Merhabalar! Sondan bir önceki bölüm...
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :)
"Alo?" dedim mutlu bir sesle ancak onun ses tonunu duyunca içime bir kurt düştü.
"Dışarıda mısın?"
"Evet, neden ki?"
"Doğrudan eve git. Hiçbir yere uğrama. Çok geçmeden ben de orada olurum."
Ben daha bir şey demeye fırsat bulamadan telefon yüzüme kapandı. Ege "Sorun nedir?" derken ayağa kalktım.
"Bilmiyorum ki. Eve gitmeliyim." Dedim Alkım için aldığım şeylerin poşetini Ege'ye verirken.
Olabildiğince hızlı bir şekilde eve vardım. Onur'un arabası henüz ortalıkta gözükmüyordu. İçeri girdim. Bir şey olmuştu.
Kötü bir şey...
Telefonum elimde titredi. Mesajın Onur'dan geldiğini düşündüm ancak Mert'tendi.
"Zafer Bey son noktayı koymuş. Haberlere bak."
Telefonu tutan ellerim titreyerek internetten bir haber sitesine girdim. "Alkan Holding'in yolsuzluğu" başlığını gördüğümde dizlerimin bağı çözüldü ve zorla koltuğa oturdum. Haberi açtım.
"19 yıl önce dava edilen Alkan Holding'in aklanması sahte çıktı.
Davacının avukatlığını yapan Suat Keskin ve eşi Nilüfer Keskin davaya yakın bir tarihte trajik bir trafik kazasıyla hayatlarına veda etmişti. Yapılan araştırmalar sonucunda arabalarının fren sistemiyle oynandığı ortaya çıktı. Suikastin Alkan Holding tarafından gerçekleştirildiği öğrenildi. Suikastin sebebi henüz bilinmemekle beraber yolsuzluk iddiaları olduğu söyleniyor. Şirket yöneticileri başta olmak üzere bazı çalışanlar gözaltına alındı.
Yöneticiler Hasan İnal..."
Bir saniye Onur'un soyadı da İnal... Sadece isim benzerliğidir değil mi?
Zil çaldı. Beni taşıyamayacaklarmış gibi hissettiğim bacaklarımı zorla oynattım. Kapıyı açtığımda Onur teklifsizce içeri girip kapıyı kapattı. Sinirli gözüküyordu.
"Gördün mü?" diye sordu. Yutkundum. Her ne kadar istemesem de bir şeyleri anlamıştım. Az önce...
"Hasan İnal senin..."
"Babam." Dedi yüzündeki kızgınlığın yanındaki hüznüne engel olamayarak. Dehşete düştüm.
"Ben... Bilmiyordum. Hiç söylemedin ki! Nasıl olur? Holding'in adı Alkan'dı ve ben daha araştıramadan Zafer Bey beni uzaklaştırdı. Yemin ederim bilmiyordum."
Omuzlarımdan tuttu. Gözlerimin içine baktı.
"Cemre sakin ol. Seni suçlamıyorum. Ben... Sana söyleyemedim ama keşke daha erken açıklasaydım. İlkayların soyadı Tezkan ve bizimki de İnal babalarımız ortak olarak başlamış bu işe ve şirkete de Alkan adını vermişler."
Bir an için nefes almayı unuttuğumu fark ettim ve derin bir nefes aldım. Öğrendiklerimin şoku fazla gelmişti.
"Kızgınım çünkü babamın bu işle alakalı olacağını düşünmemiştim. Şimdi gözaltında ve aklanır mı onu bile bilmiyorum. Bunları sana söylememeliyim. Üzgünüm..."
Gözlerimden yaşlar süzüldü. İkimiz için de...
Yıllar önce belki de ailemi Onur'un babası yüzünden kaybetmiştim. Bana belki de onu bırakacağımı düşündüğü için söylemek istememişti. Bunun acı verici olduğunu inkar edemezdim. Ancak gerçekleri açığa çıkaran belgeleri bana Onur vermişti ve benim yüzümden babası soruşturulacaktı. Benim için göze almıştı bunu. Babası için üzülüyordu, ona kızıyordu... Eğer gerçekten o yaptıysa bile... Babasıydı sonuçta değil mi? Onu yargılayamazdım ki...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Kilitli
RomanceBazıları aşka inanmaz,bazıları ise umutsuzca aşkı bekler... Birde aşık olduğunu fark etmeyenler vardır... Bazı şeyler zamanla değişir ancak değişmeyen şeyler de vardır... Aşk bunlardan biridir... Onu hiçbir şey bozamaz çünkü sevdiğinin kalbinde kili...