9.BÖLÜM

3.5K 123 5
                                    

Hesap vakti gelmişti işte herkes herşeyi öğrenecek Yusuf'un yaptığı herşeyin hesabı kesilecekti bugün. Bugün Ali Murat KARA'nın yok oluş günüydü.
Bugün KARA MURAT'ın birkez daha ortaya çıkış günüydü.

Aklında hâlâ aynı kelimeler canlanıyordu 'eğer kaçmasaydı sahip olacaktım' ne demekti lan. Ne demekti Kara Murat'ın dokunmaya kıyamadığı kara sevdasına el uzatmak o aklı alırdı Ali Murat. O doğru düzgün düşünmeyen sikik beyni bir kurşunla delerdi yok ederdi yapardı. Böyle şerefsizce düşünceler üreteceğine hiç yerinde kalmasın daha iyiydi ona göre.
Odaya bir hışımla girdi anasının kucağındaki başını kaldırmasına bile izin vermeden o koyu saçlarından tuttuğu gibi kaldırdı Yusuf'u. Daha abi demesine bile izin vermeden yakasından tuttuğu gibi birbiri ardına yumruklarını sıraladı kardeşinin yüzüne. Arada bir "sevdaya dokunacaktın demek." bir daha vurdu "sevdamı bir orospu gibi atacaktın demek" artık tekmelemeye başlamıştı kandan görünmeyen kardeşinin yüzünü "lan şerefsiz. lan puşt. sen kimsinki benim dokunmaya kıyamadığım kadını bir orospu gibi ortada koyacaktın.! " ALi Murat Kara artık abi yüzünü bıraktı şu saatte. Artık bu saatten sonra Mardin'in herkesin korktuğu KARA MURAT'ı gösterme sırasıydı.
Anasının" Oğlum dur yapma, o senin kardeşin,pişman oğlum" demelerine aldırmadı duymadıda zaten o an sanki içinde başka biri vardı canavar gibi herkesi kesip biçmek öldürmek öfkesini dindirmek istiyordu. Sonra yaka paça yüzü kandan görünmeyen ağzı gözü dağılmış yüzünün her bir kısmı kanıyla kaplanmış Yusuf'u kaldırdı. "Lan şerefsiz! Lan it! Lan. Lan.!" tekrar girişmeye başladı ayakta duracak olmayan dağılmış adama ALi Murat. Dayanamıyordu içindeki öfke ateşi dinmiyordu. Anası bir yandan kara oğlunu küçük oğlunun Yusuf'unun üzerinden almaya çalışırken bir yandan kata oğluna bağırmaya başlamıştı eğer Ali Murat bırakmazsa kardeşini öldürecekti sonunda biliyordu zevcan hanım. Kara oğlunun eli hafif değildi yeni delikanlı olmaya başladığı sıralar çok kavgaya karışmış çoğunu komaya sokmuştu zevcan hanım kaç kere uyarmıştı Alisini. Zevcan hanım o anları düşündükçe kalbi sıkışıyordu oğluna birşey olacak kokusuyla. "Yeterrrrr! Yeter artık. Bırak kardeşini KARA MURAT!" dedi demesine ya zevcan hanım bir oğlunu kazanırken diğer oğlunu gözden çıkarmaya mahkum olmuştu. ALİ Murat'ın son yumruğu havada kaldı inmedi Yusuf'un kandan görünmeyen yüzüne. Anasına döndü ağır ağır sinirle karışık şaşkın, yıkılmış bir halde. Gözleri bir bıçak gibi deldi anasının yüreğini sanki 'bak ana gör gör kara oğlunun yıkılmışlığını, öfkesini, bitmek bilmeyen Sevdasını' zevcan hanım kara oğlu söylemese de o gözlerde birçok duyguyu gördü anladı pişman oldu söylediğine ama iş işten geçmişti artık. Ali Murat "Sende mi be ana! Sende mi ha! Al oğlunu" diyerek Yusuf'u yere doğru fırlattı sanki bir köşeye fırlattığı ceketiymiş gibi. "O-oğlum. ALi'm. Kara oğlu-" ALi Murat elini kaldırdı "sus ana sus. Konuşma. Yakma içimi daha fazla! " dedi. Zevcan hanım kaldı yerinde ne ALisine nede Yusuf'una gidebildi. Arkasını döndü ALi Murat Yusuf'a doğru işaret parmağını kaldırdı "Bana bak şerefsiz it!" yusuf zar zor başını yerden kaldırmaya çalıştı ama bilinci o an yerinde değildi. "Sana 2 koca gün mühlet.! Nikahı geri çekeceksin. Çektin çektin! Çekmedin o zaman KARA MURAT'ı tanırsın aslanım.!" tiksinircesine söylemişti son kelimesini sonra anasına döndü baktı yıllar sonra yaşlanmış eli yüzü kıvrışmış örtüsünün altındaki saçları kırlanmış kadına "Bu şerefsiz" derken kardeşini gösterdi parmağı ile de "Bu şerefsiz sevdayı boşayacak! Adını dahi anmayacak!" anasının gözlerinin içine baktı kara koyu gözleriyle "KARA MURAT böyle dedi böyle olacak ZEVCAN HANIM!" dedi sonra çıkıp gitti o yıllarını küçüklüğünü geçirdiği eski konaktan .

Yusuf yerde yüzü gözü kendi kanı içinde baygın yatıyordu hâlâ anası oğlunun sözleri kulağında ne bir ileri ne bir geri adım atacak hâl bulamıyordu kendinde. Sonra Yusuf'unu farketti yerde acı içinde kıvranan oğlunu. Koştu zevcan hanım oğlunun yanına çöktü yüzünü gözüne baktı ağlayarak. Sonra ayşe ve meryem kadına seslendi "ayşeeee. meryemmm " ayşe koştu geldi odaya geldiği gibi yusuf ağasını gördü gözleri o kanlı yüzü görünce dondu kaldı. Zevcan hanımın seslenmesiyle kendine geldi "ayşee. Bakma öyle gel yardım et bana." ayşe zevcan hanımının yanına geldi yardım etti yusuf ağasını kaldırmasına. Yusufu iki kadın güç bela kaldırıp yatağına taşıdılar. Zevcan hanım "ayşe aşağı in su, bez, havlu ne bulursan getir çabuk." ayşe bir anda yerinden hızlıca doğrulup başını salladı kapıdan çıkmadan hanımı "meryem'e söyle aşağıdaki adamlara doktor getirmelerini söylesin" dedi "tamam hanımım" ayşe çıktı odadan zevcan hanım Yusuf'unun kandan gözükmeyen yüzüne baktı uzun uzun. O sıra Yusuf'u sanki ayılmaya başlamıştı abisi gibi güçlüydü demekki direnci bu kadar dayak yemesine rağmen bana mısın demiyordu küçük oğlu. Oğlu yavaş yavaş şişmiş nerdeyse kapanmakta olan mor gözlerini aralamaya başladı. Eli başına gitti Yusuf'un dudaklarından canı yazdığına dair sesler çıkmaya başladı. O sıra ayşe geldi yanlarına elinde istediği malzemeleri getirmişti. "kızım ağrı kesici getir bir bardak su ile" ayşe başını salladı zevcan hanım da yavaşça ıslak havlu ile oğlunun canını acıtmamaya gayret ederek yüzündeki kanları silmeye başladı. Ayşe elinde su bardağı ve ağrı kesici ile geldi. "ver kızım onları bana aşağı in. Doktor gelince de buraya getirin hemen" ayşe "tamam hanımım" dedi arkasını döndü odadan çıkarken de kapıyı kapattı ardı sıra. Zevcan hanım oğluna döndü tekrar şiş ve mor gözleri hafif aralık boş boş bakıyodu oğlu. Şu ve ilacı oğluna yaklaştırdı önce ilacı oğlunun ağzına koydu sonra başını tutarak suyu içirmeye başladı. Yusuf anasına gönül koyamazdı biliyodu onun için neler yaptığını görmüştü bayılmadan önce herşeyi ama tam hatırlamıyordu. En son abisinin 'KARA MURAT böyle dedi böyle olacak ZEVCAN HANIM' dediğini hatırlıyordu ama kesik kesik. Abisi ne istemişti ki. Anasına baktı baygın bakışlarıyla kendini zorladı konuşabilmek abisinin ne istediğini sormak için "A-anaa" zevcan hanımın eli Yusuf'unun başına gitti canının daha fazla acıtmamak için hafifçe saçlarını okşamaya başladı "söyle anasının kuzusu" yusuf yüzünü buruşturdu anasının sözüne hâlâ anası 5 yaşındaki gibi ona sesleniyordu başına bir iş gelince "A-ana. A-bim." zevcan hanımın gözünden yaşlar akmaya başladı Yusuf'u iki canından biri diğerini soruyordu. Ne diyecekti şimdi Yusuf'una 'abin seni sildi yüreğinden oğlum sorma onu mu? ' "Oğlum. Abin. Ali Murat dedi ki.." sustu zevcan hanım dili varmıyodu 'abin seni öldürecekti oğul! dövemekle kalmayacaktı. seni koruyum derken beni de seni korudum diye sildi. Sonunda Kara Murat'ı gösterdi ' diyemedi. Oğlu böyle yaralı yatarken daha fazla pişmanlığı kendini suçlamasını kendi kahretmesini izleyemedi ama söylemesi lazımdı. En azından bilmesi yapması gerekeni "ALi Murat dedi ki yusuf sevda ile boşanacak. Nikahı iki gün içinde geri çekecek.' dedi oğlum" yusuf başını salladı "tamam ana" dedi boşanmayıp ne yapacaktı zaten. Abisinin sevdiğine canına 10 yıldır kavuşmayı beklediği sevdiğini 'boşamıyorum lan' mı diyecekti. Diyemezdi önce vicdanı izin vermezdi sonrada abisi ALi Murat. Zaten abisi gelmese de ağalığı üzerine alsaydı her türlü boşayacaktı sevdayı. Onların kara sevdası yanında onun birkaç aylık sevdasının ne lafı olurdu ki. Hem abisine bir defa ihanet etmişti bilmeden istemeden şimdi aynı ihaneti ikinci bir defa tekrarlamaya ne gücü ne yüzü nede vicdanı vardı. Yarın bu işi halledecekti sevda ile olan iki nikahını da düşürecekti.


Canlarım bölümlerin uzun olmasını istiyorsunuz biliyorum ama deniyorum emin olun boka sarmadan bitireyim sonunu diyorum umarım oluyordur başarabiliyorumdur. :) sizi seviyorum okumaya devam edin takipte kalın canlar.. Yarın bölüm gelemeyebilir abimin sınavı var canlarım bol bol duanızı bekliyorum.. Sınava girecek arkadaşlara da başarılar diliyorum. öpüldünüz canlarım..

Oy vermeyi unutmayın lütfen..

KARA SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin