32. BÖLÜM - GÜLÜMSEYEN RUHLAR

6K 276 24
                                    

Kız arabanın içinde otururken bir yanında ki koltuktaki kutuya birde elinde ki adres ile silaha bakıyordu. Kağıt da yazan dört kelime kızın içinde tekrar ediliyordu.

''Temizlemeye oradan başla kızım.''

Bunların hepsi belirli miydi? Hayatının 2 yılı sadece toplu temizlik için miydi?!

Arabanın içinden çıkarak uçuruma baktı. Önce kazağını sonra ayakkabısından devam ederek soyundu.

Üzerinde sadece iç çamaşırları varken hala rahat değildi. Onları da çıkarttığında kutudan çıkan saten beyaz elbiseyi giyindi.

Uzun kollu bir elbiseydi. Üzerine dikilmiş olduğunu anlayabiliyordu. Kolları darken bacaklarına uzanan kısmı fazlasıyla boldu. Diz kapağının iki karış üzerinde olan elbise o kadar hafifti ki onu hissedemiyordu bile.

Bu rahatlık içerisinde babasının sözleri kulağında çınlıyordu.

'Beyazı tamam ile kırmızıya boyamadan ruhun özgürleşmeyecek güzel kızım.''

İki yıl önce ki hatıradan parlayan bu anı kışkırtıyordu onu.

Yere bıraktığı kıyafetlerden ayakkabıları hariç hepsini uçurumdan aşağı attı.

Çizmelerini giydiğinde tamam ile ruhunu özgürleştirmeye hazırdı.

Bu saçma sistemde yolu yemek uğruna bulaya çalışan bir sıçandan farkı olmadığını biliyordu. Sadece kendisini kullandırmak istiyordu. Babasının sistematik tavırları kızı manipüle etmek için yetiyordu.

Arabaya binerek kendisinden istenilen adrese doğru yola koyuldu. Doğduğundan beri kendisini bu büyük günahla pisletmek için var olmuş gibi hissediyordu. Babasının demek istediklerini yavaş yavaş kavrıyordu.

Kendisini bir sürü pislikten sonra ait kılabileceği bir yer vardı.

İnsanlar da zaten vicdanlarını böyle rahatlatmıyor muydular?

Bir suçlu hapishaneye, bir ceset mezara bir insanda da en çok vatanına yakışıyordu.

Bunlar yalan simülasyondan ibaret olsa da aptal beyinlerimiz bunlara çoktan kodlanmış bir şekilde varlığını sürdürüyordu.

Şara cinayet işlemek için var olmamıştı. Bir katilin eline silah asla yakışmamış, cesetlerin üzerin de toprak kirlilikten ibaret olmuştu. İnsanlık asla kötü amaçlar üzerine var olmamıştı.

Ama yine de... Bu sebebin üzerine yaşayabilirdi. İğrenç duygular olsa da en azından hissedebilirdi.

Sırf bunun için yapacaktı, kendisini duygularına adına feda edecekti. Ruhuna ebediyen çıkmayan lekeler bulaştıracaktı. Bunlar onu tatmin edecekti.

Kız biraz daha hızlı kullanmaya başladı arabayı, duyguları adına sadece yarım saati kalmıştı. Şara gülerek arabayı sürüyordu. Üzerinde ki rahatlık o kadar büyüktü ki sonsuzlukta gibiydi.

Beyaz bir oda da durmaktansa ölüm ile bir adım daha yakın olmak daha çok hoşuna gitmişti. Onun hayatında ilk defa bir amacı vardı.

İntikam.

İtaatkarlık.

Arabayı ormanlık bir alanın ağaçlık kısmına park ederek arabadan indi.

Neden sürekli olarak ormanlıklardaydı?

Patika yol yerine taşlık yola saparken yaptığı hatanın farkındaydı.

Ölmeyecekti, öldürecekti.

DELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin