5.BÖLÜM

7.8K 245 20
                                    

ALİ MURAT KARA GELMEDEN 15 DAKİKA ÖNCESİ

Odasında herşeyden habersiz uyuyan sevda. Tatlı rüyasında ALi'sini gören sevda.
Arkası dönüktü karşısındaki adamın. Yaklaştı adım adım önündeki adama ayaklarını kontrol edemeden. Yaklaştıkça anladı önündeki adamın ALi Murat'ı olduğunu. Yaklaştıkça içindeki heyecan yüreğine ağrı gelen kan pompalayan kalbine ağır geldi. Yaklaştı sevda ALisine arkasında bekledi. "ALi'm" dedi sanki 10 yılın hasretini bitirecek tek bir kelime gibi. ALisi döndü ağır ağır sevdasına baktı zeytin gözlü sevdiğine. Tekrar dudakları oynadı sevdanın. "ALi'm niye gelmedin" dedi bu sefer sormak istiyordu neden 10 yıldır gelmediğini hakkıydı sormak bu onun. ALisi yine sustu sustu. Niye susuyordu ALisi konuşsa ya söylese ya gelmedim çünkü dese ya. Demedi ALisi yine çıkmadı ağzından sevdiğine karşı tek bir kelime o dudaklardan.
Sevda dayanamadı soracaktı direnecekti alacaktı o cevabı ondan. Alacaktı 10 yıldır neden niye ALisine hasret kaldığını niye bunca acıyı çektiğini. Hakkıydı sormak verecekti o hesabı ALi.
"ALi'm cevap vermez misin? Bana bize bunca yılın ayrılığını neden reva gördüğünü. "ALisi yine sustu. Sevda anlamadı ALisi onun ağlamasına dayanamayan bir tek göz yaşı için Mardin'i yakarım diyen adam şimdi susmuş öyle bakıyodu. Bilirdi ALisini bilmesine de ne diye bu cevabı çok görürdü ona.
ALisi uzaklaştı yavaş yavaş. Tepenin ucuna doğru geri geri gitmeye başladı. Sevda hareket edemiyordu sanki ayaklarına ağır taşlar bağlanmış altına yapıştırılmış gibi kalıyordu olduğu yerde. ALisi gitti gitti sonra Tepenin ucundan düştü. Bir hıçkırık bir feryat koptu o anda sevda'nın dudaklarından. Göğe yükseldi acı feryatları.
"ALi'mmm".
Sevda uyandı rüyasından baktı etrafına ALisi yok. Göz gezdirdi oda da. Üstüne başına baktı sonra hâlâ gelinlikler içindeydi. Eli saçına gitti. Duvağını söktü yere attı. Karar vermişti ALisine gidecekti sonkez. Neyler bundan sonra Alisiz hayatı sevdası. 'Varsın bende olmayım o yoksa' dedi içinden. Kalktı sessizce yerinden açtı kapıyı baktı etrafa. Herkes kendi halinde eğlenmekte düğün hâlâ devam ediyor. Aşağı indi usul usul. Mutfağa ulaştı. Bilirdi arka tarafa açılan kapı orda idi. Gitti kapıya ahıra doğru yol aldı. Kendisini izleyen başka kara gözlerden habersiz ahıra girdi kara sevda.
Alisi gibi kara bir at gördü az ilerde. Alisi gibi hırçın, Alisi gibi kara at vardı. Yaklaştı usulca atı ürkütmemek için. Yürüdü yavaşça atı sankileştirmek ister gibi. Sonra başına ulaştı eli hafifçe dokundu kara, asi, hırçın at'a. At hırçınlığını bıraktı hoşuna gitti bu kara kızın onu sevmesi ona dokunması. Gitmezmiydi giderdi tabi ALİ Murat'ın atıydı o Cevher.
Sevda bindi siyah ata kulağına eğildi "Hadi beni ALi'me götür Cevher" dedi. Cevher sanki Ali Murat'ın adını duymuş tanımış gibi kişnedi bir ayağını yukarı kaldırdı. Sonra yavaş yavaş hızlandı. Ahırdan öyle güzel bir çıkış yaptılar ki Yusuf'un ağzı açık gözleri kocaman kaldı. Cevher giderek koşmaya hızlanmaya devam etti. Cevher biliyordu nereye gideceğini sevda'nın yönlendirmesine zaten gerek yoktu. Hissetti rüzgarın geçişini gelinliğinin içine işleyen o tatlı Mardin'in geceleri esen sert rüzgarını.

Sevda odasındayken zevcan hanımın yardımcılarından ayşe kız yusuf ağasını gördü arka tarafta elinde içki şişesi bir yandan içiyor bir yandan bir türkü tutturmuş diline söylüyor. Yaklaştı ağasına yavaşça "Ağa'm" 'ne, söyle' der gibi baktı yusuf ayşe'ye. "Şey. Zevcan hanımım seni bekliyordu herkese nerde olduğunu soruyordu" yusuf kaldırdı başını baktı. Küçük Ayşe ona seslenmiş anasının onu beklediğini söylemişti. Kafasını salladı. "git bana kahve yap ayşe" ayşe başı önünde ağasının cevabını duydu. "tamam ağa'm" dedi. Mutfağa koştu küçük ayşe yüreği hoplayarak. Ağasını hiç böyle görmemişti daha önce. 'niye düğün günü bu kadar içmişti ki' kendine sordu. Sonra bıraktı düşünmeyi Ağası ondan kahve istedi zevcan hanımı ağasını bekler. Hızlıca yaptı acı kahvesini ağasının. Ayşe götürdü yusuf ağasına kahvesini. Elinde tepsiyle kaldı ağasının yanında. Yusuf baktı ayşe gitmeyecek gönderdi "ben sonra gelirim git sen" dedi. Ayşe tepsiyi alıp gitti önce mutfağa sonra hanımın yanına.
Yusuf kahvesini içti. Yakındaki el yıkamak için babasının zamanında yapılan çeşmeye gitti. Kafasını eğdi yıkadı ayılması lazımdı. Daha alınacak intikamı için başrolü oynayacaktı. Sevda onu beklerdi. O bunları düşünürken mutfak tarafından biri çıktı yine. Baktı bu seferki ayşe değildi üzerinde bembeyaz gelinliği ile karısı çıktı. Karanlıkta göremedi Yusuf'u karısı sanki hedefi sadece ahıra gitmekti. 'Ne yapacaktı bu kız ahırda bu saatte düğün günü. ' mırıldandı. Geri çıkar diye bekledi bir süre sevda'yı. Ahırın kapısı açıldı. O da ne bu kız Cevher'in üstünde ne yapıyor. Nasıl bindi bu kız o atın üstüne. Gözleri kocaman açıldı ağzı açık kaldı o an Yusuf'un. Cevher'in üstüne binmesini bir kenara itti sonra Cevher'i dört nala koşturmaya başladı giderek hızlanıyordu. 'Nereye gidiyordu bu kız kime gidiyordu' eli beline gitti sonra silahını kontrol etti. Hala yerinde duruyordu. Arabasına doğru yürümeye başladı. Bugün düğün olacak diye arka tarafa park ettiği siyah aracına yürüdü. Kontağı çalıştırdı cevherin üstündeki sevda'nın götürdüğü yere kadar. Çeyrek saat kadar sürmüştü geldikleri yer. İndi arabasından şaşırdı kaldı. Geldiği yere baktı etrafını kontrol etti. Kimse bilmezdi bu tepeyi doğru düzgün. Abisi daha önce getirmişti buraya onu liseye başladığı zamanlar birkaç defa sadece. Düşünmeyi bıraktı sonra sevda geldi aklına bu saatte burada ne iş çeviriyodu bu kız. Sevda'nın gittiği tarafa doğru yürüdü. Daha ne ile karşılaşacak daha neye şaşıracağını bilmeden.

Sevda gelmişti rüyasında ki gibi yine aynı tepeye. Baktı uzun uzun Alisiyle buluştuğunda her geldiğinde huzur bulduğu tepesinin ufkuna. Baktı Mardin'in ışık yanan evlerine uzaktan uzağa. Yine rüyasını hatırladı. Alisi tam burada durmuştu bakmıştı o kara kara gözleriyle sevdasına. Bir adım daha attı sonra tekrar düşündü Alisi tam şu bastığı toprakta durmuş gözünden akan bir bir yaşları silmişti sevdasının.
Yusuf. Deli yusuf. Anlamadı hâlâ kızın ne yapmaya çalıştığını burayı nasıl bildiğini. Az daha kafasını çalıştırsa anlardı birkaç dakika önce. Kıza odaklandı tekrar sanki biriyle konuşur gibi bişeyler mırıldanıyordu sevda.
Öyle derin dalmıştı ki arkasındaki Yusuf'u görmüyordu kara gözleri.
Sevda yine mırıldandı bu sefer yusuf anladı anlamasına da sanki yanlış anladığını düşündü. "ALi'm" yusuf sanki 'ALi'm' dediğini duymuştu ama tam anlamayamadı. Bir adım daha atarken tekrar duydu o ismi yüreğini yakan hasretini her adını duyduğunda baba sevgisi gibi hissettiren ismi." ALi Murat'ım " yanlış anlamamıştı değilmi 'ALi Murat ' demişti sevda. Şaşırdı kaldı daha ne kadar şaşırtabilirdi ki şu saatten sonra. Son adımı atamadan kaldı havada. Sevda artık karısı olan sevda kendi halinde bir söz daha mırıldandı yine kavruldu yüreği Yusuf'un gözünden damlalar bir bir düşmeye başladı. "Kara Sevdam". O an nasıl bir şok yaşadıysa sendeledi. Arkasını dönüp kaçmak yada o Mardin tepesinden kendini atmak geldi içinden. Abisinin sevdiği 'kara sevdam' dediği arada mırıldanıp 'sen ne zaman seveceksin aslanım varmı bir kız' diye sorup hafif tebessüm ettiği günü hatırladı yusuf.
Abisinin sevdiği 'kara sevdam' diye diline doladığı türkülerle onu düşlediği sevda'mıydı yani. Yok bundan daha fazlasına dayanamazdı abisini de kendisinide sevda'yı da bir intikam uğruna harcamıştı bilmeden. Döndü arkasına o an bir şok daha yaşadı. İnsan daha fazlasını nasıl kaldırırdı. Kaldıracaktı kaldırmalıydı yusuf intikam uğruna eline yüzüne bulaştırmıştı herşeyi. Abisi canı küçük yaşta büyük Adam olan abisi babasının kanını yerde koymayan abisi tam karşısında o kara ürkütücü gözleriyle adete alev fışkırıyordu o gözler titredi anlık. Koca cüssesiyle karşısında ona gözleriyle hesap soruyodu sanki abisi. Sevda arkasını dönmek istedi sanki bir rüzgâr esti ALisinin kokusu geldi yine burnunun ucuna. Arkasını döndü genç kadın yavaşça. İlk Yusuf'u farketti hemen arkasından da az ilerdeki ürkütücü kara gözleri. Siyah takım elbiseli adamı gördü ağzı aralandı şaşkınca. Sonra ağzından o kelimeler döküldü tepenin ucundaki iki genç yeni evliden. Birinin ağzından mutluluk ve hasret ile karışık çıkarken diğerinin ağzından acıyla çıktı.

" Abi "

" ALi'm ".


Nasıl olmuş canlarım beğendiniz mi? :) sonunda karşılaştılar eminimki mutlusunuz artık birbirlerini gördüklerine. Üzülmeyin daha çok yolumuz var başlarına bakalım daha ne gelecek daha ne kadar şaşıracaklar sizde şaşıracaksınız bakalım okuyup görelim..

Oy vermeyi unutmayın lütfen..

KARA SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin