13.Bölüm

1.5K 133 41
                                    

YN: Herkese Selam.. Açıkçası bu kadar çabuk bir şekilde sınırı geçtiğinize şaşırdım. yine de bölüm hazırdı. o yüzden atıyorum. lütfen iki cümle de olsa ne düşündüğünüzü yorumlarda belirtin.

Beğeni +30 - Yorum +30

Keyifli okumalar.

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Kapı iki kez tıklatılınca, Sehun isteksizce kendisini öpüşmeden geri çekti. Jongin, bu ani davranışın nedenini bilmese de huzursuz oldu.

Sehun, onu kucağından nazikçe kaldırarak kapıya gitti. Sadece başı görünecek şekilde bakıp, kapının önündeki kişiye kısık sesle bir şeyler söyledi.

Jongin, Sehun'un ne dediğini gerçekten duyamamıştı. Yatağın üzerinde öylece oturmuş, Sehun'u izliyordu.

Sehun, kapıyı kapatıp onun yanına geldi ve küçük bir tebessümle elini ona doğru uzattı. Jongin'de istemsizce gülerek, kendisine uzatılan eli tuttu. Sehun, onu banyoya götürüyordu. İtiraz etmedi.

Onunla geçen yarım saatlik bir duş sefasından sonra odaya geri döndüler. Sehun'un üzerine titremesi, Jongin'in çok hoşuna gitmişti.

Sehun, kendi kıyafetlerini giyerken, Jongin onu durdurup, kendi temiz kıyafetlerinden verdi. Netice de artık bunu yapabilecek kadar yakın olduklarını düşünüyordu.

Sehun, itiraz etmeden verilen kıyafetleri giydi. Saçlarını hızlıca kurutarak, Jongin'in de saçlarını kurutmasına yardım etti.

İçini çekince, Jongin'in içindeki huzursuzluk ister istemez büyümüştü. Gitmesi gerektiğini anlasa da, nereye gideceğini sormaya çekiniyor ve bunu sormaya hakkı olmadığını düşünüyordu.

Bir kere yattılar diye büyük beklentiler içine girmemeliydi. O da biliyordu. Ama her ne kadar bir yetişkin bile olsa da, aralarındaki bu şeyin adının konması gerektiğini hissediyordu.

Sehun, onun yüzünü avuçlarının arasına alarak, uzunca bir süre gözlerinin içine derin bir şekilde baktı. Jongin, kanının ısınmaya başladığını hissetse de, kendisine engel olması gerektiğinin de bilincindeydi.

"Gitmem gerekiyor Jongin. Halletmem gereken işler var."

Jongin, hiçbir şey söylemden başını salladı ve Sehun'un gözlerinin içine aynı şekilde baktı. Vedalardan oldum olası nefret eden biri olarak, kötü sonlara da tahammül gösteremeyen biriydi. Bu yüzden bunun bir veda ya da kötü son olmadığını düşünüyordu.

Ona göre bu bir veda değildi. Sehun'u tekrar görecekti. Görmek istiyordu, görmeye ihtiyacı vardı.

Artık aldığı oksijen, sanki Sehun'un varlığı ile çoğalıyor ve tüm ciğerlerini onunla dolduruyordu.

Derin bir iç çekip, Sehun'un dudaklarına uzandığında, karşılığını almakta gecikmemişti. Sehun, onu kollarının arasında sımsıkı bir şekilde tutuyor ve tutkudan belki deha yoğun denebilecek bir şekilde onu öpüyordu.

Jongin, dudakları ayrıldığında, yarı aralık gözlerle onun gidişini izlemek zorunda kaldı. Hayatında artık güzel şeyler olsun istiyordu. Kalbinin tekrar kırılmasını göze alamasa da, Sehun'a hissettiği şey başlı başına onun elini kolunu bağlamıştı.

Bundan kaçamayacağının da farkındaydı. Zaten ondan uzak durmak ya da kaçmak da istemiyordu.

Yatağın üzerine oturup, bacaklarını karnına çekti. Düşüncelerine gömülmeden hemen önce, tekrar Sehun ile yollarının kesişmesi için dua etti.

TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin