HATIRLAMIYORUM ZATEN

65 5 2
                                    

Thiel ve Alita'nın geçmişi öğrenmesinin üstünden bir ay geçmişti. Thiel, Alita'nın sorusunu cevaplayamamış sadece bakmakla yetinmişti.
Bir ay boyunca da Alita normal hayatına devam etmiş Lien'e hala gitmemişti. Thiel ne zaman Lien konusunu açsa Alita ya odayı terk ediyor ya da başka konu açıyordu.
Lien halkından gelenleri bile geri çeviriyordu. Herkes onun umursamaz olduğunu düşünse de gerçek tam tersiydi. Alita herkesin görmesini istediği şeyleri gösteriyordu.

Aslında bir ay boyunca sadece normal hayatına devam etmemişti. Atalar, Elena'yı kolay bir şekilde tuzağa düşürmüşlerdi. Bu kez öyle olmayacağı bariz belliydi. Ashildr ile buluşmuş, Elena ile ilgili bilinen ne varsa anlatmasını ve kaynakları istemişti. Lien'de yapması gerekenleri de Ashildr vasıtasıyla iletiyor orda kurduğu gizli birliğe yaptırıyordu. Elena'nın onu kolayca eline geçirebileceğine inanmasını istiyordu. Tüm bunların yanında şarkıyla uğraşıyor nasıl tamamlayacağını düşünüyordu.

Okulun kantininde dışarıyı seyrederken izlendiği hissine kapıldı. Etrafına göz gezdirdiğinde bir şey yoktu ama izlendiğine emindi. Umursamaz davrandı. Tekrar pencereye baktığında yansımayı gördü. Görmemiş gibi davrandı çünkü Elena'ya hiçbir şey hissettirmek istemiyordu. Elena güç kaynakları olduğu için sadece gücü değil hisleri de okuyabiliyordu. Elena'nın yansımasına baktığında kızın aslında iyi biri olduğunu düşündü.

Kızı dikkatlice süzdü. Bir an on yaşında görünüyor bir an otuz beş, kırk. Kızıl kral ne demişti?  Diye düşündü. Düşündü. Düşündü. Düşündü. Sonunda hatırladı. Dengeden bahsetmişti. Kız ordan çıkmak için tüm dengeyi bozmuştu. Eğer denge tekrar sağlanırsa kız da normale dönebilir. Aslında ikisinin de amacı aynıydı. İkisi de dengeyi tekrar sağlamak istiyordu. Sadece izledikleri yol farklıydı. Ataların iyileştirme isteklerini de bu yüzden kabul etmemişti. Edememişti. Elena'yı nasıl alt edeceğini artık biliyordu. Yerinden kalkıp hızla okulu terk etti. Okulun bahçesinde Bellamew'i görmeyi beklemiyordu. Yanına gidip soran gözlerle baktı.

"Merhaba. " dedi Bellamew.
"Merhaba. "
Bellamew gülümsedi.
"Sana söylemek istediğim-"
"Biliyorum. "
"Ne? Neyi?  Yani ne söyleyeceğimi?"
Alita hafifçe gülümsedi ve Bellamew'in kulağına yaklaştı.
"Şarkıyı ben tamamlayacağım. Huzurla yat. " dedi.
Bellamew şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemedi.
"A-ama nasıl?  Yani... "
"Gel hadi yolda konuşuruz. Hislerini çok belli etme. "
Bellamew başta anlamadı ama Alita'nın arkasındaki kişiyi gördü.
"Alita... Arka-"
"Şşt. Biliyorum. Hadi gel. " dedi ve kolundan çekiştirmeye başladı.

Yol boyunca sessizlerdi. Ağızlarını bıçak açmıyordu. Bunun en büyük sebebi ikisinin de aynı alanda bulunuyor olmasıydı. Alita, Elena'nın gittiğinden iyice emin olduktan sonra konuşmaya başladı.

"Demek o mezarda olmamın sebebi sendin? "
Bellamew bu soruyu beklemiyordu.
"Öyle. " diyebildi.
"Ama hala cevaplayamadığım sorular var. Örneğin senin dirilmen için ben neden ordaydım? "
"Gerçekten anlamadın mı? "
Alita histerik bir kahkaha attı.
"Ne garip değil mi? Beynimde benim hatıralarımın olması gerektiği yerde reenkarnesi olduğum kişinin hatıraları var. Ailem kim?  Bilmiyorum. En önemlisi ben kimim?  Onu da bilmiyorum. Sen bunları öğrendiğinde ne hissettin? "
Bellamew, kızın sorularını o kadar haklı buldu ki ne dese bilemedi.
"Şey hissedecek vakti bulamadım."
"Nasıl yani? "
"Tam geçmişi öğrendim derken *kalbini göstererek* burda bi acı hissettim. Baktığımda bir kılıcın ucunu görmüştüm. Arkamı döndüğümde kılıcı tutan kişi Arthur  idi. "
Alita o kadar şaşırdı ki gözleri yuvalarından fırlayacaktı.
Bellamew hafif bir tebessüm etti.
"Aion'un kaç tane reenkarnesi var biliyor musun? "
Alita hayır anlamında başını salladı.
"Bilmiyorum ama 200 yılda ne kadar olabilir ki? "
"Lien'deki zamanla bu dünyanın zamanı bir değil. Burda 200 yıl kısa süre olsa bile orada çok uzun bir süredir. Tamı tamına 50 reenkarnesi var. Sen de dahil olmak üzere."
"Öyleyse hepimiz akrabayız değil mi? "
Bellamew başını salladı.
Alita aniden durdu.
"Ben Lienli miyim? Ama nasıl?.. Yani... "
"Aion'un soyundanız. Aion'un iki torunu vardı. Claus ve Jemie. Claus, sarayda kalmayı tercih ederken Jemie, sarayın dışına çıktı. Elena, Claus'un soyundan gelenleri katletti. Kurtulanlar da ağır hasarlarla kurtuldu. Thiel, Claus'un soyundan. Bizler ise Jamie'nin. "
"Ailem kim? "
"Bunu cevaplayacak kişi ben değilim. Buraya sadece şarkı için gelmiştim. "
"Öyleyse yönümüzü değiştirmemiz gerekiyor. "
Bellamew tek kaşını kaldırıp soran gözlerle baktı.
Alita gülümseyerek koluna girdi.
"Hadi. " diyerek bir taksi çevirdi.
"Nereye? "
"Elena'nın giremeyeceği bir yere. " Bellamew, zeki kız diye düşündü. Ve ikisi de bindiler.
***
Thiel, bir önündeki günlüğe bir de Teddren'e bakıyordu.
"Eee?  Söyleyecek bir şeyiniz yok mu? "
Teddren güldü.
"Resmiyete gerek yok Thiel. Ben bu dünyadan silindim. Olmaması gereken bir varlığım. "
"Ama burdasınız. "
"Zamansız bir ölümdü sadece. "
"Kral Thigpen zorlanıyor olmalı. "
"Doğru. Ve hala varis seçmedi. "
"Alita'yı yani kralımızı bekliyor. İkisi de. "
"Alita ile resmi olamıyorsun değil mi? " dedi. alaycı bir sesle.
Thiel derin bir iç çekti.
"Hayır, olamıyorum. "
Teddren kahkaha attı bu kez.
"Onu seviyorsun ama kendine itiraf edemiyorsun. Sebebi ne? "
"Alita, geçmişi öğrendiğimiz zaman bana bir soru sordu. Soru o kadar çok şeyi barındırıyor ki altında ezildim resmen. 'Biz kimiz?' diye sordu."
Teddren dikkatle dinliyordu. Kardeşinin kafasının karışacağını biliyordu ama bu kadarını beklemiyordu. Üstelik kendi karmaşasını farkında olmadan Thiel'e bile yüklemişti.
"Gerçekten biz kimiz? Atamız Aion ve Tobias için mi birbirimize bağlandık? Yoksa kendi irademizle mi?  Yaşadıklarımız bile onların hayatıyla eş değer. Biz Aion ve Tobias mıyız yoksa Alita ve Thiel mi? "
Teddren bir süre baktı ve ekledi.
"Önceki reenkarneler ile farkınız ne biliyor musun?  Siz kim olduğunuzun bilincindesiniz. Onlar değillerdi. Bu yüzden Elena onları kolayca avladı. Sizin için ne kadar uğraştığına bak. Aion ve Tobias meselesine çok takılmayın. Sizin kendinize ait bir ruhunuz ve iradeniz var. Aion bunu fark ettiği için Alita'dan özellikle bahsetti."
Thiel, uzun uzun baktı. Başını eğdi. Teddren, günlüğü sehpaya bıraktı. "Bunu Alita'ya verirsin. İstediği cevaplar o günlükte. " diyerek ayağa kalktı.
"Ona söylemeyecek misin? "
Thiel'in bu sorusuyla Teddren olduğu yerde kaldı.
"Artık söyle. Bu günlük Aion'a ait Alita'ya değil. Alita kafayı yemeden anılarını geri verin. "
"Bunu Thigpen'e söylemen gerek bana değil. "
"Alita anılarının değiştirildiğinin  Thigpen'in de geri vermeyeceğinin  farkında. "
Teddren şaşkınlıkla baktı ardından şuh bir kahkaha attı.
"O kağıtlarda ne yazığını şimdi daha çok merak ettim. "
Thiel de kahkahaya eşlik etti. .
"Çok zeki bir kardeşin var. "
"Annem ve babam onun hep farklı biri olduğunu söylerlerdi. Gerçi hala söylüyorlar. Neyse artık gitmem gerek biriyle daha buluşmalıyım. Hoşçakal. "
Thiel de ayağa kalktı.
"Hoşçakal mı görüşeceğimize adım gibi eminim. "
Teddren gülümsedi ve gitti.
***
Laboratuvarda ciddi bir hava vardı.
"Yaşaman için burdayım Alita. Bu yüzden böyle yapmalıyız. "
"Şu an sen de yaşıyorsun. "
"Ben bu dünyada olmaması gereken bir varlığım. Bu dünyaya geri getirilmemin sebebi sensin. Elena beni hissedemiyor. Onu yenmek için bu gerekli. "
Alita, başını eğdi. Bunu biliyordu ama kendisi için birini feda etmek hiç ona göre değildi. Başka çaresi olmadığının da farkındaydı. Kafasını olumlu anlamda salladı.
Bellamew gülümsedi ve Alita'ya sarıldı.
"O gün çok yakın. Dikkatli ol. " dedi ve gitti.
Alita bir süre iç çekti. Başka bir yol bulmaya çalıştı ama bulamadı. En sonunda kafasını kaldırıp arkasını döndü.
"Uzun zaman oldu abi. "
"Hatırlamadığını sanıyordum. "
"Hatırlamıyorum zaten... "

Bölüm geç geldiği için üzgünüm ama bazı olaylar yaşadım. Diğer bölümü kısa zamanda yazıp yayınlayacağım inşAllah. Yorum ve votelarınızı esirgemeyin lütfen.

VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin