğa doğru oturdum ve duvardaki fotograflara bakmaya başladım.Derin bir nefes aldım ve elimi ceketimden çıkarttım. Kendi kendime gülümsemiştim. Tırnaklarım normale dönmüştü.
Tırnaklarıma bakmaya devam ederken içeriye aniden Doktor Wilson girmişti. Gülümseyerek kapıyı kapattı.
"Gecikme için üzgünüm."
"Önemli değil." Dedim ve kolumu indirdim. Ayağa kalktım.Orada duran sedyeyi göstererek konuşmaya başladı.
"Otur lütfen."
Dediğini yaptım ve oraya doğru oturdum.
Eline kalem ışığını aldı. Maskemi çıkarttı.
"Tanrım çenene ne olmuş böyle?"
"Önemli değil. Siz sadece işinizi yapın." Dedim gözlerimi devirerek."Pekala ağzını aç!"
Dediğini yapıp ağzımı açtım. Elindeki ışıkla oraya doğru baktı. Işığı oradan çıkardığında arkasında duran çekmeceden bir şeyler aldı.
"Başının ağrıdığını söylemiştin öyle değil mi?"
"Evet. Yalnızca başım ağrıyor."
"Üşüme falan var mı?"
"Hayır enfeksiyon kaptığımı düşünmüyorum. Ben iyiyim." Dedim.O sırada bir şey fark etmiştim. Yine pençelerim çıkmıştı. Gözlerimi büyüterek onlara doğru baktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Doktor Wilson arkasını döneceği sırada ellerimi bacaklarımın altına doğru sokmuştum.
Elinde serum poşeti ile geliyordu.
"Pekala sana bir serum vereceğim. Belki şu göz kızarıklığında geçmiş olur." Dedi gülümseyerek.
"Göz kızarıklığı mı?"
Çenemi tuttu ve gözüme doğru baktı.
"Alerjik olabilir....şimdi senden uzanmanı ve kolunu bana vermeni istiyorum."
"Ah aslında ben.."
Tuhaf bir şekilde bana bakmıştı. Korkarak ellerimi bacağımın altından çektim ve sedyeye doğru uzandım.Pençelerim yine normal haline dönmüştü. Gülümsedim. Ardından kolumu Wilson'a doğru uzattım.
"Asıl adın ne?" Diye sordum.
Bana doğru baktı.
"Max.."
"Max" diye tekrar ettim.
"Hayır." Dedi ve iğneyi koluma doğru soktu.
"Doktor Wilson" dedi gülümseyerek.Bende gülümsemiştim.
Yine kıyamadım ve bölüm yayınladım. Ama lütfen sizde beni anlayın ve yorum yapın arkadaşlar. Kitap hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Multiyi zaten biliyosunuz. Doktor wilson
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında (4. Kitap)
Hombres LoboBella ve arkadaşları, Chris geri döndüğünde eski mutluluklarına yeniden dönmüştü ama her mutluluk uzun sürmüyordu. İnsanlığın hatta kurtadamların, belki de dönüm noktaları olan bir virüs tümüyle çevreyi sarmıştı. Bundan kurtulmak içinse özel bir...