Derslerden dolayı çok sık yazamıyorum. O yüzden yeni bölümler geç gelebilir. Şimdiden hepinizden özür diliyorum.
Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar :)
" Merhaba Zeynep, ben Sedat. Umarım rahatsız etmemişimdir. Biliyorum bana kızgınsın ve kırgınsın. Ne desen haklısın. Kendimi temize çıkaracak birşeyim yok. Belki geç kaldım ama yinede senden herşey için özür dilemek istiyorum. Sen benim için çok şey yaptın. Senin hakkını ödeyemem biliyorum. Senden şu an bana geri dönmeni de beklemiyorum. Sadece istediğim benim gibi birisi yüzünden kendini üzme ve mutlu olmaya bak. Bir de beni affedersen çok mutlu olurum. Bunu istemeye yüzüm yok ama senin o güzel kalbinin affına sığınıyorum. Hakkını helal et olur mu.. "
Zeynep, yazanları daha iyi anlayabilmek için bir kaç defa daha okudu. En sonunda alayla gülümsedi. Telefonu cebine koydu ve ablasının yanağından makas alıp odaya geçti. Kafasını toparlamak istiyordu. Yatağa uzandı ve telefonu çıkarıp tekrar okudu mesajı. Yine gülümseme gelip yerleşti yüzüne. Aklından geçenleri hemen yazmaya başladı.
" Affedecek birşey yok. Ne o, hayırdır Kübra'n sana yüz vermedi de sende tekrar bana mı yazmaya karar verdin? "
Mesajı gönderdi ve rahatlamış bir şekilde kollarını yana açtı. Tahmin ediyordu böyle olacağını. Kübra yüz vermeyince tekrar dönme çabalarına girmişti. Fakat Zeynep tekrar aynı hataları yapmak istemiyordu. Bundan sonra daha dikkatli davranmayı düşünüyordu. Çok geçmeden cevap geldi.
" Alakası yok cidden. Hem Kübra' yla aramda geldiğinden beri hiçbirşey geçmedi. Yüzüme bile bakmadı. Bende birşey hissetmedim zaten. İçimde ona karşı birşey kalmadığını daha iyi anladım. "
" Tabi canım bende inandım. Ondan çok mutlusunuz değil mi? Hani bana dedin ya çok mutlu oluruz diye. "
" O dediğime bakma ya sinirle söylenmiş birşeydi. Hem de seni kıskandırmak istemiştim. "
" Umurumda değil. "
Zeynep, biraz olsun inanır gibi olsa da hemen yumuşamak istememişti. Artık kolay değildi hiçbir şey. Güveni kırılmıştı, sevgisinden emin değildi.
Bu şekilde bir süre daha konuşmaya devam ettiler. Zeynep en son saate baktığında üzerinden 4 saat geçtiğini farketmişti. Nasıl bu kadar uzun konuşmuştu hayret etti kendisine. Bir yandan da kızmıştı kendi kendine ilk günden böyle yaptığı için. Daha fazla uzatmadan konuşmayı bitirdi.
***
Aradan bir hafta geçmişti. Zeynep sık olmasa da Sedat'la, aradaki mesafeyi koruyarak konuşmaya devam ediyordu. Mahmut ise Merve' nin isteği üzerine gelmiş ve konuşmalarını yapmışlardı. Kısa süre sonra da yüzü gülerek evine gitmişti. Mahmut gittikten sonra Merve kimseye birşey anlatmamıştı. Herkes merakla bekliyordu ne diyeceğini.
Yemekler yenmiş Mehmet Bey odasına çekilmişti. Fatma Hanım, Merve' nin kolundan tuttuğu gibi odasına götürdü. Tuğba ve Zeynep de kıkırdayarak peşlerinden gitti.
Fatma Hanım, odaya girince Merve' yi yatağa oturttu ve ayakta durup ellerini beline koyarak beklemeye başladı. Merve ise hiç oralı olmuyordu. Tuğba ve Zeynep ise diğer yatağa oturup onları izlemeye başladı. Fatma Hanım iyice sabırsızlanmıştı.
" Kızım ne bu böyle sanki devlet sırrı. Bir an önce anlat işim gücüm var. Seninle uğraşamam. "
Merve en sonunda pes etti. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
" Amma abarttınız anne ya. Birşey konuşmadık işte aynı. Sordum amacın ne diye. Maçta beni gördüğünde tam aradığı kız olduğumu düşünmüş. O günden sonra beni izlemiş. Daha da kabarmış duyguları. Ama bana söylemek istememiş. Flörtle uğraşmak istemediği için de direk annesini yollamış. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Masalım
Teen FictionNe güzel bir duadır ; " İyi insanlara çıksın gittiğin bütün yollar." Kime bu duayı etsen tüm kalbiyle amin der. Neredeyse herkes ister böyle olmasını. Ama kimin duasının ne zaman kabul olacağı bilinmez. Zeynep de bilmiyordu karşısına kimlerin ve na...