Bu bölüm sanki diğerlerinden uzun oldu. Umarım beğenir ve keyifle okursunuz :)
Zeynep, okula yetişebilmek için erken kalktı. İlk günün heyecanıyla sabahı zor etmişti. Evin içinde bir o tarafa bir bu tarafa koşturuyordu. Onun sesine annesi Fatma Hanım uyandı. Homurdanarak kahvaltı hazırlayan kızının yanına geldi.
" Kızım bu ses ne, evde savaş çıktı da bizim mi haberimiz yok? "
Zeynep, arkasını dönüp annesine öpücük yolladı. " Yok anne ya azcık heyecan varda o yüzden böyle oldu. Verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. "
" Belli canım azcık. "
Uykusu kaçan Fatma Hanım da kızıyla birlikte sofrayı hazırladı. Az sonra herkes uyanmış hep birlikte kahvaltı sofrasında buluşmuşlardı. Mehmet Bey ailesini memnun bir şekilde izledi bir süre.
Zeynep kahvaltının ardından vakit kaybetmeden hazırlanıp evden çıktı. Trafiğin işi belli olmaz diye korkuyordu. Bir de otobüs beklemek var tabi. Karataş' ta oturuyorlardı bu yüzden merkeze gitmek o kadar kısa sürmüyordu.
Fazla beklemeden otobüse bindi. Okula yaklaştığı her saniye kalbi daha da hızlı atıyordu. İçinde tuhaf bir mutluluk vardı. Çok huzurluydu ama neden böyle hissediyordu çözemiyordu. Bir an önce okula varıp öğrencilerle tanışıp odasına yerleşmek istiyordu. Okulda başka rehber öğretmen var mıydı varsa nasıl birisiydi çok merak ediyordu. Umarım gıcık bir tip değildir diye geçirdi içinden.
Saatler gibi süren dakikalardan sonra ineceği durağa geldi. Beş dakika daha yürüdükten sonra okulun kapısına vardı. Okulu daha önceden bildiği için bulması kolay olmuştu. Etrafı inceleyerek binaya doğru adımladı. Bahçede doğru düzgün öğrenci yoktu. Muhtemelen derse girmişlerdir diye düşündü.
Bahçe çok güzel olmasa da yinede idare ediyordu. Klasik her okulda olduğu gibi bahçenin etrafına kamelya ve banklar serpiştirilmişti. Bir tarafta da üst tarafı kitap şeklinde yapılmış çeşme vardı. Hava soğuk olduğu için yeşillik yoktu ama yaz gelince buraların daha güzel olacağına emindi. Biraz ilerlediğinde çardağı farketti. 'En güzel taraf burası heralde' dedi. Çardak üstten bakıldığında sekizgen şeklindeydi ve tam ortasında süs havuzu vardı. Orayıda inceledikten sonra aklına saat geldi ve aceleyle binaya girdi.
Öğrencilere müdürün odasını sordu. Koridorda biraz daha ilerledikten sonra müdürün odasını buldu. Kapının önünde durup rahatlamak için derin bir nefes aldı. Daha sonra usulca kapıyı tıklattı. İçeriden gelen sesle birlikte odaya girdi. Müdür önündeki evraklardan başını kaldırıp Zeynep' e baktı ve gülümseyerek koltuğa oturmasını işaret etti.
Genç ve dinamik duruyordu. Zeynep' in kafasında canlandırdığı yaşlı, sinirli ve sert tiple hiç alakası yoktu. Zeynep şaşırsada belli etmek istemedi. Elindeki dosyayı uzatıp uzatmama konusunda da kararsız kalmıştı. Müdür ellerini masanın kavuşturup Zeynep' e baktı.
" Buyrun sizi dinliyorum. "
Zeynep nereden başlayacağını bilemediği için direk konuya girdi.
" Ben yeni rehber öğretmen. "
Elindeki dosyayı da ardından uzattı. Müdür dosyayı aldıktan sonra eliyle yüzüne dokundu ve aklına birşey gelmiş gibi konuşmaya başladı.
" Hatırladım şimdi yazı gelmişti. İçecek birşey alır mısınız hocam. "
" Hayır teşekkürler. "
Müdür dosyayı incelemeye başladı.
Zeynep bunun üzerine rahat bir nefes aldı. Boğazı kurumaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Masalım
Teen FictionNe güzel bir duadır ; " İyi insanlara çıksın gittiğin bütün yollar." Kime bu duayı etsen tüm kalbiyle amin der. Neredeyse herkes ister böyle olmasını. Ama kimin duasının ne zaman kabul olacağı bilinmez. Zeynep de bilmiyordu karşısına kimlerin ve na...