12.BÖLÜM

2.9K 122 4
                                    

ALi Murat Kara. Gelmişti sevdasına. Gelmişti ömrüne ömür biçtiği yürek yarasına. Gelmişti Mardin'in görüp görebileceğini en büyük sevdayı yüreğinde yaşadığı kadınına.

Girmişti Sevdasını alacağı konağa bir elinde silahı, gözü kara bakışlarıyla. Sevdiğinin babasını doğruca hedef seçmişti kara gözleri.
Sevdiği, sevdası, ALi Murat'ın 30 yıllık hayatı boyunca tek sevdiği kadın, Sevda. Nasılda titriyordu bedeni sanki yağmurda kalmış kedi misali. Ağlıyordu sevdası o ağladıkça Ali Murat'ın içi dağlanıyordu, içindeki o büyük volkanın lavlarını o inci taneleri döküldükçe dışarıya püskürtmek kim var kim yoksa yakmak yıkmak istiyordu.

Kerim Ağa'ya kaydı kara gözleri, adamın gözlerinden okunuyordu siniri kendine hâkim olmaya çalışması . Kendisi gibi koyu gözlerle öfkeyle bakıyordu elindeki silaha ve kendisine karşı Kerim Ağa. Sakinleşmek istedi biran Sevdasını korkutmamak için bakışlarını kendi gözleri gibi simsiyah olan gökyüzüne çevirdi. Derin nefesler almak sakinleşmek istiyordu ama ne zaman aklına olan bitenler dolsa artık sabır diye bişey kalmıyordu onda. Onun en sevdiği, tek sevdiği olan hayatını adadığı kadını herkes birlik olmuş ondan almaya uzak tutmaya çalışıyordu. Şu durumları düşününce Ali Murat haklıydı 10 yıl geçmişti karşısındaki kardeşinin nikahında olan kadına kavuşacağını bekleyerek. Saymıştı günlerini tek tek kimse bilmese de. Ona da hak vermelilerdi vermeselerde zaten KARA MURAT her türlü o hakkı da Sevdasını da alırdı alacaktı da.
O boşuna demedi ya KARA SEVDAM diye yıllarca kendine.
Kerim Ağa'ya döndü tekrar o koyu kara gözleriyle.

Kerim Ağa sinirle bakıyordu karşısındaki gözü kara oğlana. Daha biraz önce dinlemişti kızını. Hiç haberi olmadığı canının cananı olan tek karısından kalan gözünde hâlâ küçük kızı sevdasının koca sevdalarını. Ya bu karşısındaki gözü kara oğlana ne demeli. Nasıl sabretti 10 yıl sevdası olmadan kızından tek bir haberi olmadan. Eline tekrar silahı alacak kadar çok mu sevdi kızını. Kendisinin Züleyha'yı sevdiği gibi. Düşünceleri çatışıyordu Kerim Ağa'nın.
Başını olmaz diye salladı kendince Kerim Ağa. Olamazdı bundan sonra onlar için kızı Ali Murat'ın kardeşinin karısıydı. İzin veremezdi zaten kendisi izin versede aşiret izin vermezdi. Kızını bu konaktan çıkarmasına da müsade etmezdi kardeş karısı olmuştu Ali Murat'ın masum, inci tenli kızı.
"Bu ne densizliktir ALi Murat KARA " dedi Kerim Ağa.

Ali Murat sinirle karışık alayvari bir tavırla baktı karşısındaki yaşlı adama.
" Kerim Ağa duydum ki beni göresin gelmiş. Konağıma kadar adamlar yollayıp Ali Murat'ı görmek istiyorum diye adamlarımın üzerinde hatırı sayılı izler bırakmışsın. Bende düşündüm ki iade-i ziyarete geleyim dedim. "
ALi Murat öyle soğuk öyle ilikleri titreten bir ses tonuyla söylemişti ki Kerim Ağa adamın sesini canını almaya gelen Azraile benzetmişti. Ve aynı sesi yine duydu kulakları
" Gelmişken de bana. ait. olanı. alayım. dedim. Nasıl iyi etmişmiyim Kerim Ağa!" üzerine basa basa sevda'nın kendisine ait olduğunu söylemişti Ali Murat.

Biraz önce azrail demişti değilmi Kerim Ağa azrail bile karşısındaki adamdan daha insaflıdır daha naif seslidir diye düşündü Kerim Ağa. Karşısında kendinden 20 yaş küçük adamdan nasıl koca aşiretin Ağası olmasına rağmen iliklerine kadar ürpermişti. Sevmişti Ali Murat'ı Kerim Ağa yiğit adamdı karşısındaki kara oğlan, yüzüne dosdoğru söylüyordu herşeyi.
Damadı Yusuf'u düşündü bu adamla kıyaslanamayacak kadar korkak kaldığını düşündü gözünde. Ama kızını veremezdi kızının yeri Ali Murat değil Yusuf'un yanıydı. Eğer sevdası Yusuf'u istemez ise işte o zaman aşirete kızının hastalığını açıklar alırdı her şekilde. Aklına yattı bunlar Kerim Ağa'nın. Döndü bakışları gözü kara herkesi titreten bakışlarıyla deviren kara oğlana.

"sen ne dersin KARA MURAT." ALi Murat'ın sabrı taşmaya başlamıştı artık Sevdasını alıp gitmekti tek derdi ama kime rastlasa bu günlerde önüne engel olmaya Sevdasını ondan ayırmaya çalışıyordu.
"Diyeceğimi dedim Kerim Ağa. Sözümün üstüne söz varmıdır bu Mardin de.! " Kerim Ağa'nın tepesi attı o ki koskoca Mardin'in Aşiretin'in Ağası şu çocuktan mı korkuyordu. Korkması lazımdı aslında Kerim Ağa'nın ama bu yiğiti sevmişti gözü. Yıllar önce Mardin'in göbeğinde kaç delik açmıştı o adamın vücudun da kendisi şahitti. Sevda'nın kolunu çekip arkasına aldı Serkan.
" Sana ait konakta hiçbirşey yoktur KARA MURAT! Eğer misafirimsen otur ağırlayım seni ama yok değilim dersen konağı terket hemen! " ALi Murat kendini ne kadar sakinleştirmek isterse istesin olmayacaktı olmadı da zaten. Namluyu havaya sıktı uyarı niteliğinde sonrada o korkutucu sert sesiyle
"Sevda. benim. Kerim Ağa. Sevda bu konaktan benimle çıkmazsa.
Allah şahidim olsun sevdayı almadan burdan çıkmam. " cümlenin sonunda havaya sıktı.
" Allah şahidim olsun bu konağı kana bularım. " ikinci kurşun sıkışı oldu bu cümle.
" Allah şahidim olsun ki tek canlı koymam Mardin'de Kerim Ağa.!" ve herkesi titreten o son sözler ve son silah patlaması oldu orada bulunanların içine bir korku saldı o an KARA MURAT .

KARA SEVDAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin