8.Bölüm

1.4K 154 79
                                    

YN: Herkese merhaba. söz verdiğim üzere sınırı geçtiğiniz için yeni bölümü yazdım. sizden de ricam bol yorum yapmanız.  Beğeni +20 - Yorum +15  yani olay size kalmış. sınırı geçerseniz yeni bölüm yarın gelir. 

Keyifli okumalar.

Sehun, arkadaşının sorularını nefes almadan sıralamasını büyük bir sabırla dinledi. O sırada elindeki çatal ve bıçağı bir kenara bırakıp, Chanyeol'e çarpık bir tebessümle baktı.

"Öncelikle aklım gayet başımda ve evet erkek arkadaşım dedim. Sana söylemedim mi yoksa? O anda o şekilde davranmam gerekiyordu Chanyeol. Ona açıklama yapmak zorunda değilim. Hâlâ üzerimde etkisinin olduğunu düşünecek kadar zayıf karakterli biri sanıyor beni. Netice de bu sebeple olan bir şey de yok. Tek istediğim amacımıza ulaşmak."

Chanyeol, Sehun'un durup dururken bu şekilde konuşmayacağını bilecek kadar, onu iyi tanıyordu. Üstelik alaycı tutumu da tahminlerini doğruluyordu.

"İyi anladık tamam... Kim bu erkek arkadaş?"

"Öyle biri yok Chanyeol."

Yüzündeki tebessümde en ufak bir eksilme olmamıştı. Üstelik kim olduğunu söylemese bile "Biri" olduğu çok belliydi. Çünkü muhtemelen onu düşünüyordu. Gözlerinin ışıl ışıl parlamasına başka bir anlam yüklemek tuhaf olurdu.

"Bütün bunları onu incitmek için mi söyledin? Sırf olmadığını iddia ettiğin birinin varlığı ile ona işkence etmek için. Sen gerçekten de inanılmaz birisin Sehun."

Sehun, içini çekip ellerini masanın üzerinde birleştirdi ve arkadaşının gözlerinin içine baktı.

"Sence de hak etmedi mi?"

Chanyeol, kolunu masaya dayayıp kafasını yana eğdi. Sehun'un haklı olduğunu biliyordu. Sehun'u çocukluğundan beri tanıyor olsa da, bazen öyle bir şey söylüyor ya da yapıyordu ki, Chanyeol arkadaşının kendisine daha önce hiç göstermediği başka bir yönüyle daha karşılaşıyordu.

Bu yüzden hep iyi anlaşıyorlardı. Zıtlıkları onları birer mıknatıs gibi birbirine çekiyor ve birbirlerindeki eksiklikleri kapatmalarına yardımcı oluyordu.

Birlikte büyümüş, aynı okullarda okumuş, aynı şeyler sevmiş ve aynı şeylere merak salmışlardı. Karakterleri taban tabana zıttı. Buna rağmen Chanyeol, Sehun'u her koşulda seviyor ve korumak istiyordu. Birbirlerine o kadar bağlılardı ki, Sehun'un saldırıya uğradığı anda içindeki sıkıntıya sebep yola düşmüştü.

Sehun, Chanyeol'ü hastanede görür görmez, sırf şu Jongin denilen esmer yakışıklıyla, biraz daha vakit geçirebilmek için, kendisini hastaneden kaş göz işaretiyle kovalamasına izin vermişti.

Bu yüzden Jongin ile birebir resmi şekilde tanışma şansı olmamıştı.

Şimdi etraflıca düşününce, Chanyeol bir şeyleri daha iyi anlıyordu. Yavaşça kafasını salladı.

"Olanları düşünecek olursak evet, sanırım hak ediyor."

"O zaman ona neden bu şekilde davrandığım ile ilgili daha fazla soru sorma lütfen Chanyeol."

"Peki, tamam öyle olsun. Sonra ki planımız ne?"

Sehun ve Chanyeol, kendi aralarında konuşarak restorandan çıkmış ve resepsiyonun önüne gelmişlerdi. Önlerinde bir grup kalabalık vardı.

O sırada Sehun, aralarından geçmek isterken, farkında olmadan bir adam ile çarpıştı. Dönüp baktığında, bu kişinin Jongin olduğunu gördü.

TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin