"Adımı ne güzel söylüyosun öyle sen"
"Sen iyi değilsin"
Sonunda eve gelmiştik kapıyı açıp beni indirdi. Koltuğa oturdum. Ayağıma pansuman yaptı.
"Sabaha daha iyi olur"
"Soğol"
Sağa sola bakındı.
"Bu günün tarihi ne"
"Saat on ikiyi geçti beş mayıs"
"Ben gidiyorum"
"Hayır sen burda kalıyosun ben şöföre söylerim arabayı getirir sen rahatsız olma"
Beni dinlemeden gitti. Odaları geziyodum. Gezerken kitaplığımda daha önce görmediğim bi defter gördüm elime aldım ilk kapağından anladığım kadarıyla onun günlüğüydü. Tam okuyacaktım ki kapı çaldı. Defteri bi poşete koydum. Daha sonra okuyacaktım. Kapıyı açtım.
"Ceketimi unutmuşumda"
Yüzü çok solgundu. İçeri girdi askılıktan ceketini aldı. Kapıdan çıktı kolundan tuttum. Onu içeri soktum bende girip kapıyı kapattım.
"İyi gözükmüyosun ben şöförü arıyıcam"
Koltuğa oturdu. Şöfürü aradım.
"Bana niye gerçeği söylemiyosun"
Annen yüzünden. Ondan nefret edersin diye korkuyo demeyi isterdim ama yapamam. Sadece beni affetsen olmaz mı sanki.
"Şöför gelmiş olmalı ben aşağı iniyorum"
...
Alarmın sesine ıyandım kalkıp ustümü giyip okula gittim. Sıradan bir okul günüydü. Gün çabucak geçmişti. Eve gittim tiffany'ye gezelim dedim ama işi olduğunu söyledi. Ne olduğunun sorduğumda söylemedi. Eve gidip yemeğimi yedim. Biraz ders çalıştım. Bahçede oturdum saat yedi olmuştu. Canım sıkıldığı için tiffany'yi aradım.
"İşin bittimi."
"Aaaa evet evet"
"O sesler ne"
"Hiiiç neyse kapatıyorum ben"
"Bişey saklıyosun sen çabuk söyle"
"Sonra konuşalım"
"Söyle dedim"
"Taeyeon bu gün ne bilmiyomusun baek'in doğum günü. O istemedi ama biz bi süpriz yaptık"
"Saklamana gerek yoktu"
"Sanada gel diyemezdim çünkü... Yoojin burda görüp sinirlenme hem baek'te ... Yani biliyosun seni görünce gergin oluyo"
"Ha-haklısın geriliyo tabii zaten gelmezdim o kız sinirlerimi bozuyo"
Telefonu kapattım. Nasıl unutmuştum bu günü. Hem hatırlasam ne olucak. Sahi baekhyun demişken şu defter nerdeydi...
Defteri aldım tarihlere bakınca ben gittikten sonra yazmaya başladığını anladım. Doğum günündede yazmış olmalı. Hızlıca sayfaları değiştirdim.'Bu gün benim doğum günüm o gideli iki yıl oldu. Hayalimi gerçekleştiremeyeli iki yıl,kokusunu içime çekemediğim koskoca iki yıl. Bu günü hep hayal ettim. Akşamın geç saatlerinde üzerinde bem beyaz uzun bir elbiseyle karşımda. Saçları rüzgarla uçuşuyo. Elbisesi uçuşuyo. Rüzgar onun kokusunu bana taşıyo. Sonra ben onun benim kadınım olduğunu haykırıyorum. Hayal ama. Ben daha onun karşısındayken kendimi gösteremiyorum ona benzemem mümkünmü bilmiyorum yoksa büyük bi yalana mı dahil edildim....'
Gözlerim dolmuştu bi kaç sayfa daha okudum.
'Kim taeyeon şuana kadar onun hangi hayalini gerçekleştirdin. Elinde bi fırsatın var'
İç sesim ne güzel söylemişti öyle. Hemen dolaptaki kıyafetlerime baktım tıpkı onun hayalinde ki gibi beyaz uzun elbise giyindim. Arabayı alıp onun evine doğru sürdüm.
Arabayı biraz uzağa park edip yürümeye başladım. Kapının önündeydi fark edilmemek için bi ağacın arkasına saklandım. Tiffany kai yoojin ve baek kapının önündeydi tiffany ona sarılıp arabaya bindi şöför koltuğunda kai vardı. Yoojin denen uyuzda sarıldı. Sülük gibi yapıştı çocuğa. Ve sonunda arabaya binip gittiler. Baek içeri girmedi. Ellerini cebine koyup sokakta ilerlemeye başladı. Saklandığım yerden çıkıp arkasından ilerlemeye başladım. Saklanarak yürümüyodum. Hemen arkasındaydım. Elbisemin eteğinden tutmuş onu takip ediyodum. Arkasına bakacağı yoktu. Bir kaç hızlı adım atıp onun yanına geçtim. Durdu onunla beraber bende durdum. Bana döndü.
"Taeyeon... Ne işin var burda"
"Bi şeyi merak ettim de"
"Neymiş o"
"Öğrenmenin tek yolu var"
Kolundan tutup onu arabaya kadar sürükledim. Koltuğa otutturup şöför koltuğuna geçtim.
"Heyyy biraz yavaş sür"
"Geldik zaten"
Arabadan indik.
"Burasıı-"
"Evet o otel şimdi sessiz ol"
Kolundan tutup onu otelin yan tarafına götürdüm.
"Burda bekle"
Ben içeri girip aynı oda olmasada aynı katta bi oda buldum ikinci kattı. Anahtarı alıp odaya girdim. Balkonun kapısını açtım.
"Hey byun baekhyun"
"Ne yapıyosun sen iyimisin"
"Tekrar tırmana bilirmisin merak ediyorum"
"Sen ciddimisin"
"Evet"
"Yapmazsam"
Bi kerede sorun çıkarmadan dediğimi yapsa ne olur sanki.
"Tükürürüm"
"Ciddimisin"
"Hadi ama yoksa korkuyomusun yaşlandın mı"
"Ben mi?? Sapa sağlamım"
"Göster o zaman"
"İyi izle"
Bide düşermiş ne gülerim ama. Ve elini balkonun demirlerine koyup kendini yukar çekti tabi yandaki borulara çıkıntılara basarak geldiği için yorulmuştu.
"Gördün mü?"
Derin nefesler alıyodu. Elimi yüzüne koydum.
"Gördüm"
İrkilmişti.
"N-ne-ne yapıyosun"
Rüzgar esmeye başladı. Tıpkı hayal ettiği gibiydi. Gülümsedim.
"Rüzgar bile senden yana byun baekhyun"
Ellerimi boynuna doladım. Onun elini belimde hissettim. Elinden sonra dudaklarını hissetim dudaklarımda bu güzel ana yılların acısı çıkarmak isteyen baekhyun taeyeon'unu öperek devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTEL ODASI~~baekyeon
Fanfictionİlk kitap aradan yıllar geçti cringe yerler olabilir çok şaapmayın😂 "Kimin aklına geçe ikincı katta bi otel odasının penceresini çalan ve kızlardan kaçtığını söyleyen bir şerefsizin okulda popi olduğunu gelir ki"