14.BÖLÜM

2.5K 114 4
                                    

Mardin'in toplantısı başlamıştı. Gelen konuklar Kerim Ağa'nın konağında kendine ayrılan yerlerine birbir oturmaya başlamıştı. Herkes bu toplantının ne toplantısı olduğunu az çok biliyordu. Bildikleri de zaten Kerim Ağa'nın artık yaşının ilerlemesi bu mevzularla daha fazla ilgilenmek istemeyişiydi. Farkındaydı ağalar herşeyinde anlamadıkları kendi aşireti yerine neden bütün Mardin aşiretini topladığı idi. Kimse bu işten bir iş anlamamıştı bekliyorlardı bu toplantının altından neyin çıkacağını yeni alınan kurban misali kesilecek anlarını.

Kerim Ağa ise gelen gideni avluda karşılıyor selamlaşıyor içeri buyur ediyordu. O da içinden sıkıntısını atmış değildi. İçinden bugünün kimsenin başına bir iş gelmeden bitmesini diliyordu yaşlı adam.
Dilemekle olmadığını da biliyordu ya başka da çaresi olmadığınıda biliyordu. Adamlarına arada sırada bakıyor içeride karışıklık olursa diye silahları almalarını tembihliyordu. Bazı ağaların homurdanmasını duyuyor yinede ses etmiyordu taki
"Bu silah belden çıkmaz oğlum.! Çıkarmak isteyen gelsin buyursun. " adamların tepkisini ölçttü." Ha ola ki çıktı.. Olaki çıkarsa o silahın içindeki mermi varya. İşte o mermi birine girmeden geri girmez o silah ait olduğu yere.! "
Kerim Ağa girişe doğru adımlarını atarken bu sesin kime ait olduğunu çoktan aklında yer eden kişiyi getirmişti gözlerinin önüne.
Yağız delikanlı karşısında dimdik duruyordu silahını almak isteyen adamına karşı.
" Haşim Şahvan.! "
Genç adam gözlerini giriş kapısına dikti adını duyar duymaz
" Kerim Cesuroğlu! "
Kerim Ağa yıllar sonra gördüğü Mardin gencinin Haşim olduğunu anladı o keskin bakışla.
" Haşim. Hoşgelmişsin .! "

Haşim Kerim Ağa'ya gözlerini dikmiş bakıyordu yıllar olmuştu görmeyeli. O Mardin'i sarsan olaydan sonra birdaha görüşmemişlerdi. Karşısındaki adama döndü bakışları bu adamı sevmeyen tek ben varım dermiş gibi.
Alerjisi vardı onun kendine ve sevdiği insanlara yapılanlar karşısında kendini iyi gösteren insanlara karşı..

Kocamış ihtiyara baktı yıllar kendinden bişeyler aldığı gibi Kerim Ağa dan da bişeyler götürmüştü. Yaşlanmıştı koca kurt. Artık eli silah tutmuyordu ki ağalığı devredecekti. Karşısındaki günahı kadar sevmediği adama cevabını çok uzatmadan verdi.
"Pek hoşbulmadım Kerim Ağa.! "
Haşim konuşurken silahını isteyen adamlarda göz gezdiriyordu.
" Bilirsin ki. Silah namusla eşdeğerdir buralarda. Ve bilirsinki. Namus bu topraklarda en değerli şeydir Kerim Ağa.! "
Durumu anlayan Kerim Ağa
"Bırakın Ağa'yı Musa. "
Musa ve adamlar geri çekildi. Bu psikopat adamdan korkuyorlardı gözlerinden okuyordu zaten Haşim. Zaten Kerim Ağa gelmese bile alamazlardı o silahı bu adamın belinden geri çekildi Kerim Ağa'nın her bir adamı.
" Buyur içeri Haşim Ağa. Ağalar bekliyor! "
Haşim başını salladı öfkesi geçmemişken ilerlemeye başladı ona ayrılmış olan yere doğru .
Önce her ağada göz gezdirdi aşiretinin ağaları oturdukları yerden kalkmış selam veriyordu herbiri. Selam verenin selamını aldı . Kendisine ayrılan kendi aşiretinin ağalarının olduğu bölümdeki baş köşeye çöktü kendine yakışır biçimde. Derman Ağa da hemen yanında kendisine selam vermekteydi.

Gözlerini gezdirdi etrafında öylesine bir. Sonra Reşit Ağa'ya gözü çarptı. Gözgöze geldiler elini göğsüne götürdü selamını verdi. Reşit Ağa da selamını aldı damadı Haşim Şarvan dan.

Haşim, Reşit Ağa'yı görünce aklına havin'ini düşürdü. Melek yüzlüsü Havini şimdi evde onu bekliyordu o ise burda günahı kadar sevmediği adamın konuşmasını biran önce havin'ine, konağına gitmeyi düşünüyordu.

Kerim Ağa artık bütün ağalarında geldiğine karar verdiğinde homurtulardan anlamıştı konuşmaya başlaması gerektiğini.
Karşı aşiretten cemal Ağa söze girdi herkesin burada olduğuna kanaat getirince
"Kerim Ağa. Artık söze başlayasın. Bizi niye topladın buralara kadar. Hemde bütün aşiretleri. "
Kerim Ağa derin nefes aldı beklediği kişi gelmeden açıklamak ne kadar doğru bilemez şekilde artık başlaması gerektiğini düşünüp girdi söze
" Ağalar öncelikle hoşgelmişsiniz konağıma. " herkesten sırayla bir 'hoşbulduk' lafı duydu.
" Ağalar öncelikle bilirsiniz ki ben yaşlandım artık. " konuşmasını ne kadar geciktirirse o kadar iyi olduğunu düşünüyordu Kerim Ağa. Yoksa bu adamlara herşeyi birbir söylese erkenden kan gölüne döner ortalık.

KARA SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin