Budalalar

16 0 0
                                    


13.Bölüm
7 ay sonra...
Saatin alarmı kalbimi ağzıma getirecek şekilde çalmaya başlarken yataktan düşmemek için komodine tutundum. Telefonu elime alırken küfrediyordum ve bir yandan da nereden durdurulduğuna bakıyordum ki kafamı hafif sağa çevirmemle ağzım açık kaldı. Bu sesin onu uyandırmasından endişe etmiştim ki boş yanımı görünce çokta endişe edilecek birşey kalmamıştı. Açık kalan ağzımı bir türlü kapatamadım ve benden çok daha önce davranıp ikilemiş olan hayatımda karşılaştığım ikilemeyi tercih eden tek kadının gidişine hayretle baktım. Doğrusu genelde bunu ben yapardım ama Mavis adında ki bu kız sabah güneş doğmadan gitmiş olmalıydı. İşin güç yanı not bile bırakmamıştı.
Aramayı görünce hay içine dedim kendi kendime. Logan ne zaman arasa içine edilecek bir şeyler var demekti, artık yakamdan düşmesini dilerken Haziran'da olduğumuzu fark ettim. Aha!
Onu geri aradım ve yatakta doğrulup gömleğime uzanırken "Brandon."dedi ilk çalışta açarak.
"Ne o? Gene mi rüyanda gördün?"diye huysuzlansam da çatallı sesimle diğer yandan merak ediyordum. Zavallı kızın onunla evleneceğine inanamıyordum hala. Bir yanım da uzun zamandır evlenmelerini falan istemiyordu ama o yanıma sanane diyip haklı çıkıyordum. Beni ilgilendirmez, yine de Logan'ın düğünden kaçacağını bildiğim için yüzümde çarpık bir gülümseme oluştu.
"Konuşmamız gerekiyor."
"Sence kendimi kullanılmış hissetmeli miyim?"
"Neden?"
"Dün gece ki kız nasıl ikileyeceğini şaşırmış. Ne çıkarılmalı buradan?"
"Tek bir sonuç var aslında."
"Kes sesin, ne istiyorsun?"
"Gelmeni."
"Düğüne mi? Unut bunu."dedim.
Gömleği giydim ve hızlıca pantolonumu yerden alırken sık sık yer değiştirmek zorundaydım ve nereye gitsem sabah beşe ya da altıya alarm kuruyordum. Mavis ile kahvaltı etme düşüncesi yüzünden yediye kurmuştum ilk kez ki onda da elimde patlamıştı resmen.
Vergil, Clint ve Tony beni birazcık her yerde arıyorlardı ve gördüklerinde de çok kötü şeyler yapmayı planlıyorlardı.
"Hayır, değil."
"Nasıl değil?"
"Düğün olmayacak."
"Dinliyorum."
"Tahmin ediyorum ki en son bu civarda yaptığın hırsızlıktan sonra paran suyunu çekmiştir. Baya zaman oldu. Yeni bir işte bulduğunu sanmam."
Bozulsam da ses etmeden en kendime güvenen tonda çocuksu bir savunma yaptım.
"Ah, o nereden çıkmış?"
"Tony geldi, seni satmam karşılığında para istedi. Bende ondan o  sırada tutuklama kararı çıkartabilecek bir ses kaydı alınca kaçtı. Sonuç olarak kendine bir ortak bulduğunu sanmam, sana katlanılması çok zor."
"Konuya gelir misin artık? Ayrıca tarzın beni ürküttü."
"O cüceye seni satacak halim yoktu ya."
"Elfim benim!"
"Babam ile annem boşandılar, geçen üç ay önce."
Eyvah, yanında olamamıştım. Gördüğümde yüzüme bakmayacaktı. Ya da ayakkabısını fırlatacaktı belki de çantayı. Doğaçlama takılırdı genelde.
"Hadi ya."diyebildim.
"Ve babam düğüne gelmiyor, hediye olarak sağlam bir çek yazdı."
"Dört sıfırlı mı?"diye takıldım.
"On sıfırlı."
"Bak şimdi dikkatimi çektin."
"Arandığını duydum."
"Devam et."
"Ada da ki minik balayı köşklerini hatırlıyor musun?"
"Evet."
"Onu da bana bıraktı."
"Sen nispet yapmaya mı aradın? Ona göre küfredeceğim çünkü."
"Burada konuşabiliriz, ciddiyim. Çok karlı çıkacağın bir iş olacak."
"Ah, beni oraya getirtmek için bir bok anlatmayacaksın değil mi?"
"Ve sende dayanamayıp geleceksin."
"Birkaç güne oradayım."
"A, niye o kadar geç?"
