7.Bölüm

1.4K 158 39
                                    

Yazar Notu: Yorum istiyorum dememin sizin için bir anlamı yok farkındayım. Sınır +20 sınırı geçerseniz yarın yeni bölüm gelecek. karar sizin.

Keyifli okumalar.

Jongin, kapıyı açmak için Sehun'un dudaklarından ayrılmak zorunda kalmıştı. Birkaç saniye birbirlerinin gözlerinin içinde kaybolsalar da, kapı tekrar çalmıştı. Sehun onu serbest bırakıp, salondaki koltuğa yavaşça oturdu.

Bir yanda da kimin geldiğini anlamaya çalışıyordu.

"Selam Kai, bu şaşkın surat ifadesi de ne böyle? Sakın bana yine unuttum deme!"

"Tamamen aklımdan uçup gitti. Lütfen kusura bakma bunu çok sık söyler oldum ama gerçekten unuttum senin geleceğini. Beklenmedik durumlar girince araya kafa kalmadı tabi."

Bunları söylerken, elini başına götürüp gözlerini kapattı. Bir anlığına duraksamıştı. Gözlerini açıp salonunu kapısına baktı.

"Özür dilerim Suho..."

"Yine neler oldu da sen randevumuzu unuttun?"

İçeriye davet edilmeyi beklemeden Jongin'in yakınına gelerek, onu sıkıştırmaya başlamıştı.

"Sonra görüşsek Suho, şu an inan hiç müsait bir zaman değil."

Sehun, içeriden konuşulanların hepsini duymuştu. Yavaşça yerinden kalkıp koridora çıktı ve yanlarına geldi. Bakışları Jongin ile Suho arasında gidip geldi bir süre. Yüz ifadesi neredeyse anında değişmişti. Jongin, bunu fark eder etmez ilgisini ona yöneltmişti.

Suho, bir anda Sehun'u henüz iyileşmemiş bir şekilde karşısında görünce, meraklandı. Sehun'un yaptığı gibi bakışları ikisi arasında gezip dolandı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Kai? Bu bey kim?"

"Sehun bu Suho bir arkadaşım, Suho bu bey de Oh Sehun... Şey kendisi..."

Duraksamıştı. Çünkü ona nasıl hitap etmesi gerektiğini bilmiyordu. Az önce aralarında yaşanan şeyin adını koymak için henüz erken olduğunun elbette ki farkındaydı. Yine de tutulup kalmıştı.

Sehun onun yerine cümlesini tamamladı.

"Komşusuyum..."

Jongin ve Sehun göz göze geldiklerinde, ortamda garip bir sessizlik oluşmuştu. Jongin, çok bozulsa da belli etmemeye çalışıyordu. Ne beklemesi gerektiğini bilmese de bu yönde bir beklentisi yoktu. Hayır, aslında itiraf etmese de, az önce Sehun'un yaşadıklarını sahiplenmesini istemişti.

Belki aptalca bir düşünceydi ama yine de bir yanı umut etmişti. Zaten fazlasını beklemek aşırı iyimserlik olurdu. Ondan hoşlandığını inkâr edemezdi. Çekici ve hoş biriydi. Az önce öpüşürlerken, kendisini hem güvende hem de inanılmaz huzurlu hissettirmişti.

Derin bir nefes verip gözlerini Sehun'un gözlerinin içine dikti. Onu yalancı çıkartmasına gerek yoktu çünkü doğruyu söylemişti.

"Evet, Sehun ufak bir kaza geçirmiş de, refakatçisi olmadığı için ona eşlik etmemi rica etmişti. O yüzden burada."

TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin