Bölüm 20- KORKUYORUM

33 17 24
                                    

Herkese merhaba yeni bölüme hoşgeldiniz. Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen :) Hikayemle ilgili her düşüncenizi öğrenmeyi çok isterim yorumlarınızı esirgemeyin :)


Bileğimi tutan eline bakıyorum önce, sonra başımı kaldırıp öfkeli gözlerine bakıyorum. Korkuyorum, belki de ilk defa çok korkuyorum bu adamdan. Canım yanıyor bileğimi sıkan elinden dolayı mı yoksa kalbime batırdığı hançerden dolayı mı anlayamıyorum.

Öfkeli gözleri kalbimi delip geçiyor sanki. O an anlıyorum, gözleri gözlerimi delerken, eli bileğimi biraz daha sıkarken, kalbimdeki hançer biraz daha batarken kalbime ben anlıyorum. Bu adamın öfkesi bizi tüketecek. Sadece gözlerime baksa ona olan aşkımı görebilecek oysaki. Babam hep neye inanmak istersek ona inanırız derdi öyleyse bu adam neden onu sevmediğime inanmak istiyor? Neden kalbime bir başka adamı alabileceğime ihtimal veriyor. Bırakın kalbime almayı bırakın öpmeyi başka bir adamın elinin elime değmesi bile benim midemi bulandırır Uzay bunu nasıl göremiyor anlayamıyorum.

Şimdi tam da şu anda bileğimi büyük ellerinden kurtarıp ben bu adama aşığım diye bağırmak istiyorum ve biliyorum ki beni hiç tanımayan bu kadar insan hiç şüphe duymayacak ona olan aşkımdan ama o inanmayacak. Sonra diyorum ki kendime eğer o inanmayacaksa söylemenin ne anlamı var ki.

Her ne olursa olsun kalbinizde bileğinizde ne kadar ağrırsa ağrısın birini sevmeyi durduramazsınız ama ona seni seviyorum demeyi durdurabilirsiniz. Tüketecek biliyorum bu öfkesi ve güvensizliği bizi tüketecek. Ben sahip olduğum her şeyi ona vermişken onun bunu görememesi bizi tüketecek. Sanki bir maç var ve bende her şeyimi Uzay'a yatırmışım gibi. Biliyorum o düşecek ve bende her şeyimi kaybedeceğim, hiç şüphem yoktu bundan ama ben yinede her şeyimi ona yatırdım. Ona aşık olduğum için. İşte onun bunu görememesi tüketiyor beni.

"Öptün dimi onu?" diye bağırıyor bir kez daha.

Bir damla yaş akıyor sol gözümden. Ağlamamak için çok uğraşmıştım oysaki ama engel olamadım işte. Sanki şimdi seni seviyorum desem bana inşallah diyecek. Sabah arayıp konuştuğum telefonu kapatırken seni seviyorum dediğimde bana cevap vermeyen bu adam benim sevdiğim adam olamaz. Bana o güzel sürprizleri yapan adamla bu adam aynı olamaz. O kareli örtüyü çimenlere serişi geliyor gözümün önüne sürpriz yaptığı için o kadar heyecanlıydı ki şimdi o güzel adamla bu adam aynı adam olabilir mi? Olamaz değil mi? O bana karşı bu kadar güvensiz olamaz, olamaz değil mi?

"Ne saçmalıyorsun Uzay ben seni seviyorum" diyorum.

Burada durmuş onu ona olan aşkıma inandırmaya çalışıyorum. Bir taviz daha veriyorum kendimden hiç düşünmeden. Biliyorum gün gelecek ve verdiğim bu tavizler beni öldürecek ama yinede hiç çekinmeden, sonrasını hiç düşünmeden, yok olacağımı bilerek bir taviz daha veriyorum kendimden.

Bugün yine bana bir taviz daha verdirten beni biraz daha değiştiren bu adam gün gelecek sen çok değiştin sen benim sevdiğim kadın değilsin diyecek bana. Bende gözlerinin içine bakıp lan beni sen değiştirdin diyemeyeceğim. O beni hiçte bana benzemeyen bir kadına dönüştürüp gidecek ve bende bu konuda hiçbir şey yapamayacağım.

Beni bu kadar ağlatmamalıydı oysaki. Bir kadın bu kadar ağlatılmaz ki. Bilmezler mi bu erkekler gözyaşlarımızın sınırlı olduğunu. Ağlayamayacak kadar yorulduğumuz gün vazgeçecek kadar güçlü olacağımızı bilmezler mi?

Bir kadın seviyorum diyebiliyorsa gerçekten seviyordur. Bazen sevdiğimiz halde sevmiyorum da diyebilir tabi. Zor gelir bize sevmek. Aslında biz hiçte düşündüğünüz gibi değiliz. Sizler o kadar aptalsınız ki bizi çok kıracağınızı bilerek sizleri sevmek bize zor geliyor işte. Zor kabulleniyoruz kalbimizde ki bu yükü. Biz sizin gözlerinize baktığımız ilk anda anlıyoruz zaten bizi ne kadar kıracağınızı yani ne gitmenize nede ağladığımız günlere şaşırmıyoruz. Biz size bütün bunları bilerek geliyoruz zaten. Bir insan çok ağlayacağını, çok üzüleceğini, çok değişeceğini bildiği halde geldiği adamı nasıl sevmez ki?

ZAMANDA VE UZAYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin