5.Bölüm

1.5K 160 20
                                    

YN: Herkese Selam... Umarım bu sefer de yorumsuz ve beğeni yapmadan bırakmazsınız. ben elimden geldiğince bölümlerin arasını çok açmadan yayınlamaya çalışıyorum. Bunun karşılığında da sizden tek istediğim hikaye hakkında, bölüm hakkında ne düşündüğünüzü benimle de paylaşmanız. lütfen iki satır bile olsa, yorumsuz bırakmayın...

Teşekkürler, keyifli okumalar. <3

*-*-*-*-*-*-*-*

Sehun, bir süre ona baktı ve yüzünde küçük bir tebessümle, ona hafifçe sarıldı.

"Merhaba Victoria, seni burada görmeyi beklemiyordum."

"Bende seni özledim Sehun..."

Özlemle Sehun'un gözlerinin içine bir süre baktı ve derin bir nefes alıp bıraktı.

"Görüşmeyeli nasılsın?"

"İyiyim, seni en son hastanede görmüştüm."

Son cümlede, içinin acıdığı sesine yansımıştı. Sehun, zayıf bir şekilde gülüp omuzunu silkti.

"Gördüğün gibi hala hayattayım. Hem sen kendin söylemiştin, kötülere bir şey olmaz diye."

Victoria'nın yüzünü bir süre inceledi. Uzun zamandan beri ilk defa görüşüyorlardı. Onu özlemişti, bunu inkâr edemezdi. Victoria tekrar ona sıkıca sarıldı.

"Seni gerçekten de çok özledim Sehun."

"O nasıl?

"İyi... Onun işleri dolayısıyla geldik."

Ondan bahsetmek Sehun'u ister istemez germişti. Surat ifadesi sertleşmiş, bakışları soğuktu. Victoria durumu fark etmiş olsa da, konuyu açan kendisi değildi. Sehun'u o kafede görmeyi ummuyordu. Yine de çekip gitmediği için pişmanlık duymuyordu. Hiç değilse, aralarındaki eskiye dayalı hukuka sebep, bunu yapmak istememişti.

Sehun, cebinden bir kartvizit çıkartarak ona uzattı. İfadesinde en ufak bir değişme olmamıştı.

"Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, beni arayabilirsin."

"Teşekkür ederim Sehun, bunu aklımda tutarım."

Sehun, başka hiçbir şey söylemeden, onu kafede yalnız başına bırakıp uzaklaşmıştı.

2 Gün Sonra...

Jongin, bir süredir bakmayı ihmal ettiği postalarını, yine bakmadan diğerlerinin yanına, çalışma masasının üzerine bırakmıştı. Geçen gün çektiği resimlerin dialarıyla meşguldü. Tam tekrar dikkatini dialara yöneltmişti ki, postaların arasında orta büyüklükte bir kargo zarfının durduğunu fark etti.

Üzerine eğilip bakınca, ismin kendisine ait olmadığını şaşırarak gördü. Üzerinde yazan adresi kontrol ettiğinde, karşı binaya geldiğini anlamıştı. Adres karışıklığı birkaç kez olduğu için garipsemedi.

O anda aklına bir şey gelmişti. Karşı binaya yeni taşınan adam, neden kendisine gelen postaları, binanın giriş katında duran posta kutusuna bırakmamış ve kendi getirmişti?

İster istemez heyecanlanmıştı. Gerçi elinde tuttuğu kargonun onun olup olmadığından emin değildi. Adını bile bilmediğini fark edince, aptallığına kızdı.

Zarfın üzerinde "Oh Sehun'un dikkatine" yazıyordu. Böyle durup, olasılıklar içinde boğuşmak yerine bunu bilmek istedi. Anahtarını ve telefonu ile birlikte kargo zarfını alıp evden çıktı.

TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin