İyi okumalar..
Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda karşımda sırıtan bir adam vardı . İki dakika sonra kapı açıldı ve ben gelen kişiyi görmek için uyandığım çift kişilik yatakta dogruldum. Gelen kişiye bakınca donup kaldım adeta gelen savaştı.
Karşımda hala sırtmakla meşgul olan adama " sen çık " deyince adam önce savaşa uzun bir süre baktı sonra başını olumlu anlamda sallayıp gitti .
Savaş sırıtarak bana doğru yaklaşmaya başladı.
"Artık benden kaçamazsin . Artık burada kalacaksın . Benim yanımda benim olacaksın. " deyince bütün kanım çekilmişti adeta korkmaya başlamıştım.
Hayır dedim kısık bir sesle üzerime daha da gelince bağırmaya başladim.
"Hayır hayır uzak dur benden hayırr " diye bagiriyordum. Gözlerim ağlamaktan ıslanmış ve görmem zorlamıştı.Gözlerimi tekrar açtığım da çift kişilik bir yataktayım evet ama etrafımda savaş ya da sırıtan bir adam yoktu .
Ah kabus görmüştüm. Peki ama neden savaşı görmüştüm yani o bana bu kadar iyi davranirken ben neden onun beni kaçırdığını ve bana zarar vereceğini görmüştüm ?..Daha da önemlisi kim kaçırmıştı beni .. üzerime örtülmüş pikeyi kaldırınca hala kendi kıyafetleriyle olmam beni bir nebze de olsa mutlu etmişti. Yataktan çıkıp öncelikle odayi inceledim. Toz pembe bir renkte ydi . Beyaz renkteki çift kişilik yatağın hemen yanında tek kişilik bebek mavisi bir koltuk vardi . Yatağın diğer köşesinde yine beyaz bir komidin vardı. Komedinin üzerinde bir sürahi ve bardak duruyordu. Yatağın tam karşısında beyaz renkte bir gardırop vardı. Gardırop kapaklarında boydan aynalar vardı. Ama buna rağmen odada bir boydan ayna daha vardı . Ama sanki buraya ait degilmiscesine odanin en köşe tarafindaydi. Beyaz tül perdeler vardı . Sanırım odada tek renkli olan tek kişilik bebek mavisi olan koltuktu ve duvarın rengi . Odada bir tane daha kapı vardı buranın banyo olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek . Odayi olması gerekenden fazla inceledigimi fark edip ilk önce pencereye doğru yöneldim. Nerde olduğumu belki bir tabela falan görürse anlarım umuduyla ama tek gördüğüm sesiz sakın bir sokaktı tek bir kişi dahi yoktu . Evin etrafında bir sürü koruma bekliyordum ama yoktu aslinda bu tuhafima gitmisti ve sanırım ev iki katliydi yani burdan öyle gözüküyordu.
Kapıya doğru yavaş adımlarla ilerledim . Hala içimde bir umut şaka falan yapıyorlar diyebiliyordum.
Kapıyı yavasca açıp odadan çıktım.
Yavasca merdivenleri indim. Merdivenlerin sonuna geldigimde yemek kokuları olduğunu fark ettim .
Kokunun geldiği yöne doğru gittim.
Çok da zor olmamıştı bulmam çünkü ıslık sesleri de geliyordu .Mutfağı bulduğum da bir adam vardı . Arkası dönüktü. Uzun boyluydu . Çıt çıkarmadan onu izliyordum ama sanki o burda olduğumu hissetmişti. Islık çalmayı bıraktı ve arkasini dönmeden konuşamayan başladı .
"Sonunda uyanabildin prenses " dedi
"Sen kimsin? , ben neden burdayım? , napicaksiniz bana ?" Dedim hemen ama o sakin tavrını koruyarak sadece "çok konuşuyorsun prenses " dedi
Sonunda döndü ve elindeki tavayı masaya koydu. Bense onu inceliyordum. Kahve uzun saçları vardı . Saçlarını rampa yapmıştı ama çok ta uzun bir rampa değildi yani normaldi . Bal sarısı gözleri vardı. İnce burnu ve kalın dudaklari birbirine zıt olsada onda ayrı bir hava katmıştı. Kirli sakal bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN KADINI
General Fiction"Savaş ıı sey sen sabah için.." Sözümü tatmamlamama izin vermeden "Kızmiycam yagmur artik sana kizmiycam bisey degismiyor zaten ne sen beni seviyorsun ne de ben senden vazgecebiliorum ." Bunlari soylerken gözlerime bakiyordu bende onun gözlerine b...