Kerim Ağa konağında sinirinden ne yapacağını düşünüyordu.
Öğlen vakti gittiği konağa 2 gün sonraki aşiret toplantısı olacağını, Ali Murat ve Yusuf'a haber vermeye gitmişti. Gitmişti de gitmesine konakta kimseyi görememişti ne kızı sevda ne damadı yusuf nede hapisten yeni çıkan Ali Murat vardı konakta. Şüphelenmeye başlamıştı bu durumdan en sonunda da ayşe kızı ve meryem hanımı çağırıp olan biteni sormuştu en çokta aklına takılan kısmı kızını sormuştu. Meryem ile Ayşe'nin birbirlerine uymayan lafları sonra birbirine olan o bakışlarından bişey olduğunu anlamıştı Kerim Ağa. Bu iki kadın kendisinden olanları saklıyordu. Sonunda iki kadını da tehdit yoluyla silahını göstererek anlattırmıştı olanların bir kısmını. Yusuf ile zevcan hanımın önce hastahaneye gittiklerini Ali Murat'ın Yusuf'u dövdüğünü bazı kaburga ve burnunun kırıldığını öğrenmişti. Ali Murat'ın kardeşini öldüresiye dövdüğünü duymuştu en çokta buna şaşırmıştı ya. İki kadına kızını sorduğunda onun nerde olduğunu bilmediklerini konağa hiç gelmediğini söylemişlerdi. Kerim Ağa nasıl ayağa kalktığını arabasına atlayıp oğlu Serkan'ı ve adamlarını nasıl aradığını hiç hatırlamıyordu. Kendinde olmadan aklında sadece kızı,sevdası vardı. Hiç suçu yokken 10 yıl boyunca acı çekmişti gözbebeği bir araba kazası yüzünden. Şimdi bir oğlanın bir ailenin elinde oyuncak gibi olmuştu yavrusu nerde ne yaptığı belirsizdi. Zaten Yusuf'a kızını nasıl verdiğini aklı nasıl kabul ettiğini anlamıyordu daha bir kıza sahip çıkamamıştı birde Kerim Ağa'nın damadı olacaktı. Başını salladı ters tarafa hata etmişti kabul ediyordu dönecekti hatasından zaten kızının aklı da yerinde değildi. Daha fazla dayanamazdı yavrusunun acısına.
İndi arabasından Kerim Ağa konağına geldi. Avluya girdiğinde serkan ve adamlarını gördü hepsi selam verdi ağalarına direk konuya girdi Kerim Ağa "sevdayı bulacaksınız! Buraya getireceksiniz. Kılına dahi zarar vermeden!" adamlara hitaben konuştu. Hepsi ayaklandı kapıya yürüdü silahlarını kontrol etti olası bir çatışmaya karşı. Serkan'da adamları ile aramaya gitti sevdayı. Kerim Ağa'ya haber geldi adamlarından Ali Murat'ın küçük konağında sevda ile kaldığını öğrendi. "sevdayı getirin" adamlarına cevap olarak sadece bunları söyledi. Yarım saate kalmadan sevdayı getirmişlerdi. Sevda Alisinden ayrı konulduğuna ağlıyordu canı yanıyordu ALisi konağa geldiğinde onu göremezse ya gittiğini ondan kaçtığını düşünürse ağladı ağladı dinmek bilmedi yaşları baba evine getirilirken. Babasıda adamlarının söylediklerini düşünüyordu hâlâ sinirinden ne yapacağını kızının o adamın konağında ne işi olduğunu düşüyordu. O yusufa vermişti kızını kocasının abisinde, evinde ne işi vardı bu kızın. Kafasını kaşıdı yüzünü ovuşturdu oturduğu yerde Kerim Ağa. Düşündü bu durumu düşündükçe siniri tepesine çıktı. Kızı zaten hastaydı tam iyileşmemişti ne diye erkenden evlendirdi sanki. Konağın kapısı açıldı kızı girdi Sevdası ağlayarak bitap bi halde. Kerim Ağa ayağa kalktı hızla önce birşey olduğunu sandı ama kızı babasına bakarak ağlamaya devam ediyordu. Kızının üzerine yürüdü adamlarına emir verdi dışarı çıkmaları için. Serkan'da yasemin de o sıra konağın bir tarafında sevdayı izliyordu ne olduğunu anlamıyorlardı. Sevda babasına koştu sarıldı bilirdi ki babası onun mutluluğu için herşeyi yapardı yaptı da 10 yıl boyunca tedavisinde en büyük emek harcayan onu hayata bağlayan babası değilmiydi zaten.
Kerim Ağa "Sevda'm" dedi sevda yaşlı gözleriyle babasına baktı "babam" sevdası babam dedi ya içi rahatladı Kerim Ağa'nın üstündeki yük kalktı "güzel yüzlü kızım. Neden ağlarsın." sevda'nın ağzından çıkan sözleri ortaya bomba etkisi yarattı "babam. Ali Murat ben.. " Kerim Ağa ve Serkan ellerini sıktı yumruk oldu o koca elleri birşey yaptığını düşündüler önce sevdaya. Sevdaysa babasına anlatmak 10 yıldır bitmeyen o Sevdasını onu beklediğini bilsin neden bunca yıl konuşamadığını anlasınlar istiyordu. Kerim Ağa korku ve sinirle kızını sarstı "sevda. Sana bişey mi yaptı Ali Murat. Söyle sevda söyle" bir köşede izleyen iki çift gözü de şaşkına çevirdi bu sözler. Sevda babasının neyden bahsettiğini anlıyamadı Ali Murat'ı ona zarar vermezdi ki şaşkına babasına baktı "ALi Murat bana zarar vermezki" yine şaşkına çevirdi orada bulunan herkesi bu kız ne demek istemişti anlamadılar o kadar kişiye zarar veren gözü kimseyi göremeyen heleki bugün kardeşini öldüresiye döven adam neden sevdaya zarar vermesin. Kerim Ağa önce kaşlarını çattı sinirlice sonra düşündü bugüne kadar hiçbir kadına el kaldırmamıştı Ali Murat. "haklısın kızım gel bakalım yanıma" dedi Sevdasını oturma yerlerine sürükleyerek "anlat olanları ne diye yusuftan ayrısın" sevda babasına baktı derin bir nefes aldı. O sıra yasemin ile Serkan da gelmişti yanlarına. Sevda hepsine göz gezdirdi artık 10 yılın acısını bekleyişini dökme zamanıydı.
"Bundan 12 yıl önce başladı herşey baba..
Genç kız 10. Sınıfta herkesin gözünü alan kömür saçlarıyla uyumlu gözleri ve beyaz teniyle güzelliğine güzellik katan bir güzelliği vardı. Onun kadar güzel 2 kız arkadaşı ile bahçede herzamanki yerlerine doğru gülerek sohbet edip yürümekteydi. Herkesin gözü bu üç kızın üzerindeydi her zaman. Hem akıllılardı hemde Ağa kızlarıydı onlar artı puanlıydı. Herkes onların arkadaşlıklarına gıpta ile bakardı. Öyle vazgeçilmez öyle birbirlerine bağlıydılar ki onlarla arkadaşlık etmek isteyen çok olurdu ama onlar Ağa kızı olduklarının farkındalığı ile fazla kimseye güvenmez kendi hallerinde takılır, gezer, dedikodu yaparlardı.
O gün sevda dalgın dalgın kızların yanına yürüyorken birden yere düştü duvara çarptığını düşündü başta eli başına gitti canı yanmıştı çok fazla. Başını kaldırıp baktı nereye çarptığını görmek için ama öyle bir bakış hayatında görmemişti gözleri. O kara gözler dışardan birine öyle sert, vahşi, öldürmek istemiş gibi bakıyoduki sevda da kendisini biran öldürecek sandı. Ama sandığının aksine o gözler yumuşamış kendisine el uzatmış kaldırmıştı. Sonra da gözü vücudunda dolaşmış "bu eteği yakarım" diyerek sevdayı biranda olduğu yerde sıçratmıştı. Sevda ne olduğunu anlayamamıştı hâlâ giden çocuğun arkasından bakıyordu. Neden ona karıştığını da anlayamadı . Ama sesi çok sertti hoşuna gitmişti biranda neden olduğunu bilmeden. Daha sonra kızlara olanları anlattı ve çocuğu gösterdi ve havin şaşırarak ağzından "o. o Ali Murat KARA, sevda." demişti. Sevda çoğu kızlardan ve abisi serkandan duyduğu adamı İlk kez bugün görmüştü. Abisi Mardin yerine Ankara'da okuyordu dolayısıyla da Ali Murat'ı görme şansı hiç olmamıştı. Olsaydı eğer o gün yerine içini yakan kara Sevdasının daha önce tohumlarını ekerdi seve seve.Bikaç ay sonra ALi Murat dayanamamış sevdayı zorla okuldan çekip kaçırmıştı kimsenin haberi olmadan görmeden.
Sevda'nın da aklında hep Ali Murat vardı çarpıştıkları günden beri. Ne zaman 'kara' soyadı duysa babasından o an ne ile meşgul ise bırakıp dinlerdi anlatılanları.Ali Murat okulun arkasına cevheri yerleştirmişti sevdayı okuldan çıkarmadan önce.
Sevdayı kolundan tutup çekerek atı cevher'in yanına getirip bindirdi kendisi de bindi sonrada Mardin'i kendisine esir eden o tepesine doğru yol aldı. Sevda ise rüyada olduğunu düşünüp bitmesin istiyordu Alisiyle olan bu anların. Ali Murat ise şaşkınlık içinde neden sevdanın hâlâ ona bağırıp cevherden atlamadığını düşünüyordu. Sonunda gelmişlerdi bundan sonraki ikisinin buluşma yeri olan tepelerine.
O gün tepede açılmıştı Ali Murat "Sevda'm " sevda rüyada olduğunu düşünüyordu hâlâ ALisine bakıyordu. Onun o sevda diyen sesini işitti bir süre sonra "ALi'm" rüya olduğunu düşünerek onu sahiplenmişti. Ali Murat şaşırdı sevdadan böyle bir yanıt beklemişti sanki sevda öyle değişik bakıyordu ki rüyada gibi kendinde değil gibi. Sevda yaklaştı Ali Murat'a rüya mı gerçek mi anlamak için dokundu yüzüne hissetti sıcaklığını anladı gerçek olduğunu ama bir kere daha öğrenmek istedi gerçek mi olduğunu "ALi'm. Sen gerçek misin?. Biz burda mıyız burası.. rüya değil. değil mi?" ALi Murat sevdanın bu olan bitenin rüya olduğunu düşündüğünü anladı elinin üstüne elini koydu hissetsin anlasın diye. "Sevda'm.. Ben gerçeğim. Ben. Ben sana sevdalıyım. Burası bizim tepemiz olacak bundan sonra." dedi. Sevda artık kabullendi herşeyi anladı herşeyin gerçekliğini, ALisini, onu sevdiğini. "ALi'm. Ben. Bende" ALi güldü biliyordu zaten hissetmişti o günden sonraki sevda'nın her bakışında.
Bundan sonraki zamanlarda Ali Murat ile her zaman burada bu tepede buluştular.
Ali Murat bir yıl sonra okulu kavga sebebiyle bıraktı bırakmak zorunda kaldı yoksa karşı aşiret çocuklarını öldürüp kan davasını başlatacaktı . Sonra sevdasıyla evlenme kararı aldı. Babasına yakın zamanda açmak istiyordu. Ama söyleyemeden ALi Murat cezaevine girdi o hastaneye kaldırıldı ve 10 yıl geçti bu zamanların üzerinden. "
Nefes aldı uzunca sevda babasına döndü.
" Baba ben 10 yıldır onu bekledim onu sevdim. söyleyemedim babam. kimseye diyemedim. ALi'm benden kaçtı sandım o yıllarda kimseden haberini alamadım baba. " hepsi şaşkındı hepsi ne düşüneceğini bilmiyordu. Herkesin aklında 'Ali Murat ile sevdaya şimdi ne olacak? 'sorusu vardı. O sıra konağın kapısı açıldı hızla çarptı duvara elinde silahı gözü kara bir adam girdi.
Sevda'nın dudaklarından" ALi Murat "
çıktı.Arkadaşlar galiba pek beğenmiyorsunuz yazdıklarımı anlatış tarzımı. Beğenmiyorsanız lütfen yorum da yazın neyi beğenmiyorsunuz bende sizin istediğiniz gibi yazmaya çabalayım gerçekten daha önce bir hikaye, kitap benzeri şeyler yazmadım. Oylar okunma sayısı ile oranı gerçekten fazla düşük ve ben buna gerçekten üzülüyorum :((
Yorum yapmayı ve Oy vermeyi unutmayın lütfen..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA SEVDAM
Ficción GeneralBen Mardin'in korktuğu BEN. Herkesin adını anmaya bile korktuğu ADAM. Babasını öldürdüğü adamı herkesin gözü önünde çekip alnından vuran ADAM. Küçük yaşında büyük Adam olan, Sevdasını içinde yaşayan kimseye söyleyemeyen Ali'yim. Herkes için KARA M...