VARİS

BELİRSİZ

BÖLÜM GEÇMİŞİ ANLATIYOR . İYİ OKUMALAR

Aion, kalbe yaklaştı. Kristalin içinde atıyordu. Büyülenmiş gibiydi.
Kral, bunu fark edince hemen ordan çıkarmaya çalıştı. Diğer ikisi de Aion'u çıkardıktan sonra kral kapıyı kapanması için komut verdi. Kapı kapanacağı sırada Aion içeri girdi. Her şey bir anda oldu. Aion, kalbe dokundu kral çığlık çığlığa başını tutarak yere çöktü. Diğer ikisi Aion'u ordan çıkarayım derken onlarda kalbe dokundu ve büyük bir patlama oldu. 

Üçü de odanın farklı yerlerine dağıldı. Ortam sessizdi. Ürkütücü bir sessizlik vardı. Sessizliği bozan ise kralın ürkütücü kahkahası oldu.  Karl ve Fabio'u  giysilerinden tutup Aion'un yanına fırlattı. Üçü de gözlerini acıyla zar zor açabildiler. 
"Siz hayatınızın hatasını yaptınız!" diye bağırdı kral. Ama farklı görünüyordu. Saçları kıpkırmızıydı.
"Bunu ödeyeceksiniz! " dedi ve büyük bir gürültü daha oldu. Yer kayıyordu. Üçü de birbirine bakıyordu. Saçlarının rengi değişmişti. Aion-mavi,  Karl-turuncu,  Fabio ise beyaz.

İçlerinde anlamlandıramadıkları  bir şeyler kıpır kıpırdı. Aion acıyla yere yığıldı. Nefesi sıklaştı. Diğerleri ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kral, Aion'u kolundan tutup kaldırdı. Aion'un ayakta duracak hali yoktu.
"Bedeli ödemeye başlıyoruz. " dedi ve elini tam Aion'un göğsüne vuracaktı ki Aion kolunu tuttu.
"Diz çök! " demesiyle kral kendini yerde buldu.
"Sen... "
"Bak özür dilerim ne olduğunu anlamadım. Ben sadece o kızı kurtarmak istedim."
Kral ve diğer ikisi şaşkın şaşkın Aion'a bakıyordu. 
"Nasıl?! " diyebildi Karl.
"Bir kız çocuğu kurtarın beni diyordu. Bana baktı. Kurtar beni kralım dedi. Başta inanmak istemedim ama kendimi onu kurtarmaya giderken buldum. "
"Bu olamaz!  Kral benim!  Seni de seçmiş olamaz!  Gücü geri alacağım. " dedi ve kalkmaya çalıştı.
Aion ve diğerleri ne demek istediğini anlamıştı.
"Seni o seçmedi. Sen onu zorla tutuyorsun. O kalp falan değil bildiğin bir kız çocuğu. "
"Hiçbir şey bilmiyorsunuz! "
Aion iyice sinirlenmeye başladı.
"Anlat. Bu kız neden burada? " diye emir verdi.
Kral transa geçmiş gibiydi.  Yine de karşı koymaya çalışıyordu.
"Bu ilüzyon. " dedi Karl.
Fabio ve Aion anlamaz bakışlarla bakıyordu.
"O ilüzyon. Kızın o şekilde görünmesini sağlamış. Ama sana pek etki etmemiş. "
"İlüzyona inanmam. "
Karl hafiften sırıttı.
"İşte bu yüzden etki etmemiş. İnançların insan üstündeki etkisi çok büyüktür. Sen buna inanmadığın için ilüzyon etki etmedi. " dedi Karl.
"Ayrıca o kız  ölüm ve yaşam arasında. " dedi Fabio.
"Ne?! " dedi Aion. Sinirle krala döndü.
"Kim o kız?! " dedi sinirle.
"Dünyaları bir arada tutmak için saf, temiz kalpli birinin bedeni gerekli. İnsanların tüm duygularını ve tüm güçleri içinde barındırır."
Aion'un gözleri doldu.
"Siz nasıl... " diyebildi. Kendini topladı. Ciddiyete büründü.
"Kızı ordan çıkarmamız gerek. "
Kral kafasını kaldırdı.
"Hayır bunu yapamazsın. Dünyalar bölünür. "
"O kıza ve ailesine çektirdikleriniz için az bile. "
"Aion, sakinleş. Dünyaları bölemeyiz. Buna hakkımız yok. " dedi Karl.

Aion sakindi. Hem de fazlasıyla. Karl ve Fabio bu sessizliğin fırtına öncesi sessizlik olduğunu biliyordu. Ama fırtınanın ne olacağını bilmiyorlardı.  Aion, derin bir nefes aldı ve ikisine döndü.
"Artık kral biziz. " dedi.
Fabio ve Karl, Aion'a inanamayan gözlerle bakıyordu.
"Aion, kendine gel! " dedi Fabio.
Aion çoktan kızın yanına gitmişti. Elini uzattı. Kız kafasını güçlükle kaldırdı.
Kral transtan çıkmış Aion'a baktı.
"Hayır yapma seni kandırmasına izin verme! " dedi.
Aion ne olduğunu anlamadan kafasını krala çevirmişti. Kız ise sinsi bir sırıtışla Aion'un elini tuttu ve kristalin içinden çıktı.
Hepsi küçük kıza bakıyordu.  Saçları ve gözleri dünyanın tüm renklerine sahipti ve gözlerinde yıldız işareti vardı.  Aion'un önünde durdu ve gözlerinin içine baktı.