10.BÖLÜM

3.3K 102 5
                                    

Ali Murat o sabah konaktan çıkıp giderken herşeyi bitirmişti gözünde. Ne Mardin'i düşünmeyi nede kardeşinin yaptıklarını düşünmeyi bırakacaktı. Bugünden sonra onun miladı başlayacaktı.
Hâlâ siniri geçmemişti o canı bildiği kardeşinin ağzından çıkan o lafları unutulacak gibi değildi. Unutmayacaktı hiçbir zaman ama zamanı gelecekti kardeşini şimdilik bu kadarıyla bırakmıştı ama gerisi de gelecekti elbet. İçten içe sinsice onu ele geçirmişti kin duyguları bedeninde . Sevdasına kötü gözle bakan herkese herşeye karşı bürünmüştü bu duyguya.
Sakinleşmesi lazımdı bunun en iyi yolu da sevdasından geçiyordu ama gidemezdi sorardı sevdası sonrada yine aklına gelirdi katdeşinin çirkin intikam planları. Tepesine doğru sürdü arabasını o toprak yola huzur bulduğu tepelerine. Vardı sonunda tüm Mardin'i kendisine esir etmiş güzelliği olan tepesine.
İndi arabasından uzunca bir soluk aldı Mardin'ine baktı uzun uzun uzun. Aklına Sevdasıyla yaşadığı olayları doldu bir bir. Sevdası'nın gülüşü, ağlaması, kahkahası, ondan kaçması herşeyi düşündü aklı bundan 15 sene evveline gitti onu ilk gördüğü zamana.
Yine okulda o herzamanki yerlerinde bahçede elinde sigarası en yakın arkadaşı kankardeşi Haşim ile oturuyordu. Karşılarında da Mardin'in karşı aşiretlerinin ağalarının oğulları kendi aralarında kâh kızlara laf atıp kendi aralarında gülüşüp espri yapıyorlardı kendi akıllarıyla. Başını salladı ters yöne doğru daha birgün önce kavga etmişti Ağa bozuntularının abaza oğullarıyla. Hepsinin ya kaşında yada gözünde imzalası vardı Haşim ile. Ama hâlâ aynı davranışlarına devam ediyorlardı. Bir süre daha izledi onları. Mardin'in diğer aşiret ağalarının oğullarını. Gelen geçen kızlara laf atıp arada bir köşeye sıkıştırıp sonrada 'ben ağa oğluyum' diyorlardı. Töreyi savunan adamların oğulları milletin kızının eteklerinden ayrılmaz, arkalarından pis sırıtışlarıyla vakar olmuştu. Babaları yanında örnek töre, namaz sevdalısı. Okulda ise kız düşkünü abazalar olmuşlardı. En çokta bu ikiyüzlülüğe sinirleniyordu ya. İki yüzlü şerefsiz, namus bekçilerinin defterlerini düşmek için zaman kolluyordu. O zamanda şuanda eline geçmişti an itibariyle de. Bu sefer ağaların en zayıfı olan cemal Ağa'nın oğlu Azad da katılmıştı o gruba. İzledi bir süre grubu sonra bir hareketlilik oldu grupta karşıdan gelen üç kıza döndü bütün karşı aşiret çocuklarının bakışları. Gözü kaydı o yöne Ali Murat'ın. Gözlerinin açısına girdi üç kızda. Her birini süzdü tek tek uzun uzun baktı nerden tanıdığını en sonunda da ortadaki kızda takılı kaldı o kara bakışları. Aralarında en uzun ona bakmıştı Ali Murat. Gözleri beyaz tenli, kara saçlı kızdan ayrılmak bilmedi bir türlü. Sonra başını eğdi biten sigarasının izmaritini yere attı Haşim'e döndü. Onunda kendisi gibi kızlarda takılı kalmıştı bakışları. Sonra içine bir anda sinir dolmaya başladı. Kömüre benzettiği saçlı kıza baktığını düşündü. Haşim'e "Haşim" dedi biraz sinirle. Haşin bir süre daha kızlara bakıp dönmüştü kankardeşine "hayırdır kardeşim" yine herzamanki gibi o kelimeler döküldü dudaklarından kardeşinin. Tebessüm etti Ali Murat sinirinden geri kalanlarla. Kankardeş olmalarına ilk adım tohumu atılan o kelimeler değilmiydi. Onları iki canı bir 'hayırdır kardeşim' sözüne bağlayan. "Haşim şu kızları tanıyormusun?" dedi. Haşim'in gözleri yine kızlardan tarafa kaydı. Üçünede sırasıyla tekrar baktı. Gözleri sağ baş taraftaki kahverengi saçları olan dilberde kaldı. Sonra kankardeşine hitaben konuştu "sol taraftaki Zeyno. Karşı aşiretten Derman Ağa'nın kızı. Sağ baş taraftaki Havin" içi gitti havin derken "sizin aşiretten Reşit Ağa'nın kızı" bir durdu Haşim bekledi gözleri havindeyken. Ali Murat sabırsızlıkla bir sigara daha yakıp bekliyordu o kızın ismini kim olduğunu anlayacağı kelimeleri ama bir türlü çıkmıyordu Haşim'in ağzından. Haşim farkına vardı Ali Murat'ın delici gözlerine bakış atarken cevap beklediğini "ortadaki kız sizin aşiretten Ali Murat" şaşırdı Ali Murat pek karı kızla işi olmazdı hiçbir Ağa'nın da bugüne kadar konağına gitmemişti. Haşim anlatmaya devam etti kömür saçlı kızın kim olduğunu "sizin aşiretten Kerim Ağa'nın kızı Sevda'dır" şaşkındı. Bugüne kadar duymamıştı kimseden Kerim Ağa'nın bir kızı olduğunu. Sadece serkanı bilirdi o. Küçüklükte arkadaşlardı onlar. Yüreği adını kazıdı her bir harfini yakarak yıkarak. O cümleler kalbinin ritmini bozmuştu. Ne Haşim'in yanında oluşunu aklı hatırladı ne yüreği ritmini bozmaktan geri kaldı. Adını mühür gibi yazdı aklına, yüreğine, dudaklarına. Başka kadın almadı bir daha da o dudaklar.
"Sevda ".
O eski günlerden bu zamanlara geçişi başladı gözünde Ali Murat'ın. Gözlerini o Mardin'in bir yandan can alırken bir taraftan can veren havasına zifiri karanlığına kitledi izledi bir süre. Ayaklandı bacakları uyuşmuştu o kadar saat ayakta dikilmekten. Gitmesi gerektiğini hatırladı onu evinde yolunu bekleyeni kara gözlüsü vardı. Arabasına yaklaştı anahtarlarını çıkardı kilitlerini açtı. Kapısını açmaya kalkarken o sıra telefonu çalmaya başladı. Ceketinin iç cebinden telefonunu çıkardı arayan adamı 'Mustafa' idi. Açtı telefonu kulağına götürdü. "Ağam" diye korkak kendinden emin olmayan bir ses işitti kulakları nefesi daraldı sanki kötü bir haberi varda adamı söylemeye korkuyordu. İçi yanmaya başladı artık sanki yüreğini çıkarıp almışlar ellerinde sıkıyormuş gibi bir his baş gösterdi içinde. Adamının devam etmesini bekledi " Kerim Ağa, sevda gelini götürdü!" ALi Murat kulağındaki telefondan gelen adamın sözlerine devam ettiğini bilmeden aklı kilit vurmuştu beynine başka söz kabul etmiyordu. Yüreğinin yangını harlanıp harlanıp kızgın korlara dönüşmeye başladı. Yüreğindeki ateşi bütün vücudu hissetti. Arabasına bindi telefonu kapatmadan "bütün adamları topla iade-i ziyarete gidiyoruz aslanım!" çalıştırdı arabasını hızlı bir dönüş ile Kerim Ağa'nın konağına yola çıktı elleri direksiyonda sinirinden titreyerek.



Kusura bakmayın birazcık geç attım bölümü rahatsızdım biraz ancak yazabildim canlarım. Umarım beğenirsiniz.

Yorum atmayı ve Oy vermeyi unutmayın lütfen..

KARA SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin