Keyifli okumalar!
Gitmesine izin ver... Gitmesine izin ver. Bu üç kelime kafamda çınladı, başımı ağrıttı. Bunca zamandan sonra, beni sahiden mutlu eden birini bulduğumu düşünmüştüm, ve şimdi... Herkes beni uzaklaştırıyor.. olduğum kişi yüzünden. Anlarsınız ya, hayatta olmamayı dilediğim zamanlar bunlar.
"Harry?", Louis tekrarladı. Ona baktım, gözlerindeki altından izler, sinirli olduğu ve öfkesinin solduğunu gösteriyordu. Ona bakmayı sürdürdüm, ne zamandan beri Louis, şakacı, enerjik insan, aniden 'bilge' bir tavır takındı? "Haz.", iç çekti. Daha sakin bir şekilde, "Üzgünüm çıkıştım.. lütfen.. bir şey söyle." Ona baktım, ardından çocuklara, şu ana kadar neler olduğunu öğrenen kişilere. "Ben.. odama gidiyorum.", dedim, içimdeki duygu bana.. güçlü hissettirdi. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim, bu his öfke ve karmaşıklıktı, "Bırakın da bunu, sabah konuşalım.", sessizce ekledim. Ve bunu söyledikten sonra odadan çıktım. Odama girdim ve aynaya baktım, yazıyı tekrar ve tekrar okudum, ta ki artık kaldıramayan dek. Aynayı sert bir şekilde yere fırlattım, cam parçaları halımın üstünde tuzla buz oldu. Hiddetle banyoya girdim ve ellerimi lavabonun borularına dayadım, boruları elimden geldiğince sert bir şekilde sıktım ve bükülmesine sebep oldum. Yansımama baktım, bir canavar bana bakıyordu. Gözlerim parlak altın rengindeydi ve dişlerim çıkmıştı, nefes nefeseydim. "Neden kimse benliğimi kabullenemiyor?", fısıldadım, "..neden." Kaybetmemek vücudumdaki her dokuyu sardı. Hassas kulaklarım odama doğru gelen birkaç ayak sesi duydu, ".. şimdi ne yapacağız?", zayıf bir ses duydum, muhtemelen Jake. ".. şimdilik bırakın, sakinleşecektir.", bunun Luke'un sesi olduğuna eminim.
Ayak seslerinin odayı terk ettiğini duydum, ama birinin burada benimle olduğunu hissedebiliyordum. Yavaşça banyo kapısını açtım ve yatağımın kenarına yalın ayak oturmuş, küçük sert cam parçalarını takmayan, Louis'yi gördüm. "Bu sefer oldukça hızlı sakinleşmişsin.", sırıttı. Yani, bunun olduğu ilk sefer değildi.. Louis kalkıp odadan çıkıp, saniyeler sonra elinde bodrumdaki küçük elektrikli süpürgeyle gelene kadar sessiz kaldım. "Tebrikler, efendim, şimdi elimdeki şu şeyle bir ev hanımı gibi görünüyorum.", kabloyu prize takıp süpürmeye başlarken espri yaptı. Kolunu ileri geri götürdüğünü görünce yavaşça güldüm, gürültülü makine halıdaki küçük cam parçalarını emiyordu. Bu işi bir iki saniyede halledebilirdi ama eğleniyormuş gibi göründüğüne göre, Louis zamanını beni kızdırmak için kullanıyordu. İşi bittiğinde fişi çekti ve süpürgeyi eski yerine götürdü, ardından saniyeler içinde geri döndü.
Luke, Jack ve Alex de aramıza katıldı. Harika. Şimdi itiraf vakti. İlk başta uzun bir sessizlik vardı, ta ki Alex bunu bozmaya karar verene dek, "Bak, bunun ne kadar zor olduğunu biliyoruz, hepimiz senin yanındaydık.", duraksadı, "..ama önemsediğimiz kişilerin bizim yüzümüzden incinmesine göz yumamayız, olduğumuz kişi yüzünden.. değil mi?" Hepsi kafa salladı ve bir cevap vermem için bana baktı, bir süreliğine sessizliğimi korudum, sonra kafamı 'hayır' anlamında salladım. Hepsi aynı kafası karışmış ifadeyi paylaşarak bana baktı, "Hayır, Alex, hayır. Onun yerine ben zarar görebilirim, Sarah'ı korurum. Kimsenin ona elini sürmesine izin vermem..", iç çektim, "..ve sen bunu biliyorsun."
"Biliyorum, Harry. Ama hadi! Onların ikinize de zarar vereceğini biliyorsun. Ve zavallı kız neler döndüğünü bilmiyor bile.."
"Ayrıca,", Luke ekledi, "Günün birinde bir vampir kız bulacaksın sevebile-"
"Ah lütfen Luke şu palavrayla gelme bana. Bu, insanlarla çıkamayacağınızı bildiğinizde siz çocukların kendine söylediği şey: Kendinize vampir kızlar bulabilirsiniz.. ee.. neden hala yalnızsınız, öyleyse?!", sözünü kestim. "Belki siz hala 'hayallerinizdeki kızı' bekliyor olabilirsiniz.. ama ben? Ben sadece masum bir kız istiyorum, ve onu buldum.." Hepsi benim inatçı davranışıma iç çekti ve mırıldanarak odadan çıktı. "İyi geceler." Ne zaman bu konuyu tartışsak ya da bunun gibi bir şeyi, her zaman "Her neyse." diyerek bitiriyorlar, veya "Tamam sen nasıl istersen." Birinden birini ya beni susturmak için ya da haklı olduğum için kullanıyorlar. Muhtemelen susturmak için. Yatağa yatıp tavanı izlerken ağırca iç çektim. Şimdi uyuyamayacağımı biliyorum, uykuya ihtiyacım bile yok.. bu yüzden gizli defterimi çekmecemden çıkardım ve yazmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Vampire Next Door (Türkçe Çeviri)
FanficSarah Johnson, annesinin terfisi yüzünden , annesiyle birlikte Londra'ya taşınmış 17 yaşında bir kızdır. Sarah, komşu evdeki tuhaf-ateşli çocuk dışında o civarda yaşayan hemen hemen herkesi tanır. Çocuk, gizemli oluşuyla bilinir. Ve yakınlaştıkları...