Yoga

18 1 0
                                    

6.Bölüm
Uzun zamandır evime gelmemiştim. Her nereye gidersem gideyim her nerede kiminle vakit geçirirsem geçireyim ya da ne yaparsam yapayım ki genelde bütün bu pis işler daha güzel bir eve çıkacağım düşüncesiyle yapılırdı, burası benim yine de gerçek evim. Ev dendiği zaman ev demeninde hakaret kaldığı köşkten bozma malikanemsi gibi bu yer canlanıyordu gözümde. Pırıl pırıl ve krem rengi ile kahverengi ağırlıkta, bahçe özenli, otopark hemen köşede ve ağaçlar ahenkle dizilmiş gibi.
Ortada ki fıskiyenin iki yanından yukarı uzanan taş merdivenler ve evin çatısının altından süzülen altın sarısı aydınlatmaların dekor için ön kapının sağında ve solunda kalan sütunların üstüne düşüşü her gördüğümde beni etkilemeyi başarıyordu. Hele de araya biraz zaman girdikten sonra biraz daha farklı ve alışıla gelmemiş görünmüştü gözüme.
Yaz günü bile burası sıcak olmazdı. Her daim tatlı bir esinti.
Hayran budalası gibi bakarken şoförümünde son dakika golüyle Damon olması ayrı bir trajediydi. Kapıdan inmiştim ama hala yarım kapıdan içeride kalan kısmın dışarıyı izliyordu.
"Belki de gitmek istersiniz."
"Sana önemli biriyim demiştim."
Sabrını sınamaktan hoşlanırdım insanların ve Damon kesinlikle agresif olduğu için onu kışkırtmak daha keyifliydi. 
"Bence zamanla iki yakın dost olacağız."
"Hı hı."diye gevelediğinde güldüm ve nihayet ona dönüp "En son yakın arkadaşım dediğime ne oldu biliyor musun?"dedim.
"Ne oldu?" Umurunda değildi yine de kurtulmak için sordu tabii.
"Söylersem sürprizi kaçar sen en iyisi git düşün."
Şakaklarını ovmaya başlamışken arabadan inip kapıyı kapattım ve "Beni çok özleme."dediğimde patinaj çekip son sürat gaza bastı. Patikadan aşağı topuk uçurtma inmişti.
Rüzgarın temiz kokusunu içime çekerek yürüdüm, burasının kokusu ben çocukken de aynıydı babama rest çekip evden ayrıldığım günde. Doğrusu burayı bu kadar özlediğimi farketmemiştim.
Bir çırpıda kapıya gelip kapıyı açanın en son hatırladığım hizmetli Perl yerine annem tarafından açıldığını görünce duygulandım ama kendimi tuttum. Nereden baksam üç senedir onu hiç görmemiştim. Gözleri dolduğunda ona sarıldım. Ağladığını görmek istemiyordum.
"Buna inanamıyorum."
Bir şey demedim en önce bana birkaç tane patlatır diye tahmin etmiştim, şanslıydım.
Eve doğru çekti beni, elimi öyle çok sıkıyordu ki sanki kaçacağımdan korkar gibiydi.
"Düğün için geldiğine inanamıyorum."
İyi çocuk olma zamanı.
Beni salona götürdü ve kıçımı kanepeye koyar koymaz otuz iki diş gülümseyip en masum ifademi takındım.
"Elbette, annemin ricasını kıracak değildim ya."
"Kalacak mısın?"
"Bir süre kalmayı düşünüyorum. Eğlenceli olacak, sizleri çok özledim."
Güldü ve o sırada açık kahverengi saçlarını omzunun hizasında durduğunu fark ettim. Her zaman aynı boyda kestirirdi ve değişmemişti, üstünde gri bir tişört altında da siyah bir kot vardı, azıcık kilo almıştı ama tabii ki ona bunu söylemedim.
"Ne kadar da incelmişsin, spor mu yapıyorsun?"
"Nereden bildin?"
Daha büyük bir gülümsemeyle "Belin incelmiş."dedim. Bu her kadında işe yarayan kilit zayıflamış dendiğinde sırıtıp elleriyle bellerini yoklamalarına sebep olan cümleydi.
Birebir yaptı, başını hafif eğip kendine baktı ve "Tanrım, gerçekten mi?"dedi.
"E, gelin kim?"
"Çok güzel bir kadın!"
"Sahi mi? Logan ile ne işi var acaba?"
"Logan hayatında ki en doğru şeyi yapıyor, hayatımda hiç Roxenna kadar güzel ve iyi bir kız görmedim. Normalde takıldığı kızları biliyorsun,"derken yüzünü ekşitti "Beni hep korkutuyorlar."dedi.
"Şu dövmeci kızı diyorsun."
"Sorun o değil ki, yüzünde delik olmayan nokta yoktu."
"Kendi tarzı vardı."
"Evet..."derken başını iki yana salladı ve "Ayrıldıklarında hiç üzülmedim."dedi.
"Bundan da ümitli değilim."dedim ve düğünün yalan olduğunu söylemeyip gece Logan anlatırken keyifle gülmenin hayalini kurdum. Şimdi den ağzımda bocalayıp anneme açıklama yapmaya çalışırken ki suratı güzel bir tat bırakmıştı.
"Sende ne var ne yok? Hala-"
"Hala boşum, ciddi ilişkiler bana göre değil."
Tam kalkıp mutfağa seslenecekken "Dur, dur. Babam nerede?"dedim.
"Pis domuz, onu kovdum. Bir hafta sonra geleceğini söyledi, bakalım ne anlatacak?"
Eyvah. Burada kalma sürem belli oldu.
"Deme ya."
"Ama sen burada olduğun için onu kovalayacağım ve süreyi uzatacağım. Oğlumu birkaç sene daha görmezsem sen nereye gidiyorsan oraya geleceğim. Ki gönderdiğin resimlerden anladığıma göre çok eğleniyorsun. Gezmediğin yer kaldı mı?"
Güldüm ve parmaklarımı birbiri arasından geçirip "Bana eşlik etmenden keyif duyarım."dedim.
Tekli kanepenin yanında duran gece lambasının ipiyle oynayarak "Kızla nasıl tanıştı?"dedim.
"Logan mı?"
Başımı salladım.
"Komik bir hikaye. Yoga dersine gidiyordum ki Roxenna'nın annesi de gidiyor. Çok tatlı bir kadın, tanısan seversin."
"Eminim."
"Logan beni almaya geldiğinde Roxenna'da annesini almaya gelmişti ve Logan onu gördükten sonra kancayı taktı. Biraz zor oldu ama nihayetinde onu evliliğe ikna etti."
"Ne kadar da ateşli bir aşk hikayesi."
Kahkaha attı ve "Gidip mutfağa bakayım, acıktım. Sana da bir şeyler hazırlayacağım."dedi.
Öpücük attım ve "Şimdi den teşekkürler."dedim.
Gelip bana bir kez daha sarılıp ayaklarının üstünde uça uça gitti.
Güldüm ve elimi çeneme koyup "Bunu da yoga da mı öğrettiler?"dedim.
"Sende gelmelisin!"
"Karma bir yoga dersi mi? Ciddi misin?"
Bana köşeyi dönmeden önce bakıp tek kaşını kaldırdı ve "Ne sandın?"dedi.
"Olabilir aslında, tayt ile çekici görünüyorum."
Gitti ve neşeli bir sesle içeridekileri benim geldiğimi anlatmaya başlamışken evi inceledim. Duvarda Logan'ın resimleri, Logan ve bugün gördüğüm cadaloz kızın resimleri, Logan ve annem, Logan ve babam, Logan, annem ve babam benim ise sadece annemle olan beş yaşındayken çekilmiş bir resim. Hiç değilse tozunu almayarak beni cezalandırmamışlardı.
Yeni bir resim olmamasına şaşmamalıydı, her gelişimde resim çekme faslı akıllarına gelecek kadar uzun kalmamıştım.
Kalktım ve resimlere yakından baktım. Bütün duvar doluydu ve en son geldiğime göre sıralı halde duvarda tek bir boşluk bile kalmamıştı.
Roxenna denen kızın resmine yaklaştım. Beraber masada oturmuş el ele tutuşmuşlardı, karanlık bir ambiyans ve kızın saçları gibi kırmızı bir elbise. Muhteşem görünmüyor demek elde değildi. Demek ki bu cadı kız makyaj yaptığında daha az cadıya benziyordu, kirpiklerinin takma olduğu buradan bile bağırıyor olsa da güzeldi.
"Ne oldu?"dedi annem elinde tepsi ile içeri girerek.
"Resimlere bakıyorum."
"İşte o Roxenna."
"Roxenna sence de çok uzun değil mi?"
"Evet, Logan ona Roxen diyor."
"Roxen mi? Roxy daha iyi değil mi?"
"Ondan hoşlanmıyor."
"Nedenmiş?"dedim yüzümü buruşturup.
Tekrar yerime geçtiğimde "Köpek ismi gibiymiş."dedim.
Kahkaha attım. Bunu duyduğum iyi olmuştu. Onu ilk gördüğüm yerde Roxy diyecektim.
Çaya uzandım ve bir yudum alırken dilimin ucu sızladı. Sağlam yanmıştı ve çayda şeker yok mu var mı anlayamadım bile.
"Sende ne var ne yok? Neler yaptın? İş buldun mu?"
Yalanda istikrarlı olmak gerekirdi. Roxenna'nın annesine anlattıklarımın aynısını anlatmaya hatta daha fazla süslemeye, Japonya'da tanıştığım bir kızı da ekleyerek anlattım.

⚜Son Bir Kez⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin