15.Bölüm

1.4K 129 64
                                    

YN: Herkese Merhaba. Upuzun bir bölümle karşınızdayım. Umarım bazı şeyler bu bölümle biraz daha açıklığa kavuşmuştur. ve lütfen yorum yapın, iki satır bile olsa ne düşündüğünüzü yazın. bu benim yazmam için şevk veriyor. yorum istiyorum diye lütfen gocunmayın, çünkü siz benden yeni bölüm istediğinizde, ben yazmaktan gocunmuyorum. yani iş sizde bitiyor. 

2242 kelime hadi bakalım...

Beğeni +30 - Yorum +25

Keyifli okumalar.

*-*-*-*-*-*-*-*

Sehun, Jongin'in az önce yaptığına istinaden, adrenalinin verdiği etkiyle, inip kalkan göğsüne baktı. Oradan da gözlerinin içine kilitlendi. Hâlâ çok ağrısı vardı.

"Bana kızgın mısın?"

"Artık değil."

Dedi gülümseyerek. Sehun'un yanına gelip ona sarıldı. Ayağa kalkıp, yürümesine yardım ederek, oradan birlikte uzaklaştılar. Irene'i ise orada bırakmışlardı.

Jongin, hemen Sehun'u en yakınlarındaki bir hastaneye yetiştirdi. Sehun, hemen tedavi altına alınmıştı. Bu zaman zarfında bir kez olsun Sehun'un yanından ayrılmamıştı. Onun iyileştiğini görmeden ayrılmaya da niyeti yoktu.

Asistanını arayarak, dergiyi aramasını ve çekimleri hasta olduğu gerekçesiyle iptal etmesi gerektiğini söylemişti. Jongin, sektöründe en iyi ve en sevilen fotoğrafçılardan biri olduğu için, kimse ona itiraz etmemişti.

Sehun, bir hafta boyunca, doktorların ve Jongin'in gözetimi altında kendisini iyice toparlamıştı. Fakat sırtındaki yara derin olduğundan, vücudunda kalıcı bir iz bırakmıştı.

Jongin, onun pansumanına ve giyinmesine her yardım edişinde, o yaraya bakıp içi burkuluyordu.

Bu bir haftada olan bitenlerden pek konuşmamışlardı. Sehun, bundan bahsetmiyor, Jongin ise konusunu açmaya çekiniyordu.

Bazı zamanlarda göz göze bile gelmiyorlardı. Jongin o anlarda kendisini gerçekten kötü ve yalnız hissediyordu. Öyle ki Sehun tamamen iyileştiğinde, gitmesi gerektiğini düşünmeye başladı.

Sehun'un taburcu olacağı gün onunla konuşmaya karar vermişti.

"Sana bir şey sorabilir miyim Sehun?"

Dedi kısık bir sesle. Sehun, merakla ona baktı. Sesindeki çekingenliği fark etmişti.

"Sor tabi."

"Hani otel odamda beklediğin akşam..."

Boğazını temizledi. Düşüncelerini kelimelere dökmekte zorlanıyordu sanki.

Sehun, kafasını çevirip camdan dışarıyı izlemeye çalışsa da, kulağı Jongin'in söylediklerindeydi.

"Evet?"

"O gün ne olmuştu da yaralanmıştın?"

Bunu söylerken, Sehun'un gerçeği söylemesini umuyordu. Çünkü onun için çok endişeliydi. Hatta endişelenmekten daha fazlasını hissediyordu.

Sehun, kafasını çevirip Jongin'in yüzüne baktı. Sanki kelimelerin, ağzından çıkmasını güçleştiren bir şeyler vardı ve ona engel oluyordu. Söylemek istiyor ama söylerse de onu tehlikeye atmaktan deli gibi korkuyordu.

Ona bir şey olmasına tahammül edemezdi. Bunun iyice farkında varmıştı. Çünkü Jongin'e sırılsıklam âşıktı.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin