13.BÖLÜM

3K 109 4
                                    

ALi Murat KARA'nın ağzından

İnsan kendi kaderini kendisi çizerdi. Kendi seçimlerim sonucunda olan herşeyde kader vardı. Hep buna inandım küçük bir oğlan çocuğuyken de. Hapishanede Müdür Rıfat'ın okumam için önüme herşeyi serdiğinde de. Babamı vuran adamı cengizi.. Gözümü kırpmadan vurduğumda da.
Kader öyle birşeydi ki tek bir cümlenle değişir bambaşka hayat yaşatırdı insana.
Yaşattı da..

Şimdi de Ağa olmak konusunda ben kendi kaderimi birtek sözümle belirleyecektim. Ya sevdamı alıp bütün Mardin'e onun benim olduğumu kanıtlayıp herkese herşeye ona yaklaşanı öldürürüm diye gösterecek yada bütün Kerim Ağa'nın engellemelerine karşı yine sevdamı alıp konağımıza gidip her saniye tetikte bekleyecektim. Bütün Mardin benden korkarken ben ürkek bir ceylan için korkuyordum ne garip değil mi. Ben Mardin'in orta yerinde gözünü kırpmadan bir vahşet yaşattığım, bütün Mardin'in insanlarına çocuklarına, torunlarına nesillerce anlatılacak olana karşı uyardığı adam tek bir kız için onu koruyamamaktan korkuyordum.
Karşımda benden cevap bekleyen Mardin'in babamdan Hasan KARA'dan sonra en güçlü Ağa olan adam vardı. Biliyordu ki eğer ağalığı kabul etmezsem ne kadar dirensede, korusa da benden daha güçlü olamazdı aşirete karşı.

Ee o zaman fazla bekletmemek lazımdı geçici ağayı degil mi. Artık aşirete de ALİ MURAT KARA'nın kim olduğunu geldiğini göstermek gerekti.

"Koskoca Kerim Ağa benden Ağa olmamı mı istiyor? " alayvari tavırla sordum. Bu adam kendini benim yanımda güçlü gösterirken aslında çocukları için o kadar savunmasızdı ki.

" Kara Oğlan. Bilirsin ki Mardin de benden daha güçlü bir adam varsa o da sensin. Eğer sevdayı da korumak ve kendine eş yapmak istiyorsan başka yol yoktur.! "

Biliyordu da zaten Ali Murat. Bu adamın kendiyle çatışan aklını ölçüyordu. Aslında severdi Kerim Ağa'yı babasının anlaştığı aşiretten tek adam oydu bir zamanlar.
Dudaklarım kıvrıldı hafifçe. Bu adam bana güveniyordu. Kızını vermeye zaten razıydı ama kızından, aşiretten yana korkuyordu belliydi davranışlarından da.

"O halde topla bakalım Mardin'in tüm aşiretini Kerim Ağa.! KARA MURAT'ın geldiğini Mardin görsün.! "

Kerim Ağa yüzüme bakıyordu ben sırıtırken o şaşırmıştı. O sadece kendi aşiretini toplayacağını sanırken ben Mardin'i topla kendimi göstereyim diyordum.
Eh bakalım Mardin gör bakalım senin canlar aldığın, can verdiğin toprağına KARA MURAT'ın geldiğini.

*****

Kerim Ağa şaşkınca bakarken Ali Murat daha fazla kalmak istemedi yanlarında şimdilik bitmişti bu adamla olan konuşması.
Yanlarından bişey demeden ayrıldı zeytin gözlüsünün yanına doğru yol aldı. Zaten ondan başka kimi vardı ki.
Anası.. Anası bile ona değil Yusuf'a kucağını açmıştı. Ona değil Yusuf'un yaralarını sarmıştı. Başını salladı tersçe. Bundan sonra kim ne derse desin o onu bekleyen tek sevdiğine gidecekti onu almak için elinden geleni de gelmeyeni de yapacaktı. Ona ait bu dünyada sadece sevda vardı. Aklı Sevdasıyla anılarına gitti yine. Yüzünde hafif bir gülümseme ile.

Tepelerinde sevdası ile oturup onlar Mardin'i, Mardin onları izliyordu o yaz sıcağında mavi bulutların altından.
Sevdası tutturmuştu' kiraz istiyorum 'diye. O da kıyamayıp almış getirmişti zeytin gözlüsüne.
Şimdi kara gözlüsü yanında oturmuş öyle güzel kiraz yiyorduki o pembe dudaklarının, kenarlarının bile kırmızı kırmızı lekeler oluştuğundan haberi yoktu. Ali Murat' ın böyle bir göz zevki varken söylemeye de niyeti yoktu şimdilik. Sevda'nın her halini görmüştü zaten başlarda çekindiğini ondan hiç bişey isteyemediğini de. Ama zamanla alıştırmış şimdi sevdası o söylemeden kendisi ister olmuştu canı çektiği o taptığı meyveyi.
"ALi'mmm" sevdiğinin o kiraz rengine boyanmış dudaklardan yine çıkmıştı ya ismi içi gidiyordu da işte elden birşey gelmiyordu. Zamanı vardı herşeyin.
Şimdi bekleme vaktiydi az kalmıştı.
"söyle Mardin'in peşinden koştuğu ALisine yâr olan sevdası"
Utanmıştı sevda kızarmış tavuğa dönmüştü bu sözlere. Ali Murat istediği de zaten kiraz dudaklının kiraz yanaklar almasıydı gülüyordu sevda'nın bu hallerine. Utanmıştı da sevda. ALisi hiç yalan konuşmazdı her sözü ağzından alayla da olsa şakayla da olsa ona doğrusunu söylerdi.
"ALi'm deme öyle ya " gülüyordu onun bu hallerine o gülmesinde kim gülsün ne istesin Rabbinden şuanki durumundan başka.
" Tamam zeytin gözlüm. de bakalım Aline kırmızı dudaklarından çıkacakları " sevda'nın kafası karışmıştı ALisinin laflarından sonra şimdi ne diyecekti ona. Kırmızı dudakları aşağı kıvrıldı yüzü düştü.
"unuttum " öyle üzgün söylemişti ki Ali kahkahalara boğuldu.

KARA SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin