51. BÖLÜM - GÖRÜNMEZ?

2.4K 123 57
                                    

Bu bölümü 3 kez tekrar yazdım, depresyoniğim😳 Yorum falan yapın şenlenelim bari😏😂

Anı en sonunda etrafındakilerden kurtulduğunda Şara'nın peşinden gitmek için koşmaya başladı. Kızın, ağaçların tepesinde bir yerlerde olduğuna emindi. Her zaman ki gibi.
Ormanlık alana girdiği gibi ağacın arkasından birisi çıkmış kolundan tutup durdurmuştu.
Umursamayarak devam edecekti ki, Yazgı kolunu daha sert kavradı.

''Kız çoktan gitti.'' Anı'nın gözlerinde şüphe olması bir yana hala gitmek için çırpınıyordu.

''Öyle bakma Anı. O, çoktan gitmişti zaten.'' Yazgı adamın kolunu bırakmasıyla Anı'nın dengesi bozulmuş birkaç adım gerilemişti.

''Ne de olsa,'' Yazgı bir ağaca omzunu yasladı.
''Yemeyenin malını yerler.'' Yazgı ağzını açtı sonra da sertçe bir şeyi ısırır gibi yapıp tekrar kapadı.

''Ne zaman gittiklerini gördün?'' Yazgı sıkıntıyla nefesini verdi.

Anı, Çağrı'ya karşı falan aşağılık kompleksi falan mı besliyordu? Ona mı öyle gelmişti. Ne de mide bulandırıcı, şimdi kusabilirdi. Yoksa saf ve masum kıskançlık mı? Her türlü mide bulandırıcı.

Yazgı'nın gözlerini kısıp Anı'nın yüzüne bakmasından dolayı gergin bir hava ortama hükmetse de Yazgı bakmayı kesmedi.

''Yaklaşık bir saat önce, ben onlara yaklaşanları katlederken onlar el ele yürüyüp gidiyorlardı.'' Böyle basit bir şeyde göz yanılması yaşayacak değildi.
Anı biraz daha baktı aval aval. Sonra omuz silkip yine aynı yöne doğru yürümeye başladı.

Yazgı bu davranış bozukluklarını kafasını olumsuz yönde sallayarak izledi. Cevap vermemek, ters ve ilahımsı davranmak.

Şaracılık mı oynayacaklar? İyi öyleyse. Gözü sağ taraflarına ki hareketliliğe kaydı oğlanın. Anı hedefti de, kendisini unutuyorlardı.

Görünmez falan da değildi. İğrenç.

Kendi silahını çıkartarak adamı vurdu. Anı'yı öldürmek? Ha, komik olmayan bir şaka falan mı? Başına saplanan yeni bir ağrıyla birkaç saniye duraksadı Yazgı. Düşünmekten kafası zonkluyordu. Sanki kafasının içi aşırı doluydu da, yeni şeyler katmaktan dikenli düşünceler içerden kendisine batırıyordu.
Bir anda kolunda hissettiği acı ile arkasına döndü. Oh, kolu kanıyordu. Silahını karşısında ki adama doğrulttu.

''Düzgün nişan alsana geri zekalı.'' Tetiği çekti. Ölecek değildi de daha çok ölemiyor gibiydi. Şansa bala hayatta kalıyor da değildi.
Gerçekten de görünmez miydi. Yaranın içine parmağını soktu.

Acısı da, parmağının ucundan hissedebildiği kurşun gerçekti.

Rüya?

''İyi misin?'' yan döndü ve Anı'ya baktı. Hayır rüya da değil, istediği gibi hareket ediyordu. E o zaman şimdi neredeydi.

Gerçek olamayacak kadar rüyaydı ama rüya olamayacak kadar da kabus gibiydi.

''İyi.'' Parmağını yarasından çıkarttı ve istemsizce kıkırdadı. Gülünecek o kadar şey yoktu ki bu komik gelmişti.
Yanağında ki derin çizgileri, gülmeye devam ettikçe çukurlaşıyordu sanki.

Kendine çoktan mezar mı hazırladın çocuk?

''Akıllıya muhtacım.'' Anı kafasını iki yana salladı.

''Sizde akıllı bir bok sayılamazsınız Anı Bey.'' Kıkırtılarının arasında konuşurken, tatlı değildi de yüzündeki yaralarla iticiydi.

Öpmesine rağmen, iyileşecekleri yok muydu? Ne de büyük yalanlar ile büyümüştü.

''İnsan önce kendine bakacak tabii.'' Yazgı'ya doğru silah doğrulttu Anı. Yazgı'yı tekrar vursa eğlenebilirdi ama sırası değildi. Arkasından yaklaşan adamı vurdu.

DELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin