Keyifli okumalar :)
Mısra'nın kahvaltı etmesine yardımcı olurken Tuğra'nın merdivenlerden indiğini gördüğümde gülümsedim. İki gündür her şey mükemmel denecek kadar kusursuz ilerliyordu ve hiç olmadığım kadar mutlu, huzurlu hissediyordum. Tuğra ile daha rahat bir ilişkimiz varken Hande ile yaşamaya bile alışmıştım. Zorunlu konuşmalarımız dışında sohbetimiz olmasa da en azından artık birbirimizi gördüğümüzde başımızı çevirmiyorduk.
"Selma Hanım yumurtaları da getirecek birazdan," diye mırıldandım Tuğra'ya. "Hadi gel otur."
Yüzünde gördüğüm gergin ifade beni korkutsa da Mısra'ya belli etmeden masadan kalkıp Tuğra'nın yanına gittim.
"Bir şey mi oldu?" diye sordum alacağım cevaptan korkarak.
"Gitmem gerekiyor," dediğinde derin bir nefes aldım. "Her şeyi yoluna koyup tamamen mutlu olacağın bir hayat için gitmem gerekiyor Eyşan."
"Ben zaten mutluyum," diyerek yükselttim sesimi. "Ben iyiyim ve yanındayım. Gerisine ihtiyacım yok. Senden başka hiçbir şeye ve hiç kimseye ihtiyacım yok Tuğra."
"Biliyorum güzelim," dese de kararlı bakışlarından gideceğini, sözümü dinlemeyeceğini anladım. Sezgin'e gidiyordu. İki gündür her yerde beni aradığını bildiğimiz Sezgin'den tamamen kurtulmaya gidiyordu. "Geri geleceğim zaten. Sana bu kadar geç kavuşmuşken bırakıp gider miyim hiç?"
"Tehlikeye gidiyorsun ama!" Mısra'nın bakışlarının bize döndüğünü hissettiğimde nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. "Buna gerek yok. Lütfen Tuğra, oraya gitme. Ne olacağını bilmediğin bir yere sırf..."
"Mehmet ve Giray ile konuştum," dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. "Yaptığı her şeye rağmen Giray babasının, Mehmet de yıllardır yanında olduğu adamın ölmesini istemiyor. Bana yardım etmeleri karşılığında kabul ettim. Zaten Giray yurt dışında, hiçbir şekilde zarar görmeyecek."
"Ne yapacaksın ona?"
"Sadece elinden her şeyini alıp oğlunun yanına gitmesini sağlayacağım. Babam için söylediklerimi hatırlıyorsun değil mi? Onun namıyla ulaşabileceğim çok insan var ve Sezgin'i bitirmek için kullanacağım bunu. Küçük bir adam o! Hafife aldığım için Cihan ile olan işimizi baltalamış olabilir ancak dahası olmayacak. Çatma kaşlarını! Mutlu ve huzurlu bir hayatımız olsun diye yapıyorum bunları."
"Peki Mehmet'e ne olacak?" diye sorduğumda yüzü asılsa da, "Seni bana getiren adama zarar vermem," dedi. "Sezgin sinirlerimi yeterince bozmadığı sürece ne ona ne de Mehmet'e hiçbir şey olmayacak."
Tuğra alnımı öptükten sonra, "Beni bekle yalnızca. Her şeyi halledeceğim ve sonra seninle harika bir düğün yapıp evleneceğiz," dedi. "Bir kızımız, sonra oğlumuz ve belki de sonra tekrar bir kızımız daha olacak," dediğinde dayanamayıp güldüm. Muzip bakışlarıyla böyle bir anda bile yüzümü güldürebiliyordu. Mısra'yı da öptükten sonra kapıya doğru ilerlediğinde peşinden gittim.
"Dikkatli ol tamam mı?"
"Merak etme," dedi gülümseyerek. "Yanımda Çağrı ve Çınar da olacak. Tabii Sezgin'in gözünü korkutmak için bir sürü adam daha! Ayrıca Mehmet bile bizim tarafımızda sayılır."
Gülümsemeye çalıştıktan sonra, "Mehmet kafasının dikine gider hep. Dilinin kemiği de yoktur," dedim başımı yere doğru eğerek. "Orada Sezgin'i tek bırakmamak için çok üstünüze de gelir, biliyorum ben. Yine de ona zarar verme olur mu?"
Sinirle, "Çok mu önemli senin için?" dediğinde şaşkınlıkla başımı iki yana salladım.
"Yanlış anladın! Sadece..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Güneş*Yeniden Yayımda*
Ficção Geralİntikam duygusuyla yanıp tutuşan iki insan ve hiçbir suçu olmamasına rağmen yıllardır bedel ödeyen genç bir kız... Hesapta olmayan bir aşkın ortaya çıkmasıyla arada kalan ürkek bir kalp... Yalnızca iki kişiye güvenen genç bir adam, belki de ölüme yo...