Kitaplarımı ve çantamı yanıma koymuş yerde oturuyor ve düşünüyordum. Bugün o kadar sınava girmiştim ama onları düşünemiyordum. Tek düşündüğüm şu virüs zımbırtısıydı. Tyler'ın bir an önce bundan kurtulmasını istiyordum ama elimden gelen bir şey yoktu. Koridor bomboştu. Düşünmek ve kafa dinlemek için gayet güzel bir yerdi. Derse girmemiştim. Çünkü bunları düşünemeyecektim.
Ellerime doğru baktım. Ardından biraz zorlamamdan sonra pençelerimi çıkarttım ve öylece onlara bakmaya başladım.
O sırada bir şey hissetmiştim. Kafamı merdivenlere doğru çevirdiğimde Cody'nin aşağıya indiğini fark ettim.
Kaşlarımı çatarak ayağa kalktım ve ona doğru koşmaya başladım.
"Hey!" Diye bağırdım ve tişörtünün yakalarından tutarak onu duvara doğru sert bir şekilde dayadım. İnleyerek bana doğru baktı.
Gözlerimi kısarak konuşmaya başladım.
"Neler planladığınızı ya da düşündüğünüzü bilmiyorum ama emin ol bunu öğreneceğim. Natalie'ye virüsü sen bulaştırdın öyle değil mi?..."
Kısa bir süre bekledim. Kaşlarımı çattım.
"Ama sana bir şey olmuyor. Hem de hiçbir şey!"
Alay eder gibi sırıtmaya başlamıştı. Aklıma bir şey gelmişti. Hemen boynunu tutarak kafasını eğdirdim ve boynuna doğru baktım. Onun da tıpkı Tom'un ki gibi damarları çok belli oluyordu. Hemde aşırıya kaçıyordu.
"Bu ne böyle?" Diye sordum hırlayarak.
"Vay canına! Bella Winston'un delta olduğunu duyduğumda o kadar da inandırıcı gelmemişti. Şimdi ikna oldum." Dedi gülümsemesini bozmayarak.Onu biraz kendime doğru çektim ardından tekrar duvara sert bir şekilde dayadım. Bu sefer daha sert yapmıştım.
"Boynundaki şey ne?" Diye sordum dişlerimi sıkarak.
Bana doğru yaklaştı.
"Koruyucum." Dedi ve gülümsemesini bozmadan arkasını dönüp yanımdan ayrıldı.
Başımı tuttum ve duvara doğru dayandım.
....
"Bunu kesinlikle onlar yaptılar ve her ne içtiler ya da yedilerse onları virüse karşı koruyor. Yalnızca yan etki olarak damarları belirginleştiriyor olmalı." Dedim ellerimi önümde bağlayarak.
"Evet Tom da aynı şeyi ben de gördüm. Adını tam olarak bilmiyorum ama o yol gibi şeyler.." Bana doğru baktı.
"Artık damarlar mı her neyse...genellikle yıldırım çarpan kişilerde görülüyormuş." Dedi Eric.
"Ne yani şimdi virüsten kurtulmak için yıldırım çarpmasına mı ihtiyaç var?" Diye sordu David yüzünü buruşturarak.O anda aklıma bir şey gelmişti.
"David şu kadın...gözlerim uf olduğu zaman beni götürdüğün kadın. O bunun ne olduğunu ve çözümün ne olduğunu biliyor olmalı."
"Evet bu olabilir. Öyleyse zaman kaybetmeden hemen oraya gidelim." Dedi David cebinden anahtarını çıkartarak.
"Çocuklar siz hastaneye gidin. Bir değişiklik olursa haber verirsiniz. Biz David ile ikimiz gitsek iyi olacak. Hem benim ona ayrı olarak sormam gereken bir şey var."Hepsi birden kafalarını salladılar. David ile birbirimize baktık. Ardından soyunma odasından çıkarak koşmaya başladık. Tam okul çıkışına geldiğimiz zaman Bayan Will önümüzü kesmişti. Ellerini beline doğru koydu.
"Nereye gidiyorsunuz gençler? Umarım okulu asmıyorsunuz."
"Bayan Will halletmemiz gereken bir iş var. Biliyorsunuz Tyler hastanede ve onun..."
"Falan filan...bunun yerine gidip biraz ders çalışmanız gerekiyor."Gözlerimi kıstım ve ona doğru yaklaştım. David kolumdan tuttu.
"Bayan Will madem tavsiye vermeye başladık. Öyleyse ben eksik kalmayayım. Bence burada bizi engelleyeceğinize evinize gidin, kendinizi küvete atın ve uzun bir süre oradan çıkmayın. Her yerinizi sabunlayın. Hatta gerekirse domates suyu ile yıkanın. Ama şu kokudan kurtulun." Dedim gülümseyerek ve gözlerimi devirip kapıdan dışarıya çıktım. David de arkamdan gelmişti.
"Neden böyle bir tavsiyede bulundun?"
Ona doğru baktım."Tanrım o kokuyu bir tek ben mi alıyorum. Ceset gibi kokuyor."
"Bana koku falan gelmiyor....belki de ben bir betayım ve sen delta..."
"Lütfen beni bu şekilde büyütme. Delta olabilirim ama hala bir şey ifade etmiyorum."
"Hadi ama! 3 tane Ed gücündesin. Nasıl olur da seni büyütmem?"Gülümsedim ve arabaya doğru bindim.
....
"Yardımına ihtiyacımız var."
"Ne istiyorsunuz?"
"Yardım." Dedim gözlerimi devirerek.
Bize doğru baktı ve sırıttı."İçeri gelin!" Dedi.
David bir adım attı ve geriye doğru sert bir şekilde yere düştü. Hemen onun yanına doğru eğilip doğrulmasına yardım ettim.
"Ah tanrım! Üvez ağacı."
David'i kaldırdıktan sonra kadına doğru baktım.
"Şunu kaldırda içeri girebilelim."
"Üzgünüm ama nedense bir delta ya güvenmiyorum. Hala kontrol edemiyorsun. En ufak bir kızgınlığında..."
"Kızgın falan değilim."Ellerime doğru baktı. Ben de oraya doğru bakmıştım. O sırada neyden bahsettiğini anlamıştım. Pençelerim çıkmıştı.
"Ah hadi ama! Sana saldıracak değil ya.." Dedi David yüzünü buruşturarak.
"Eğer gerek kalırsa neden olmasın?" Diye sordum David'e bakarak.David tuhaf bir şekilde baktı ve kulağıma eğildi.
"İnan bana hiç yardımcı olmuyorsun!"
"Pekala! Sana saldırmayacağıma emin olabilirsin.....bak sana gerçekten ihtiyacımız var tamam mı? Başımız belada ve bu yayılıyor."Kaşlarını çattı ve olduğu yere doğru eğilerek bir şeyler yaptı.
David ile birbirimize doğru baktık.
"İçeri gelin!" Dedi kadın.Yavaş bir şekilde içeriye doğru adım attık. Evet bu sefer kesinlikle uçmamıştık.
"Ne istiyorsunuz?"
"Benim delta olduğumu başından beri biliyordun öyle değil mi? Bu yüzden o gün benden hemen gitmemi istemiştin. Çünkü delta sürüsünün senin peşine düşeceğini sandın!" Dedim sert bir şekilde.David bana doğru baktı.
"Şu anda konumuz bu değil Bella."
"Üzgünüm." Dedim ve yere doğru baktım."Bir virüs var. İnsanlara bulaşıyor ve onları öldürme raddesine geliyor. Şimdiye kadar 20'ye yakın kişi kaybedildi. Bir arkadaşımızda bunun tehlikesi ile karşı karşıya. Bize bir yol göstermen gerekiyor." Dedi David.
"Virüs nasıl bir virüs?" Diye sorduğunda David bana doğru bakmıştı.
"Sarı kurtboğan bitkisi ile bir ilgisi varmış."
Kadın gözlerini büyüterek bana doğru baktı."Demek yalnızca bir söylenti değilmiş."
"Dur bir saniye ne söylentisi?"
"Bunun kimin işi olduğunu bilmiyorsunuz değil mi?"
David ile ikimiz kafalarımızı olumsuz anlamda sallamıştık.Kadın sırıtmaya başlamıştı.
"Delta sürüsü"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında (4. Kitap)
Manusia SerigalaBella ve arkadaşları, Chris geri döndüğünde eski mutluluklarına yeniden dönmüştü ama her mutluluk uzun sürmüyordu. İnsanlığın hatta kurtadamların, belki de dönüm noktaları olan bir virüs tümüyle çevreyi sarmıştı. Bundan kurtulmak içinse özel bir...