"İzimi kaybettirmem lazım."dedim.
"Uyduruyorsun."
"Tabii ki uyduruyorum, her an heyecanla beni bekle. Yoksa tadı çıkmaz ki."
Komodine kafamı çarpmaktan son anda yırtıp eğildim çabucak botlarımı yakaladım. Yatağa tekrar oturdum ve botlarımı bağlarken Logan'ı hoparlöre almıştım. Diğer ayağı seke seke bağladım, beyaz gömleğimin kollarını kıvırdım. Cüzdanım cebimde duruyor mu diye bakıp araba anahtarını yokladım ve "Bekliyorum."dedi.
"Bye bye."diyip yüzüne kapattım ve telefonu cebime atıp koşar adımlarla kapıya geldim. Açtım ve dışarıyı kolaçan ediyordum ki arkamda açılan emniyet sesini duydum. Enseme dayanmış namlunun ucu. Buz gibi ve henüz daha yüzümü bile yıkamadığım için irkildim.
"Ama yeter artık, hep aynı şey."
"Niye canım, bence klişe ama etkili."dedi Clint. Arkasından da manyak gibi güldü. Bu anı uzun zamandır beklediği belliydi.
Ellerimi kaldırdığımda "Nereye gidiyorsun bakalım?"dedi.
"Hiçbir yere."
"Logan ile konuşmuyor muydun?"
"Arayan sevgilimdi."
"Yüzünü yavaş yavaş döner misin?"
"Neden bu anı bekledin? Ayrıca kibarlığın da ürktücü."
"Vergil şimdi geldi, Tony yolda ve bil bakalım bize kim katıldı?"
"Diana mı?"
"Tabii ki o,"dediğinde yüzünü görüyordum, anlında yeni bir faça izi vardı. "Hepsi seni çiğ çiğ yemek istiyor."dedi.
"Yakışmış."dedim anlını işaret edip.
"Yakışıklı suratını tanınmayacak hale getirecekler ve sanırım Tony bir bacağını kesmekten söz ediyordu."
"Bu adam öldürmek ama!"
"Gasp denebilir bence, ölmeyeceksin ki."
"Ben sana bir şey yapmadım."
"Tüm parayı yedi ayda yemişsin piç kurusu!"
"Beşinci ayda bitti, iki aydır spontane işlerle uğraştım."
Tam yumruk atmaya hazırlanıyordu ki silahı tutan bileğini kıvırdım ve bacak arasına tekme attım.
"Hala kız gibi dövüşüyorsun."dedi can çekişerek ve sağlamından yüzüme bir tane geçirdi. Sersemlediğimde ikinci geliyordu ki eğilip beline sarıldım ve onu yere düşürdüm. Tabanca başka bir köşeye düştüğünde "Otelde ateş edersen uf olursun!"dediğimde yüzüme vurmayı başardı. Kafamı yana çevirip dirseğimle yüzüne vurduğumda beni hemen arkasından üstünden attı.
Botundan bıçak çekti.
"Bu havada bot mu giyiyorsun?"
Sallamaya başladığında ellerimle hızlı hızlı darbelerine beni çizmeden yön değiştirtsem de sonuncusu koluma saplandı. Bıçağı geri çekmeden kulağını yakaladım ve var gücümle asıldım. Arkasından yüzüne kafa attığımda bu sefer pek becerikli sayılmazdım. Uyuşan anlıma aldırış etmeden kulağın kopan kısmını yere attığımda ciyakladı ve bende tekrar üstüne çullandım.
"Hayatımda yaptığım en iğrenç şeydi!"
"Kulağım!"
"Kulağın değil, abartma,"dedim onu yerde zapt etmeye çalışarak "Kulak memen."dedim.
"Seni öldüreceğim!"
"Zaten çok büyüktü!"
Sırt üstü yerde debelenmeye devam ederken boşlukta iyi tane daha indirdim yüzüne, ayağı zıpladım ve gerinip yüzüne tekme atınca iyice yamuldu. Büyük adımlarla ilerleyip kısa dolabın üstünde ki gece lambasını yakaladığım gibi kafasına çevirdim. Yerde hareketsizce yatana kadar iki kez daha vurdum. Yaklaşıp nabzına baktım, atıyordu ve yine koca oğlan bayılmıştı. Başardım!
Hızlıca odama bakan yangın merdivenine açılan pencereyi açtım ve ayağımı dışarı attım. Tırmanarak merdivenlere geldim ve iki kere ayağım takılsa da düşmeden indiğimde Vergil'in otelden Tony ile beraber girdiklerini gördüm.
Islık öttüre öttüre araba geçtim ve güneş gözlüklerimi takıp "Budalalar."dedim.

⚜Son Bir Kez⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin