Kraliçe sanki güçlü bir büyünün etkisine girmiş gibi tereddüt etmeden bebeğine uzanmış. Bebeği, olanları anlamış gibi ağlamaya başlayınca yavrusunun sesiyle bir anda kendine gelen Kraliçe onu almak için uzanan periden son anda kaçmış.
"Hayır, kızımı size vermeyeceğim." Perinin görüntüsü titreşmiş. Göl birden bire kabararak korkutucu bir şekilde yükselmeye başlamış. Artık o kadar parlakmış ki, bakanların kör olmasına sebep olabilirmiş.
"Hata ediyorsun, Kraliçe. Kızını çok kötü bir kader bekliyor." Perinin sesi korkutucu derecede tizmiş. Kraliçe, kucağında bebeğiyle geri geri gitmeye çalışmış fakat perinin kendisine yaklaşmasına engel olamıyormuş. Peri uzanıp bebeğini sırtından yakaladığı anda Kraliçe güven veren bir ses duymuş. Toprağı döven güçlü nal sesleri giderek yaklaşmış ve sonunda gece kadar siyah bir at ortaya çıkmış. Peri, atı gördüğü anda çığlık atarak geri çekilmiş ve göle girerek gözden kaybolmuş. Heybetli, siyah at yanlarına geldiğinde Kraliçe şok içindeymiş çünkü bebeğinin sırtında, perinin dokunduğu yerde oluşan ve tüm sırtı boyunca uzanan yaraya dehşetle bakıyormuş.
***
Eren, bütün öğleden sonrasını Nehir'i aramaya adayarak başarısız olduktan sonra şirkete döndü. Üç abisi sanki onun gelişini bekler gibi ofisine girer girmez odasını istila edince, dudaklarını gülümsemek için zorladı ama dudakları o an binicem üstüne, vurucam kırbacı repliğinin nitelediği sevgili eşek Fıstık'ın psikolojisine girmişler, yerinden kıpırdamıyorlardı.
"Kaybettin kardeşim." Abileri masasının önündeki koltuklara yerleşmişlerdi. Üstüne bir de utanmadan sırıtıyorlardı. Bir tek Yekta'nın yüzündeki sırıtış insaniydi. Duman ve Kaya, biraz sonra yalnızca sırıtıştan ibaret olan bir canlı türüne doğru mutasyon geçirecek gibi görünüyorlardı.
"Şimdi sıra bende. Bakalım bir aydan önce kızı tavlayabilecek misin?" Duman'ın sözleriyle keyfi biraz olsun yerine gelen Eren arkasına yaslandı.
"O kadar da uzun boylu değil. Bir ayda kızı tavlar, üzerine beş tur daha dönerim." Kaya, gizemli bir şekilde gülümsedikten sonra söze girdi.
"İçimden bir ses üzerinde tur dönülenin Nehir olmayacağını söylüyor." Eren, dişlerini sıkması nedeniyle ortaya çıkan seslerden bir orkestra kurabilecek kıvama geldiğinde konuşmayı Duman devraldı.
"Dikkat et de dönen turlar bir tarafına kaçmasın kardeşim." Kaya kahkahalara boğulunca Eren, Merve konusunda abisine az bile işkence ettiğini düşünerek hayıflandı. Elinde fırsat varken onu daha çok süründürmeliydi.
"O kız aşkımdan kapımda yattığında hepinizle görüşeceğiz." Eren'in sert cevabına karşılık abileri daha sert gülmeye başladılar. Eren, şu gizli kapı olayını daha ciddi düşünmeye başlamışken asistanı kapıyı çalarak içeriye girdi. Eren o an kadını öpebilirdi. Tabi kadın elli yaşında olmasaydı. Babası, asistanlarının hepsi ona âşık olup çıldırdıkları için en sonunda kendi asistanını Eren'e vermişti. Tabi bunu yaparken fikrini falan sormamıştı. Eren derin bir nefes aldığında Nafile Hanım tüm hanımefendiliğiyle birlikte saygılı bir şekilde söze girdi.
"Murat Bey geldiler efendim." Eren, yanında çalışan en parlak gazeteci olan adamın ismini duyunca sırıttı. Abilerine dönerek ayağa kalktı. Onları odasından atabilecek olmanın verdiği zevkle yüzündeki gülümseme genişledi.
"Her ne kadar sohbetinizden olağanüstü derecede zevk alsam da, şimdi çalışmam lazım sevgili abilerim." Kaya, kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı. "Neyse, zaten seni bundan sonra sık sık bizim evin çevresinde göreceğim için şimdilik burada bırakıyorum." Eren, abisinin sözlerini duyunca gözlerini kıstı. O çatlak kız yine neler karıştırıyordu? Dilinin ucuna kadar gelen soruyu tutarak dudaklarını birbirine bastırdı. Kaya, kardeşinin ne düşündüğünü anlamış gibi haince gülümsedi ve açıklama yapmadan odadan çıktı. Yekta ve Duman da çıktıktan sonra Murat içeriye girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Köşe
RomanceKaranlık sırlar, hız kesmeyen kovalamacalar ve hepsini etkileyen gizemli bir masal... Eren Türkoğlu'nun hayatı mükemmeldi. Ailesine tapıyor, işini fena halde seviyor ve her şekilde gününü gün ediyordu. Cazibesiyle etkileyemediği hiçbir kadınla tanış...