Garipti.
Hatırlıyorum da, rahat rahat gözlerine bakabildiğim ya da durup dururken sana sarılıp, başımı göğsüne yaslayabildiğimi ilk fark ettiğimde bu ilkokuldan liseye yeni geçmiş bir ergenin yaşadığı heyecan gibiydi.
Bunca yıl çok uzak gelmişti ama şimdi, oradaydın. Kulağımın altında atan kalp atışlarını, uyuyamadığım gecelerde saydığım koyunların yerine saymaya başladığımda, sayı saymada ne kadar ileri gidebileceğimi deneyip duruyordum.
Umutsuzluğumu terk etmenin verdiği rahatlama da hatrı sayılır bir şekilde kendini hissettiriyordu ama sana duyduğum sevgi kadar değildi, ya buna aşk demek istersem.
Ben çoktan aşık olmuştum ve bu sefer dizdiğim oyuncak kuleleri yıkmak yerine, temel atmama yardım ediyordun.
Eskiden anaokulunun bahçesindeki ağaçtan topladığın o garip, sarı ve oldukça kaşındıran topları kırıp içime attığında, sayende tüm vücudumda bir karıncalanma hissediyordum ve deli gibi kaşınıyordum, bu his onunla aynıydı. Sanki içime, ağaçtan topladığın bir çuval kaşındıran toplardan atmıştın ve ben sonsuza dek onun karıncalanmasını kalbimde, bazen de midemde hissedeceğimi düşünüyordum.
Ama seni seviyordum işte, sabahları erken kalkıp, kahvaltı etmek yerine Kaşif Dora'yı izlerken bir yandan da saçlarımla oynamanı seviyordum. Ya da bir yarışma programı izlerken, beni garip bir heyecan sardığında kafamı okşayıp, "Ödülü sen almayacaksın" derken.
Ve sende beni seviyordun, en azından günde on kere söylediğin buydu. Kocaman bir gülümseme ile ya da en olmadık anda kulağıma fısıldayarak. Söylemenin onlarca şekli vardı ve ben hepsine ayrı ayrı, sahip olduğum her hücre ile hayrandım.
•Son 7 bölüm kaldı... Ve böyle bir bölüm olması gerektiğini hissettim, ilk bölümler hep bunun tadındaydı.•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alphabet boy | hoseok
FanfictionOyun alanının prensi sensin, Ama asla beni ağlarken yakalayamayacaksın. to ;; @-PeterPan