XVII

140 13 2
                                    

İyi okumalar!

Sonuç olarak Mia bizde kaldı, böylelikle yarın Noel için alış veriş yapabiliriz. Yarın hafta sonu olduğu için işe gitmeyeceğiz.

"Sen bu yatakta mı uyuyacaksın?", Mia sordu. "Hayır, paylaşacağız.", gülümsedim. "Ee, tabii senin için de uygunsa.." Gözlerini devirdi. "Tabii ki uygun." İkimiz de yatağıma tırmandık ve uzandık, yorganı üzerimize örterek. "İyi geceler." Esnedim. "İyi geceler.", yanıtladı. Ben dalmaya başlarken odaya sessizlik çöktü.

"Lütfen.. yapma.." Dışarıdan sönük bir ses duydum. Ses bir kadına aitti. "Mia, bunu sen de duydun mu?", fısıldadım. Henüz uyumadığına eminim. "Evet.", diye cevap verdi. Ses ağlamaya devam etti, ta ki boğuk bir çığlık duyulana dek. Çığlık yüksekti ama boğuktu. Yine mi! İkimiz de yataktan çıktık ve açmak için cama doğru yürüdük. Buz gibi rüzgar odama eserken. Kafamı dışarı uzattım, görmeye çalışarak, ama zifiri karanlıktı, her zamanki gibi. Bu ilk değil. Çığlık sonunda kayboldu, sonrası sessizlik. Bu gizem beni deliye çeviriyor! O kim? Ve bu çığlık atanların başına ne geliyor? "Merhaba? Kim var orada?", Mia aniden bağırdı, beni korkuttu. Cevap gelmeyeceğine emindim. Kim olduğunu bulmaya yine de kararlı olarak, komodinin oraya koştum ve telefonumu kapıp feneri açtım. Telefonu camdan dışarı salladım, bir şekilde de olsa yalnızca figürleri görmemde işe yaradı. "Şuraya!", Mia sağını işaret etti. Telefonumu onun söylediği tarafa yönlendirdim ama hiçbir şey göremedim. "Yemin ederim ki orada biri vardı.", fısıldadı. Pijamalarım ince bir şey olduğu ve buz gibi rüzgar odanın atmosferini işgal ettiği için titremeye başladım. İç çektim ve mırıldandım, "Hadi içeri girelim."

"Bu sürekli oluyor." Yönünü yatağa çevirirken açıkladı. Nefesim kesildi, "Demek sen de duydun?! Her zaman o sesleri duyanın sadece ben olduğunu düşünmüştüm. Bu üçüncü oldu.." Yatağa ben de uzandım ve tavana baktım. "Bunun neden olduğu hakkında bir fikrin var mı?", diye sordum. "Hayır... herkes başka şeyler söylüyor. Kimisi seslerin yakındaki ormandan geldiğini söylüyor, ya da patikadan. Ve kimisi de bu çığlık atanların mahalledekileri korkutmak için dalga geçtiğini söylüyor ve bunun gibi şeyler.. Ama ben seslerin ormandan ya da patikadan geldiğine inanıyorum. Buradan insanların çığlık attığını duymak için yeterince yakınız." Hepsini sindirmeye çalışırken bir süre sessiz kaldım. ".. o senin ve Chloe'nin olduğu yer değil mi?" Dikkatle sordum, ormanda oldukları güne değinerek. Konu Chloe'ye gelince biraz hassas olabilir, onu suçlayamam, gerçekten korkunç bir olaydı. "Evet..", iç çekti. "Ve o gece attığı çığlık tıpkı bu insanlarınkine benziyordu." Onun bunları söylemesiyle, hemen oturur pozisyona geçtim ve endişeli bir şekilde ona baktım. "Y-ya o gece Chloe'ye olanlar bu insanlara da oluyorsa?" O da benim gibi oturdu, gözleri kucağındaki ellerine odaklı konuştu, "Bu benim kendimi aksine ikna etmeye çalıştığım şey işte.." "Aman Tanrım.", kendi kendime fısıldadım. Olabilir mi? Bu, geceleyin çığlık atan insanlar Chloe'ye saldıran şey tarafından mı saldırıya uğradılar? Bu kötünün de kötüsü. "Ya o yaratık burada yaşıyorsa? Vahşi bir hayvan mı? Ya da bir katil?", diye sordum. Konunun gittikçe derinleştiğini ve daha da korkutucu olmaya başladığını biliyorum ama sormadan edemedim. Vay be, hakkında meraklandığım sadece Harry değil, bir de bu gizem var. "Kimse ne olduğunu bilmiyor. Bununla ilgilenmiyorlar bile, bir ayı veya kurt olduğunu düşünüyorlar. Chloe'nin vakasından vazgeçtikten sonra kendilerini inandırmaya zorladıkları şey bu.", diye açıkladı. Bunu yapanın bir hayvan olduğunu sanmıyorum.

Bu konuyu daha fazla kurcalamak istemedim.. o yüzden bırakıp biraz uyumaya karar verdim. "Sadece bütün bu olanların doğru olmadığını umuyorum.. İnsanların incinmesini istemiyorum.", uykulu bir şekilde mırıldandım. "İyi geceler." Mia da gözlerini kapatırken gülümsedi. "Evet, ben de öyle.. İyi geceler.", esnedi. Gecenin geri kalanı huzurluydu, şükürler olsun ki.

The Vampire Next Door (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin