Bölüm 1

1.5K 19 0
                                    

Bölüm 1

Dolabımı sertçe çarptım ve omzumdaki bir tutam açık kahverengi saçı geriye attım. Sınıfa doğru yürüdüm ve tahtada yazılan tarihi görünce içime ani bir öz güven doldu. Bugünün tarihi 10 ekimdi; bu da okulların kapanmasına sadece bir buçuk ay kaldı demekti ve sonra yaz tatili olacaktı. Plaj düşünceleri kafamı doldururken gidip yerime yerime oturdum. Gece geç yatmak ve bronzlaşmak. Okulun verdiği stres konusunda endişelenmemek. Bu yaz sadece ben ve gitarım olacaktı. Müzik benim için gerçek olan tek şeydi ve onsuz bir gün bile yaşayamazdım. Müziğim hakkında gerçekten ciddi olmaya başlıyorum. Gelecek yıl için bir sürü üniversiteye başvurdum ama annemin izin verdiği tek sahne sanatları üniversitesi Melbourne'deki VCA idi ve gerçekten de kabul edilmeyi umut ediyorum.

Düşünce trenim kısık bir sesle bölündü,

"Merhaba?" dedi sesin sahibi, hala gezegende olduğumdan emin olmak için elini yüzümün önünde sallarken.

Ona bakmak için kafamı kaldırdım. Calum Hood. 14 yıldır tanıdığım ve tanışmamızın ilk gününden beri hoşlandığım çocuk.

"Ah... selam." dedim kekeleyerek ve utançtan yüzüm kırmızıya dönerken başımı eğip kitaplarıma baktım.

"Dedim ki... Kalemini ödünç alabilir miyim?" diye cevapladı.

"Ah, şey tabi..." diye cevapladım, heyecanla kalem ararken. Kendim için getirdiğim sadece bir kalemim vardı ama yine de ona uzattım. Benimle nadiren konuşurdu ve bunun son olmasını istemedim.

Kalemi elimden alırken parmağının uçları hafifçe benimkilere değdi ve kızarmama engel olamadım. Bana hafifçe dokunsa bile tüm vücuduma bir kıvılcım gönderiyor, kalbimi pır pır ediyordu. Kaleme baktı ve bana sıcak bir şekilde gülümsedi,

"Teşekkürler, Vanessa." dedi cıvıldayarak ve odanın öbür ucundaki arkadaşlarına doğru gitti.

Vanessa mı? Benim adım Valerie. Vanessa değil. O küçük anın gerçek olmak için çok güzel olduğunu biliyordum. Beni 14 yıldır tanıyordu. Her sene birden fazla ortak dersimiz oldu ve bunca zaman adımın Vanessa olduğunu sanıyordu.

Yakınıma gelip yanımdaki sıraya oturan arkadaşım Elliana'nın sesini duydum. "Hey Val!"

"Vanessa demek istemiştin herhalde." diye mırıldandım, kollarımı göğsümün üstünde çapraz yaparken.

"N'oldu?" diye sordu yüzündeki ilgili ifadeyle, parmaklarını mükemmel sarı buklelerinin arasında dolaştırırken.

"Calum yanıma gelip benden kalem istedi." diye başladım.

"Ve..."

"Ve bana Vanessa dedi." İç çektim ve dikkatimi yere yönelttim.

"Ah Val... Bunu sadece en iyi arkadaşın olduğum ve senin için en iyisini istediğim için söylüyorum... ama onu artık bırakman gerek. Sen ve o tamamen farklı gruplardansınız. O popüler ve bunu kaba olmak için söylemiyorum ama sen değilsin. Yani, ben de değilim o yüzden onun popüler arkadaşlarından biriyle şansım olmadığını biliyorum. Kaç senedir bu çocuğun peşinden koşuyorsun?"

"14." diye cevapladım.

"Kesinlikle... 14. Ve hiçbir şey olmadı. Adını bile bilmiyor. Buna değmez. Sen güzel bir kızsın ve sana değer veren birini hak ediyorsun, o hak etmiyor. Bunu söylüyorum çünkü senin mutlu olmanı istiyorum. Onu bırakıp yaşamına devam etmelisin."

Ellie'nin haklı olduğunu biliyorum. Ama gerçekler acıtıyor. Onu aşmalıyım, çünkü ben onun umurunda bile değilken benim sürekli onu düşünüyor olmam bir zaman kaybı.

"Haklısın," diye itiraf ettim. Ne kadar haklı olmasını istemesem de öyleydi.

Gülümsedi. "İşte benim kızım. Önümüzde ne istersek yapabileceğimiz koca bir yaz tatili varken kim ona ihtiyaç duyar ki?"

Gülümsedim. "Evet." Tabi ki de hala aklımı Calum'dan alamıyordum. "Bu arada kalemin var mı? Tek kalemimi Calum'a verdim de."

Kıkırdayarak çantasına uzandı ve benim için bir kalem çıkardı.

Günün geri kalanı sonsuza kadar sürdü. Hiç bitmeyecek gibiydi. Zil sonunda çaldığında kitaplarımı aldım ve aceleyle koridora, dolabıma gittim. Hemen kitapları çıkarıp çantama yerleştirmeye başladım. Telaş içindeydim; otobüsümü kaçırmak istemiyordum.

"Hey..." Arkamdan birinin seslendiğini duydum. Benle konuşmadıklarını varsaydım çünkü bilirsiniz, kim benimle konuşmak ister ki. Her şeyi çantama koymak birkaç saniyemi daha aldı ve sonra ses bir daha konuştu.

"Beni görmezden gelme, Valerie."

Dolabımı kapadım ve yavaşça arkaya dönüp yüzünde büyük bir sırıtmayla Calum'un tam arkamda durduğunu gördüm. Ben düşüncelerimi toparlamaya ve diyecek bir şey bulmaya çalışırken; kalbim eridi ve yerde büyük bir sıvı birikintisi oluşturdu.

"Ah... ben şey... ben seni görmezden gelmiyordum... ben sadece-."

"Sorun yok, Val, sadece şaka yapıyordum." dedi kıkırdayarak.

"Val?" dedim şaşırarak.

"Evet, öyle dememi istemiyor musun?"

"Yok, sadece bana önceden Vanessa dedin de." dedim hafifçe gülerek böylece çok büyük bir sorun olduğunu düşünmezdi.

"Aman Tanrım, çok özür dilerim. Fark etmedim bile. Dün tüm gece boyunca FIFA oynadım ve neredeyse hiç uyumadım. Gerçekten üzgünüm." dedi gülerek.

Gülüşü, meleklerin şarkı söylemesine eşdeğerdi. Mükemmeldi.

"Ah haha sorun değil, bana istediğini diyebilirsin. Valerie, Vanessa hatta Victor bile olur!" dedim gülerek.

Victor mı? Cidden mi? Onun yanındayken o kadar heyecanlanıyorum ki sadece ona bakmaktan beynim allak bullak oluyor.

İzin verse tüm gün dinleyebileceğim o cennetlik gülüşüne devam etti.

"Haha şey benim gitmem gerek... bekle neredeyse ilk başta gelme nedenimi unutacaktım." Elini cebine uzattı ve bu sabah ona ödünç verdiğim kalemi verdi.

Gülümsedi. "Al bakalım," Kalemi alırken bir kez daha parmaklarımız birbirine dokunarak tüm vücudumu aynı etkiyle sardı.

O sevimli gülümsemelerinden birini takındı ve eliyle başının arkasını ovuşturdu. "Pekala, sonra görüşürüz, Val." Ve sonra da diğer yöne doğru yürümeye başladı.

Orada tamamen donmuş bir şekilde durdum. Otobüsü kaçırmam umurumda değil, sadece o mükemmel anı tekrar ve tekrar yaşatabilmek için orada dururdum. Konuşması, gülmesi, adımı söyleyiş şekli. Parmaklarının benimkilere değdiriş biçimi, yürümesi, eliyle başının arkasını ovuşturması, gülümsemesi. Ellie'yi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama kesinlikle yakın bir zamanda Calum Hood'un peşini bırakmıyorum.


Hikayenin ilk bölümü! Bölümlerin sonuna çok sık yazmayacağım bu nedenle dileklerimi şimdiden belirteyim: eğer okuduğunuz bölümü beğendiyseniz lütfen oy vermeyi unutmayın ve eğer belirtmek istediğiniz bir şey varsa, lütfen yorum yapın. 

Eğer ilgilenen olursa, bundan ayrı olarak çevirmiş olduğum başka hikayeler de var, profilimde bulabilirsiniz.

Ayrıca, hikayeden tamamen ayrı olarak, eğer herhangi bir konuda biriyle konuşmaya ihtiyacınız olursa veya bir şey paylaşmak isterseniz, kısacası her ne olursa kapım her zaman açık. İyi okumalar!

aşkın peşinden koşmak ;; cth {Türkçe Çeviri}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin