18.Bölüm - Aşkın Zamanı Geldi...

5.2K 348 7
                                    


Merhaba ....

Yepyeni bir bölümle tekrar karşınızdayım .

Hikayemin ilk bölümünden beri sizlerden yorumlarınızı bekliyorum , ısrarla bekliyorum , ama gelmiyor . Merak ediyorum acaba gerçekten çok iyi yazıyorum da o yüzden mi eleştiri gelmiyor , yoksa o kadar kötüyüm ki gerek bile duymuyor musunuz ...

Neyse ben yine de sizden yorumlarınızı , eleştirilerinizi ve beğenilerinizi bekliyorum .

Bu bölümde artık saklanan bütün duygular ortaya çıkıyor ....

Keyifli okumalar ....

..........................................................................................................................

DENİZ ' den ;

Motorun üzerinden havalandığımda şans eseri çalılığa düştüm , kendimi şöyle bir yokladım ve çizikler haricinde bir şey yoktu , gerçekten şanslıyım .Rüzgar 'a son bir kere bakayım derken az kalsın bir yerlerimi kıracaktım . Tam yerden kalkacakken ayağımda bir yılan gördüm ve yılan dizime doğru yavaş yavaş ilerliyordu . Kendime şanslı mı demiştim ben ... Tam ne yapacağımı düşünürken Rüzgar 'ın sesini duydum . Yılanların sağır olduğunu ve titreşimleri hissettiklerini biliyordum . Rüzgar ' ın sesini duymazdı ama ben de bağıramazdım , sonuçta yılan zehirli olabilirdi .Bunu düşündüğüm an içim korkuyla ürperdi . Rüzgar hala bağırarak beni arıyordu . Sesimi duymasını umarak fısıltıyla Rüzgar ' a seslenmeye başladım . Ben fısıldarken beni duyması mucize olurdu , derken mucize oldu ve çalıların dibinde bitiverdi .

Birden mavi-gri gözlerini gördüm ve içim inanılmaz huzurla doldu . Onu gördüğüme bu kadar sevinmem beni bile şaşırtmıştı . Gözlerinde korku vardı , ne yanı benim için mi korkuyordu ... Bunu düşünmek bile yüzümün gülmesine içimin ısınmasına yetmişti . Ama tabi bunu , onun anlamaması gerekiyordu . Bana korkmamamı , sakin olmamı ve kıpırdamamamı söylediğinde onu tersleyerek duygularımı gizledim . Bu arada yılan daha da yukarı çıkmıştı , elindeki dal parçasını görünce yılanı dal parçasıyla alacağını anladım ve hiç kıpırdamadan bekledim . Sonunda yılanı benden uzaklaştırmıştı .

Kafamı kaldırdığımda gözlerinde daha önce görmediğim bir ifade vardı . Beni hem heyecanlandıran , hem korkutan , hem de tarifsiz duygulara salan . En iyi yaptığım şeyi yaptım , duygularımı gizlemek için konuşarak dikkatini dağıttım ;

" ormanda ayılar , kurtlar falan var demiştin ama yılanlar konusunda uyarmamıştın " dedim , bana elini uzattı ve muhteşem şekilde gülümsedi . Beni yerden kaldırırken

" ayılar ve kurtlar korkutmaya yeter sanmıştım , bir daha ayrıntılı bir rapor sunarım " acaba bu adamın zevzeklik sınırı yokmuydu diye düşünürken birden zıplamaya , eliyle ayağından bir şeyleri kovalamaya başladı . Şaşkınlıkla ona bakarken

" noldu , napıyorsun " diye sordum ve ayak bileğindeki arıyı gördüm , gülümseyerek

" alt tarafı arı sokmuş , buz koyarız geçer , amma abarttın " derken birden dizlerinin üzerine çöktü , elleri ile boğazını tutmaya başladı , ne olduğunu anlamaya çalışırken bana

" arı sokmasına alerjim var " diyebildi . Birden ne yapacağımı şaşırdım kendimi hemen topladım . Eğer alerjisi varsa mutlaka yanında iğne taşıyor olmalıydı . Onu sarsarak

" iğnen var mı , nerede " diye bağırdım , eliyle evi işaret etti . Hemen ona iğneyi yapmam gerekiyordu . Onu yakındaki ağacın dibine oturtup , yüzünü ellerimin arasına aldım ,

MASUMİYET ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin