4. Bölüm

245 48 236
                                    

5 Ay Sonra

" Abla ben galiba aşık oldum. "

Merve, Zeynep'in sözleri üzerine duraksadı. Anlamaya çalışır gibi bakıyordu. Bir an dalga mı geçiyor acaba diye düşündü ama hayır ciddiydi.

" Emin misin. Daha doğru düzgün tanımıyorsun bile. Üzülmeni istemiyorum. "

" Bilmiyorum abla kafam çok karışık."

Zeynep, o günden sonra yavaş yavaş Sedat' la başta tartışmalı da olsa konuşmaya başlamıştı ve farkında olmadan kendisini kaptırmıştı. Sedat, istediklerini, düşündüklerini bir şekilde yaptırıyordu. İstediği herkesi çekim alanına almayı çok iyi beceriyordu. Ona karşı koymak pek kolay olmuyodu. Çok iyi laf yapıyordu ve karşısındaki ne olduğunu anlamadan onun dediğini yapıyordu.

Fakat Zeynep için bu pek kolay olmamıştı. Onun sert kabuğunu kırmak zordu. Sadece mesaj üzerinden ona ulaşabildiği için de daha da zordu işi. Ama Sedat büyük çabayla yavaş da olsa en sonunda çatlaklar oluşturmuştu. Zeynep üniversiteyi ondan uzakta okuduğu için yüz yüze görüşememişti. Yoksa daha çabuk olacağını düşünüyordu.

Zeynep daha fazla dayanamadı ve kendi içinde kabul etti ona karşı artık birşeyler hissettiğini, her ne kadar istemese de. Sedat' a yeterince güvenemiyordu. Aslında o erkeklere güvenemiyordu. Korkuyordu kırılmaktan, üzülmekten. Ama bu korkuyla yaşayamayacağını da biliyordu. Sedat ' a karşı kendi içinde verdiği savaşı da en sonunda kaybetmişti zaten ama Sedat ' ın haberi yoktu.

Merve, başta dalga geçse de işlerin bu duruma geldiğini görünce durumun ciddiyetini anladı. Oda ne diyeceğini bilmiyordu. Yanlış yönlendirmekten korkuyordu.

" Nasıl birisi, ne kadar tanıyorsun? "

" İyi gibi duruyor aslında ama bilmiyorum. Geçmişi korkutuyor beni abla. Anlatmıştı bir ara. Çok önceden bir kızı sevmiş. Oda onu seviyormuş ve bir süre birlikte olmuş bunlar. O zamanlar cahildim arkadaşların aklına uydum aldattım onu başka kızlarla da konuştum dedi. Kız da bunu öğrendikten sonra terketmiş. O zaman anlamış kızı ne kadar çok sevdiğini. Pişman olmuş ama bir defa bitmiş işte. Bakmış olmuyo kız affetmiyo unutmaya çalışmış. Başka kızlar girmiş hayatına ama bir türlü unutamamış. Yeni yeni unutmak üzereyken beni görmüş işte onlara gittiğimiz de. Ama sanki hala o aklında gibi abla. O yüzden kafam çok karışık. "

Merve bir süre düşündü. Zeynep haklıydı kendisi de olsa oda emin olamazdı. Ama Sedat' ı tanımadığı için birşey diyemiyordu.

" Haklısın. Ne desem bilemedim ama iyi düşün. Hem o sana karşı ne hissediyor birşey dedi mi ya da teklif falan? "

" Henüz birşey yok. Tavırlarından anlamıştım zaten ama pek takmıyordum. Sonra farkettim kendimde, içimde ona karşı bir şeyler başladığını. Sana böyle anlatıyorum ama bakma bana ben beceremem zaten dese bile yok derim. "

" Anladım. Hayırlısı bakalım. "

Zeynep aklına gelen şeyle güldü ve ablasını gıcık etmek için sordu:
" Neyse beni boşver senden ne haber. Düğün ne zaman enişteyle. "

Merve gelen soruyla gözlerini devirdi ve Zeynep'in koluna hafifçe vurdu.
" Birşey olduğu yok. Bitecek işte okulu sonra isteyecek. "

" Ne o pek gönlün yok gibi söyledin. " dedi gülerek. Merve rahatsız bir şekilde kıpırdandı ama birşey demedi. Zeynep'den bakışlarını kaçırdı. Zeynep birşeyler olduğunu anladı ama ablasının yüzünü görünce üstüne gitmek istemedi. Kafasını dağıtmak için

" Hadi yemek hazırlayalım yoksa annemin gazabına uğrayacağız." dedi ve gülerek odadan çıktılar.

Merve 2 yıldır sınıf arkadaşı Hakan' ı seviyordu, Hakan da onu ama son zamanlarda işler pek yolunda gitmiyordu. Hakan farklı davranıyordu çoktandır. Merve farketmişti ama bir türlü cevabını bulamıyordu. Hakan' a da sordu fakat ters tepki alınca üstüne gitmedi. Normalde yaz tatilinde evlilik kesinleşecekti. Ama böyle devam ederse pek olacak gibi görünmüyordu. Kimseye de birşey söylemek istemiyordu şu anlık. O yüzden içinde tutuyordu. Nereye kadar tutabilirdi oda bilmiyordu.

Akşam olmuş yemeklerini yemişler ve herkes odasına çekilmişti. Zeynep okuldan bir gün önce geldiği için ve yorgun olduğu için eşyalarının tamamını yerleştirmemişti. Odaya çıkınca da kalanlarla uğraştı. Merve ve Tuğba da kendi hallerindeydi.
Zeynep işini bitirince yatağına uzandı. İnterneti açınca mesaj geldiğini farketti ve yine Sedat' tandı. Ona hala numarasını vermemişti.

" Şehrimize tekrar hoşgeldin. Yeterince dinlenmişsindir umarım. Neyse asıl soruya geçiyorum. Yüzünü görme şansım var mı. Artık geldin nasıl olsa. "

Zeynep tamda beklediği soruyu görünce ablasının yanına gitti. Ne yapacağını bilmiyordu çünkü. Merve, mesajı görünce düşündü ve gülerek

" Sen bilirsin. Görüşmek istiyor musun? "

" Abla çok yardımcı oldun ya sağol. Bilsem sana sorar mıyım. Bilerek mi yapıyorsun bunu? "

" Ne bileyim ya gitmek istiyorsan git işte."

Zeynep gözlerini devirdi ve bir süre ablasına baktı. Merve omuz silkince Zeynep de ablasından fayda gelmeyeceğini anlayınca tekrar yatağına geçti.

Aslında gitmek istiyordu. Çünkü çok merak ediyordu Sedat'ı. Tabi her zaman ki gibi yine korkuyordu. Bir yandan da merak ediyordu birisiyle birlikte olmak nasıl bir duygu diye. Ama daha öncesinde büyük konuştuğu için sözünü yemek istemiyordu.

Kalbine söz geçiremedi ve yine kabul etti. İki gün sonrası için sözleşti. İçi içine sığmıyordu. Kafasını karıştıracak tüm düşünceleri atmaya çalışıyordu. Yaptığının yanlış olduğunu düşünüyordu ama yinede yapmak istiyordu. Daha ne kadar böyle devam edebilirim ki diyordu. Önündeki iki günü iple çekti.

2 Gün Sonra

Zeynep aceleyle ayakkabılarını giymeye çalışıyordu. Geç kalmıştı zaten ve daha da gecikmek istemiyordu. Ablasının yardımları olmasa hiç gidemezdi. Annesi anlayacak diye ödü kopuyordu.

Hemen dolmuşa bindi. Evden uzakta olsun istemişti yakalanma ihtimali olduğu için. Gideceği yere yaklaşınca indi. İlk defa göreceği için kalabalık bir yer olmasını istememişti. Sakin bir yerde çay içmeye karar vermişlerdi. Fazla abartı olmasın diye kot pantolon üzerine de gömlek giymişti ve saçlarını açık bırakmıştı.

İçeri girdiğinde etrafına baktı ve Sedat'ı hemen tanıdı. Onu görünce kalbi heyecanla atmaya başladı. Bir an ne yapacağını bilemedi ve orada öylece bekledi. Sedat Zeynep'i farkedince güldü ve yanına gelmesini işaret etti. Zeynep yavaş adımlarla gitti ve zar zor oturdu.

Çok tuhaf hissediyordu ve kafasını kaldırıp bir türlü Sedat'a bakma cesareti gösteremiyordu. Ne olmuştu da böyle olmuştu anlam veremiyordu.
Sedat ise tam tersi gayet rahat oturuyordu. Zeynep'i ilk gördüğünde bir an heyecanlansa da hemen kendisini kontrol edebildi. Genç kızın o halini gördükçe daha da keyif alıyordu. İki çay söyledi en sonunda. Zeynep' in haline gülmeden edemiyordu. Heyecandan selam vermeyi bile unutmuştu genç kız. Sedat daha fazla dayanamadı ve onu rahatlatmak için konuşmaya başladı.

" Hoşgeldin. Artık kafanı kaldırsan diyorum biraz abartmıyor musun. " dedi gülerek.

Zeynep onun bu tepkisine sinirlenmeden edemedi. Resmen dalga geçiyor benimle diye düşündü. Biraz kendini toparladı ve o anda çaylar geldi. Dikkatini çaya verdi bu defa. Şeker atmıyordu o yüzden çay bardağının kenarlarını incelemeye başladı. O sırada en azından cevap vermiş olmak için " Hoşbulduk. " dedi kısık bir sesle.

Sedat çayından bir yudum aldı ve onu rahatlatmak için birşeylerden bahsetmeye başladı. Yavaş yavaş Zeynep de açıldı ve sohbet etmeye başladılar. Zeynep bir saati zor geçirdi ve annesini bahane ederek kalktı. Sedat biraz bozulsa da oda mecburen kalktı. Dışarı çıktıklarında Sedat aklına birşey geldiği için bir an duraksadı:

" Zeynep, eğer 5 dakika vaktin varsa birşey söylebilir miyim? "

" Olur söyle. "

Sedat, bu firsatı bir daha bulamayacağını anladığı için ne varsa yüz yüze söylemeye karar verdi. Biraz yürüdüler ve ilerideki parkın orada durdular. Sedat, Zeynep'in karşısına geçti ve
" Bence artık vakti geldi. Senin gibi iyi bir insan ben daha önce tanımadım. Hayatta böyle bir fırsat insanın karşına her zaman çıkmaz. Ben seni bulmuşken kaybetmek istemiyorum. Senden hoşlanıyorum. Bu güzel yüzü her zaman yanımda görmek istiyorum. Tabi yinede karar senin. "
...

Benim MasalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin