YN: Herkese Selam, sınır belirlerken uçmuşum sanırım :D neyse ki bu bana engel olmadı ve 10 sayfalık, 2776 satırlık yeni bir bölüm yazdırdı. pek çok açıdan tatmin edici bir bölüm olduğu kanaatindeyim. Jongin'in eşinin kim olduğunu merak edenler vardı. o da arada geçiyor. artık satır aralarına dikkat edersiniz.
bundan sonra fix bir sınır limiti olacak. o aşıldığı takdirde yeni bölümleri keyifle ve zevkle paylaşmaya devam edeceğim. sizden tek istediğim şey bol bol yorum ve beğeni yapmanız.
Sınır Beğeni +20 - Yorum +20
keyifli okumalar .
*-*-*-*-*-*-*-
Aynı Akşam... Hindistan, Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havaalanı.
Chanyeol, Sehun'un daha fazla surat asmasına dayanamamış ve sonunda patlamıştı.
"Asma artık şu suratını Sehun!"
"Sırf sen dedin diye de moralim düzelmiyor ne yazık ki Chanyeol!"
"Sana onunla konuşmanı söylemiştim. Ne diye beni dinlemiyorsun?"
Sehun, Chanyeol'e o kadar ters bir şekilde bakmıştı ki, Chanyeol tırsmak şöyle dursun, keyifle gülümsüyordu.
"Yine ne diye ağzın kulaklarında?"
Sehun, bunu söylerken bile sürekli saatine bakıp duruyordu.
"Arkana dönüp bakarsan anlarsın."
Kafası ile onların olduğu yöne doğru gelenleri işaret etmişti. Sehun kafasını çevirince, dalgın bir şekilde yürüyen Jongin'i gördü. Onun da moralinin bozuk olduğu yüz ifadesinden çok belliydi.
Suho, kolunu onun omzuna atmış bir şekilde, hemen yanı başında yürüyordu. Sehun, içinde kabaran kıskançlık duygularıyla baş etmeye çalışırken, bir yanda da nereye gittiklerini çok merak etmişti.
Hatta Suho'nun, Sehun'un omzunda duran elini bile kıskanmıştı. Deliceydi o da bunun farkındaydı ama Jongin'in dudaklarını ve kokusunu özlemişti. Oysa tek yaptığı onu üzmek olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM
FanficSilahını koridordaki konsolun üzerine bırakıp, alelacele kapıyı açtı. Kollarına yığılan kişinin hali berbattı ve acil olarak tıbbi yardım alması gerekiyordu. Şahıs zor bela gözlerini açarak Jongin'e baktı ve kollarında bilincini yitirmeden hemen ön...