Alita daha fazla dayanamadı ve bilincini kaybetti. Duyduğu son söz; 'Aion' oldu.
Alita, büyük bir düzlükteydi. Üç kişi. İkiye karşı bir. İkisi erkek biri kadın.
"Bize anahtarı ver! " dedi turuncu saçlı adam. O ikinci dünyanın ilk kralıydı. Alita, bunu nerden bildiğini bilmese de yine de emindi. "Ne anahtarı? " dedi kadın. Alita onun Aion olduğunu biliyordu ama bir şeyler tersti. Aion gibi görünüyordu ama Aion değil gibiydi. Thiel' in anlattığı Aion'a benzemiyordu. Beyaz saçlı adam ise hiç konuşmuyordu. Uzaktan izliyordu. Durum analizi yapıyordu.
"Gerçekten bu durumda bile dalga geçebileceğini mi sanıyorsun? "
"Dünyayı birleştirmek mi? " dedi Aion alayla gülümseyerek.
"Şimdi ikinizde diz çökün! " diye emir verdi ve iki adam ne olduğu anlamadan kendilerini yerde buldular.Görüntü değişti.
Laboratuvar gibi bir yer. Yine aynı üçlü sadece saçları farklı. Kadının ve yanındaki adamın saçı siyah, diğerininki ise sarı. Daha deminki görüntüye göre daha samimiler. Kutlama yapıyorlar.
"Bu sayede dünyanın bu gidişatını düzeltebiliriz. " dedi kadın.
Sarı saçlı adam yan tarafa baktı.
Mavi, turuncu, beyaz ve kırmızı renkte kapı vardı. Parlıyordu.
"Kral kim olacak? " dedi adam.Görüntü yine değişti.
Bu kez her yer karanlık. Mezarlıkta küçük bir kız. Alita bu kızın kendisi olduğuna emindi. Önünde Teddren kanlar içindeydi.
"Özür dilerim. Rahatsız ettim. İstediğin gibi oldu her şey. Ama küçük bir sorun var..." Teddren biraz soluklandı. Gözlerini yarım saniyelik kapatıp açtı.
"Varis seçme konusunda hata yaptım. Bunu düzeltecek zamanım yok. Gerisini sana bırakıyorum. Ayrıca senin sözlerini sana söylemek tuhaf olsa da yardımcı olacaktır. Kim olduğunu anlamana... Şimdi yaklaş. "
Alita, ne olduğunu anlamasa da yaklaştı.
Teddren, kanlı elini Alita'nın alnına koydu.
"Düşmekten korkacaksın; Düş. Yaralanmaktan korkacaksın; Yaralan.
Kaybetmekten korkacaksın; Kaybet.
Yeniden kalk yeniden başla. Seni varisim olarak seçiyorum Aion." dedi ve Teddren'in eli düştü.Alita, gözlerini açtığında biraz tavana baktı. Neler gördüğünü anımsadı. İlk kez görmemişti o görüntüleri. Teddren'i gördüğünde de görmüştü. Bu kez daha farklıydı. Aynı anda hem Aion hem de Alita idi. Etrafına baktı. Kendi odasındaydı. Yataktan kalkıp dolaptaki aynanın karşısına dikildi. Yüzünü inceledi.
"Ben... Kimim?.." dedi ve gözyaşları akmaya başladı."Bu kadar üzülme. "
"Üzülme mi? Siz krallar sadece kendinizi düşünüyorsunuz. Kime ne olduğu, ne düşündüğü umrunuzda değil! "
"Farkındayım. Çok şey kaybettin ama ilerde tüm bu kaybettiklerini fazlasıyla geri alacaksın. Kurtardığın hayatları düşün. Kurtaracaklarını düşün. Bunun için anılara ihtiyacın yok. Şimdiye kadar da olmadı. "Alita kafasını kaldırdı. Gözleri ağlamaktan kırpkırmızı olmuştu ve aynadaki tek yansıma onunki değildi.
"Kim olduğumu bilirsem adımlarımı daha sağlam atarım. Kim olduğumu da anılarım olmadan nasıl bilebilirim? "
Aion gülümsedi.
"Haklısın. Ama şu anda kim olduğunu bilirsen her şeyin sonu olur. Sana bir şarkı öğreteceğim. O şarkıyı zamanı geldiğinde söylersen tüm sorularına cevap bulacaksın ve tüm bunlardan kurtulacaksın. "Alita, anlamaz bakışlarla bakıyordu. Zamanı geldiğinde şarkı söyleyecek. Tüm sorularına cevap bulup tüm bu saçmalıktan kurtulacaktı.' Sadece bir şarkıyla mı? ' diye düşündü.
"Tüm bunlar bittiğinde bana ne olacak? " diye sordu.
"Ait olduğun yere döneceksin ve bu yaşadıklarını hatırlamayacaksın."
Alita ciddileşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VARİS
FantasyGece vakti mezarlığın ortasında kanlar içinde yatan mavi saçlı bir adam. Önünde ne olduğunu anlamaya çalışan küçük bir kız. Adam, kanlı elini kızın alnına koyar ve son sözlerini söyler. "Düşmekten korkacaksın;Düş... Yaralanmaktan korkacaksın;Yarala...