a boy and a girl

4.7K 515 107
                                    

21 yaşımıza geldiğimizde, ki bu senin hastaneden çıkmandan sonra geçen iki yıla denk geliyordu, hayatımda bir çok şey değişmişti.

Artık hastaneye gitmiyordun ve iyileştiğini kutlamak için aldığımız pastaya kafanı batırdığım gün bana küsmüştün, gerçi bir sonraki gün barışmıştık.

Annen restoranına yeni bir bayii açıyordu ve annemin kocası ona ortak olmaya karar vermişti.

Baban eski hayatına geri dönmüştü, buna üzüldüğünü biliyordum ama artık çocuk olmadığının da farkındaydın. Yaptığın tek şey ona sarılmak ve seni aramasını söylemek olmuştu.

Baban beni seviyordu, bulduğu her fırsatta ikimizi bir yerlere götürmüş, yemek ısmarlayıp durmuştu. Eve döndükten sonra aldığım kiloları o gittikten sonra vermeye başlayacaktım.

Saçların da uzamıştı, her şey oldukça yolundaydı yani.

Bir hafta sonu Hye Jin ve Lukas bize geleceklerini söylediklerinde annem buna oldukça sevinmişti. Lukas ilk yıl değişim programıyla gelmişti ve Hye Jin sayesinde tanıştığım bir arkadaşımdı.

İkisi de üniversiteyi bitirmeye yaklaşırken ben daha başlamamıştım bile ve aslında yavaş yavaş hayalimdeki bölümün orası olmadığını da hissediyordum.

Geldikleri gün, sende bizdeydin. Zaten günün 18 saati bizde duruyor, kalan 6 saati evinde uyumak için geçiriyordun. Her gün beni monopoly oynamaya zorlaman o kadar sıkıcıydı ki. Yemin ederim olası bir monopoly turnuvasında finale kalan iki kişi biz olurduk ve sonunda her zaman yaptığın gibi hileyle beni yenerdin.

Annem geldiklerinde onları tıka basa doldurmak için mutfakta yemek hazırlıyordu.

Kapıyı açtıktan sonra onlara selam vermiştin. İkisine de sarılmıştım ve bir elini omzumdan ayırmadığın için oldukça zor olmuştu. 3 yaşındaki bir çocuğun annesine yaptığı gibi bana yapışık duruyordun. Bacaklarıma sarılmadığın kalmıştı.

Annem onları içeri geçirirken, tişörtümün arkasından beni çekip durdurmuştun.

"O kim?" demiştin içeriyi gösterip. Eline vurup, işaret eden parmağını aşağı indirmiştim.

"İnsanları parmakla gösterme," demiştim tıslayarak konuşurken.

"Kim diye sordum," demiştin elini tekrar inadına kaldırırken.

Dikleştirdiğim omuzlarım çökerken, sıkıntıyla nefes vermiş sana dik dik bakmaya başlamıştım.

"İçeri geçiyorum," demiştim sana cevap vermeyip.

Arkamdan seslemek istediğini biliyordum ama Hye Jin salonun içinden bize bakarken gitmeme izin vermekten başka bir şey yapamamıştın.

Arkamdan gelirken salona geçip oturmuştum. Tam dibime oturduğunda biraz kaymıştım ama açtığım mesafeyi tekrar kapatmış, sinsi sinsi gülmüştün.

"Hye Jin geleceğini söylediğinde, bende gelmek istedim." demişti Lukas komik aksanıyla.

"İyi halt etmişsin." diye fısıldadığında, Hye Jin'in duyduğuna emindim çünkü gülmemek için dişlerini sıkıyordu. Lukas'ın anlamadığı ortadaydı. Korecesi harika değildi ve en uzak koltukta o oturuyordu.

Dirseğimi karnına geçirip aynı zamanda, ortalıkta gezen garipliği aza indirmek isteyen Hye Jin'e dönmüştüm.

"Bu sene yeni bir oda arkadaşım oldu," demişti gülerken. "Sen gittikten sonra bu dördüncü."

"O odadan nefret ediyordum," demiştim onun gibi gülerken. "Musluğu bozulup duruyordu ve kafayı yemek üzereydik."

Lukas onu bir kaç kere tamir etmesi için çağırdığımızdan konuyu biliyordu ve senin dışında hepimiz gülmeye başlamıştık.

"Bir keresinde odadan sırılsıklam çıkmıştın," demişti Hye Jin, Lukas'a bakıp gülmeye devam ederken.

Kulağıma eğilip, "Odaya erkekleri mi alıyordunuz?" demiştin, Lukas'a bakıp duruyordun.

"Yatağa atmışım gibi konuşuyorsun," diye fısıldamıştım.

"Atsaydın birde."

Gece olduğunda, Lukas'a o kadar arkadaş canlısı davranmaya başlamıştın ki, Hye Jin'le birlikte durumu şokla izlemiştik. Bütün gün üzerinde olan kabalığın gün ışıklarının gitmesiyle yok olmuştu sanki.

Derdini gece anlamıştık aslında, annem Lukas için yatak hazırlamaya çalışırken, onu sizde uyuması için zorla eve götürmüştün.

"Seni kıskanıyor," demişti Hye Jin beraber yer yatağında yatarken.

Kıskandığını biliyordum, sadece bunu 15 yaşındayken, ortak arkadaşlarımızla takılırken de yapıyordun. Değişen bir şey yoktu.

 Değişen bir şey yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
alphabet boy | hoseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin